Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

"Saddam meşru bir devlet başkanı mıydı?"Açayım...Hukukta "Normlar Teorisi" meşruiyetin kaynağını sorgular.Hepsi zincirin halkaları gibi birbirinin meşruiyetini oluşturan normlar şöyledir:"Sözlü ya da yazılı emirlertüzükyönetmelikyasabağlayıcı içtihatlaranayasa..."Yargı organları da bu hukuk normları içinde meşruiyet kazanır.Saddam'ı yargılayan mahkeme, gücünü son Irak anayasasından almaktadır.O halde... Meşru olması gerekir...................Ancak... "Normlar Teorisi" kolay pes etmez.Daha da kurcalar.Örneğin... "Bu anayasa, meşruiyetini nereden alıyor?"Cevap:"Halkoylamasıyla kabul edilen anayasadan..."Yani, ulusal irade olduğuna göre "meşru.".................."Normlar teorisi" hâlâ direnir. "Bu anayasayı hangi meclis hazırladı da halkın oyuna sundu?"Cevap:"Kurucu Meclis."Soru:"Kurucu Meclis nasıl oluştu?"Cevap:"Omurgasını ABD silahlı kuvvetlerinin oluşturduğu Irak'ı işgal eden kuvvetlerin dayatmasıyla."Soru:"O işgal kuvvetleri, Irak'a hangi meşru gerekçeyle girdiler?Birleşmiş Milletler kararıyla mı?"Cevap:"Tam tersine Birleşmiş Milletler kararı olmadan ve Birleşmiş Milletler'in 'işgali kaldırın' çağrılarına rağmen oradalar."O halde...Bu ülkeyi Birleşmiş Milletler'in onayını bile almadan, tek taraflı irade beyanıyla işgal etmiş ve işgali sürdürmekte olan yabancı güçlerin dayatmalarıyla oluşan Kurucu Meclis'in anayasası meşru olabilir mi?Buna "EVET" yanıtını verebilecek hiçbir ciddi hukukçu olamaz...................Peki Saddam'ın dünkü savunmasında ortaya attığı "Ben Irak'ın meşru cumhurbaşkanıyım. Beni yargılayabilecek meşru bir güç değilsiniz" söylemi, bu durumda gerçeği yansıtıyor mu?Yukarıdaki satırlarda da ortaya koyduğum gibi, mahkemenin meşruiyeti "Normlar Teorisi'nin" geniş anlamlı yorumuyla hayli tartışma götürür.Buna karşılık... Saddam'ın "Irak'ın meşru cumhurbaşkanı olduğu" iddiası da "Normlar Teorisi" ile gerçekdışı kalıyor. Çünkü... Saddam da, Irak devlet başkanlığına seçim, ulusal irade gibi meşru yollarla değil, "darbe yaparak" gelmiştir.Devletin başında cürüm işleyerek, yurttaşlarına kitle kıyımları yaparak, insan haklarını çiğneyerek, işkencelerle, zehirli gaz gibi insanlık suçlarıyla kalabilmiştir.Devletin başına darbe ile gelen, ulusal iradeye rağmen ve ulusal iradeyi tehdit altında tutarak yönetimde kalan bir başkanın "meşru olmak" iddiası gülünçtür...................Bu durumda hukuk dünyası çifte standart yanlışından kurtarılmalıdır.Saddam, tıpkı Miloşeviç gibi Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanmalıdır.Saddam bir canidir.Dünyanın başını derde sokan Hitler, Mussolini, Miloşeviç gibi insanlık suçlusudur.Kesinlikle yargılanmalı ve cezasını çekmelidir. Ama... 21. yüzyılın eriştiği, küresel hukuk standartlarında......................Bu aşamada..."Normlar Teorisi", "pes etmez" sanılsa da galiba "tam" öyle değil.Yoksa... Irak'ta öldürülen masum bebelerin, çocukların, kadınların, yapılan işkencelerin de hesabının sorulması gerekirdi.Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanan bir ABD Başkanı küresel hukuk standartları ve Normlar Teorisi'nde bile olacak şey mi?Hukukta "olması gerekenler" ile "olabilenler" ne yazık ki her zaman örtüşmüyor.Bize de hukuk ukalalığı yapmak düşüyor. g.civaoglu@milliyet.com.tr Saddam'ın "kendisini yargılayan mahkemeyi meşru bulmaması" üzerine bir soru: