Çiçek Pasajı'nın arkasındaki meyhaneler sokağı Nevizade... Boncuk Meyhanesi'ndeyiz. ABD Ulusal Folklor Sanatları Ödüllü udi Richard Hagopian'ı dinlerken "İnsanlar çıktıkları ana rahmine dönemedikleri için doğdukları topraklara dönerler" söylemini anımsıyorum.
Ud ustası Richard Hagopian ABD doğumlu. Babası Erzurumlu. Maraş'a yerleşmişler. Sonra ABD'ye göç... 6 yaşlarından itibaren Hagopian Amerika'ya geldikçe udi Hrant'tan ders alırmış.
Richard Hagopian California'da klasik Türk müziği ud ustalığını geliştimiş.
Türkçeyi de California'da öğrenmiş...
Hala Anadolu lezzetlerini, geleneklerini yaşayan yöredeki Ermenilere düğünler, şenlikler, toplantılar için özgün yemek ve tatlı servisleri yapan bir işadamı.
Fakat o kendini sanatçı olarak görmekte.
Gerçekten ABD Kongresi'ne davet edilerek, müthiş bir ustalıkla çaldığı ud nedeniyle Ulusal Folk Sanatları Ödülü'nü almak önemli.
Ve işte şimdi babasının doğduğu topraklara gelmiş.
Hagopian'ın bizim Lalezar Grubu ile Boğaziçi Üniversitesi'ndeki konserine ne yazık ki - bir dizi aksilik nedeniyle - gidememiştim.
Teselliyi Nevizade Boncuk Meyhanesi'nde buldum.
Sadece dostların bulunduğu "U" masada rakılarımızı yudumladık. Mezelerle, balıklamayla Richard Hagopian ve ona kemanıyla eşlik eden oğlu Harold Hagopian'ı "olması gereken ortamda" keyfini çıkara çıkara dinledik.
Yaşamı boyunca gözleri hiç görmemiş olan udi Hrant'ın yüzünü hiç görmediği eşi için yapıtı "Hastayım, yaşıyorum görünmez hayalinle"yi yorumu harikuladeydi. Sanki bu topraklarda yaşamışcasına temiz Türkçesi etkileyiciydi.
Ermenice "Ah im Anuş yar (Ah benim tatlı yarim)le neşe kaynağıydı. Şarkıdaki Türkçe "çınar boylum" gibi kelimeleri hoş bir aksanla vurguluyordu.
Gazetecilik anılarımda yer alacak birlikte fotoğrafı elbette ihmal etmedim.
Udi Hagopian İstanbul'a geldiği gün ustası Udi Hrant'ın mezarına gitmiş. Dua etmiş ve mezar başında ud çalmış.
Richard Hagopian babasından Maraş dondurmasını çok dinlemiş. Bağdat Caddesi'nde Maraş dondurması yemiş. Tavla oynamış. Ud çalmış.
Hagopian ve Lalezar Grubu Erivan'a geçiyorlar. Orada da konserler verecekler.
Bu etkinlik, Türkiye - Ermenistan arasında daha ılımlı bir ortamın oluşması bağlamında görülmeli. Türk - Ermeni İşadamları Konseyi olarak Noyan ve Kaan Soyak kardeşlerin yıllardır süren çabalarından biri bu.
Hagopian ABD'deki Ermeni diasporasının önemli ve ağırlıklı isimlerinden biri. Türkiye'ye gelebilmesi kolay olmadı.
Diasporada "buzlar çözülsün" diyenlerin yanı sıra kendilerini Türkiye ile hala "kan davalı" gören etkin adamlar da var. Ama Hagopian'ın gelişi "güvercinlerin" ağır basmakta olduklarının işareti.
Başka etkinliklerle de, siyasi yaklaşımların güvenlik ağı dokunmakta.
Örneğin "tarihi konuşmak" bağlamında Michigan Üniversitesi'nde bir toplantı yapıldı.
Ermeni tarafından Vahakim Dadiyan, Richard Ohanisyan, Ermenistan eski Cumhurbaşkanı Petrosyan'ın danışmanı Jirak Luberidyan ve Deniz Paparayan... Türkiye tarafından Baskın Oran, Michigan Üniversitesi Sosyoloji Kürsüsü Başkanı Fatma Müge Göçek, Bochum Üniversitesi'nden Fikret Adsun, Leyla Neyzi, Cengiz Çandar...
Bir diğer girişim olan, Türk, Azeri ve Ermeni gazeteciler toplantılarından beşincisi Ürgüp'te gerçekleşti.
New York'ta İsmail Cem, Ermenistan Dışişleri Bakanı Ohaniyan ile konuştu.
Yani...
İki taraf da kan kültüründen barış kültürüne geçişin izlerini seziliyor.
Önümüzdeki süreçte daha ilginç ve olumlu gelişmeler olabilir.
Suriye ve Ermenistan, Türkiye'nin AB'ye tam üye olmasını hararetle destekliyorlar.
Türkiye, Avrupa Birliği'ni Ortadoğu Kafkaslar, Güney ve Uzak Rusya, Orta Asya çoğrafyalarından çok büyük bir dış pazara açabilecek potansiyel.
Evet...
Meyhane izlenimleri böyle.
"Meyhane" deyip geçilmesin.
Fransız ihtilali Pocope adlı meyhanede yoğurulmuştu.
Hitler Münih'te bir birahanede darbe hazırlamıştı.
İkisinde de bulundum.
Boncuk'u değişmem.