Her pırıltıya bir pas lekesi bırakmak kültürü ne hazin...İlla bir fazlalık, hadi daha açık söyleyeyim bir rüküşlük yapacaklar.Formula 1'de bir yandan çağdaş ve Batı zihniyetinin yansımaları yaşandı, öte yandan lümpenlik...KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a, Formula 1 İstanbul Ayağı Birincilik Kupası'nı verdirmenin ne anlamı vardı, ne de gereği!.."Televizyonlardan bu yarışı izleyen 1 buçuk milyar dünyalı, Talat'ın KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu bu kupa verdirtme vesilesiyle öğrenmiş!.. Milyar dolar verilse böyle bir propaganda yapılamazmış!"İletişimin temel kuralı, mesaj verilecek olan grubun iyi seçilmiş olmasıdır."Hepsi alternatif spor dallarına odaklı, adrenalini yüksek ve hızı-heyecanı yaşam tarzı olarak benimsemiş bu izleyici kitlesinin umurunda mı KKTC'nin Cumhurbaşkanı, KKTC'nin tanınıp tanınmadığı" gibi bir marjinal ayrıntı?Ekrana odaklananların dış siyasetteki küçücük bir adanın macerasıyla hiçbir ilişkisi yoktur.Onların gözleri kupayı verene de değil, hem 7 kez F1 Şampiyonu olan efsane pilot Schumacher'i, hem bu yıl sürmekte olan F1 etaplarını genellikle önde bitiren Alonso'yu geride bırakarak birincilik kupasını alan Massa'ya kilitlenmişti.Bu bağlamda da İstanbul, belleklere, sürprizlerin yaşandığı ilginç bir parkur olarak kazınıyordu.Şimdi ne oldu?F1'den dışlanmayı teğet geçen ve 5 milyon euro ceza ödemeye mahkûm edilen F1 İstanbul organizasyonu akıllarda kalacak.Kimse bu başlığın altını okumaz bile...Kim bilecek Talat'ı?Bir kaşkariko dönmüş gibi algılanacaktır.Bu ülkenin dünya diplomatları arasında geleneği, entelektüel düzeyi, deneyimiyle seçkin bir konumu olan Dışişleri Bakanlığı var... Onlara sormayacaksınız... Bu ülkenin başında kim olursa olsun yıllar boyu hizmet vermiş, kazanımları derin kadrolara sahip Turizm ve Kültür Bakanlığı vardır. Bir işlevi de "tanıtım"dır. Onlara da sormayacaksınız. Bu ülkenin tanıtımının verildiği, değerli uzmanlara sahip iç ve dış "kurumsal iletişim ve tanıtım" firmaları vardır. Onlara da sormayacaksınız.Devlet politikalarında tanıtım stratejilerini de, Formula 1'in yeni yeşeren iyi izlenimlerini de çiğneyip geçeceksiniz...Her şeyi biliyorsunuz ya.............................Bir başka F1 skandalı daha...Sıralama turlarının yapıldığı cumartesi gecesi REINA'da bir davet...Dünyanın her yerinden 2 bin dolaylarında seçkin konuk...Hoparlörler içe yöneltilmiş, mekânla deniz arasına kalın kadife perdeler gerilmiş. Ses sızması neredeyse sıfırlanmış.Resmi görevliler geliyor, "Müziği keseceksiniz" diyorlar."Neden" sorusuna "Başbakanımız az ötede Kuruçeşme Divan'a geldi" yanıtı veriliyor.Bir sonraki gece aynı yerde 1800'ü yabancı, 2 bin konuk birincilik kupası bağlamında bir araya gelmiş, birinci Massa da orada... Polis geliyor, "Burayı kapatıyoruz" diyor. Turizm işletmesine girme yetkileri bile yok ama burası Türkiye, yok öyle...REINA, Türkiye'ye gelen ünlülerin mutlaka görmek istedikleri birkaç vitrinden biri...Neden karartılmak istenir?Yoksa AKP sürecinde REINA, SORTIE ve birkaç böyle mekânın üzerine giderek muhafazakâr tabana mesaj mı veriliyor?Önceki gün REINA'nın sahibi Mehmet Koçarslan'ın bileklerine kelepçe takılınca kafamdaki bu soruların vurgulandığını hissettim.Savcının soruşturmaya bile gerek görmediği bir olay nedeniyle Koçarslan'a kelepçe takmak, yoksa gene tabana mesaj mı?Bu "zihniyet iklimi," pastırma yazı sıcağını yaşadığımız şu günlerde bile ürpertiyor. g.civaoglu@milliyet.com.tr Petrol Ofisi Formula 1 organizasyonu gerçekten başarılıydı. Diğer ayakların hiçbirinden aşağı değildi. Bu "güzellik" konuşulacak yerde, 5 milyon euro cezanın gölgesi düştü Türkiye üzerine...