Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu kültür dokusu için "kiliselerde, camilerde cinayetleri ve hele rahiplerin, imamların kutsal mekânlarda katledilmeleri" dehşet verici bir barbarlıktır.Olay sonrası gazetelerde ve TV'lerde yayımlanan görüntülerin Türkiye'si ile tanıtmak istediğimiz Türkiye örtüşebilir mi?Başları sarıklı, göğüslerine kadar inen sakalları ve şalvarları, cüppeleriyle cinayetin işlendiği camide bulunanlar, tüm dünya medyasında döne döne gösterildi.İşte Türkiye!..Öyle mi?"İslami terör" klişesinin, Batı kamuoyu hafızalarına adeta çakıldığı şu süreçte böyle görüntüler, Türkiye için büyük talihsizliktir.O fotoğraflara bakan biri, Türkiye'nin İran'dan farkı olmadığını düşünebilir.Sadece fotoğraflar değil, kutsal ibadet mekânlarında cinayetler ve linç kültürü de tüyleri diken diken edicidir.En yüce değerleri yansıtan İslam diniyle hiç ilgisi olmayan bu izlenimler, Türkiye adına giderilmesi çok zor ve kaygı verici yargılar oluşturmakta.Türkiye ulusunun gerçekten inançlı, mütedeyyin çoğunluğu da rahatsız...............................Bu tür görüntülerin Türkiye'sini, AB'ye tam üye olarak görmek, Avrupa kamuoyu nabzını yansıtmaz.Avrupa kriterleriyle, yaşam tarzıyla, kültür dokusuyla bırakın örtüşmeyi, teğet dahi geçmeyen farklı getto orası...Ne yazık ki... Sanki Türkiye buymuş gibi algılanabilir.Gene o görüntülerden sonra, yılda 15 gününü huzur içinde geçirmek isteyen turist, Türkiye'ye gönül rahatlığıyla gelebilir mi? Bütün yıl çalışmış, kendisi ve ailesi için İstanbul'da, Ege'de, Akdeniz'de ağız tadıyla geçireceği bir tatilin fonunu biriktirmiş... Ama masmavi sularla öpüşen yemyeşil çamların gölgesini düşlerken, gazeteler ve televizyonlarda, Irak'ta işlenen cami cinayetlerini andıran ve İranlı mollalara çağrışım yaptıran görüntülerle karşılaşmış.Amerikalı ya da Avrupalı bir işadamı, ailesini alıp İstanbul'un, Ege'nin, Akdeniz'in kıyılarında birkaç gün geçirmek uğruna, gazetelerde, TV'lerde gözlerine dayatılan bu cinayetlerin coğrafyasına uçar mı?Parasını harcayacağı nice alternatif var.................................Üstelik bu son olay "tek örnek" değil.Önce...Trabzon'daki kilisede İtalyan rahip tabancayla vurularak öldürülmüştü. Ardından Samsun'daki kilisenin Fransız uyruklu 74 yaşındaki rahibi, kalçasından bıçaklanarak yaralandı.Ve...İstanbul'da da cami cinayeti...Nakşibendi tarikatı önde gelenlerinden imam Bayram Ali Öztürk, gene bir Nakşi tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Katil, gene o camide linç edildi.................................Adamlar "Kiliselerde, camilerde cinayetler işleniyor, linç olayları yaşanıyorsa, sokaklarda kim bilir neler oluyor?" diye düşünmezler mi?Kaldı ki, 3 turistik yörede 3 bomba da PKK tarafından patlatıldı. Turistler öldü, yaralandı.Rezervasyonların iptal mesajları sağanak gibi bastırdı................................Bütün bunlar olurken, Türkiye'nin tanıtımından sorumlu bakanlık ne yaptı?Hangi Batı televizyonunda, gazetesinde, dergisinde Türkiye'nin imajına düşen bu gölgeleri giderecek bir etkinlik, bir konuşma, bir güvence var?Sanki, hiçbir şey olmuyormuş gibi "sessizlik..."...............................Bir de bu kuşkuları derinleştirecek "icatlar(!)" vitrine konmakta."İslam ülkelerinin yurttaşları için, tesettürün uygulanacağı turizm bölgeleri oluşturmaktan" söz ediliyor."Haşemayla, tesettür mayolarıyla denize girilen" bir iki turistik tesis değil, "tüm bölgenin sadece böyle turistik tesislere açılması" planlanıyor.Hangi İslam ülkesinde bu uygulama var?Lübnan'a asker gider ama bu görüntüler kalır. g.civaoglu@milliyet.com.tr Batı uygarlığında "kiliseler sığınma yerleridir." Kiliseye girenler suçlu bile olsalar, bir anlamda "korunma" elde ederler.