Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

TANSU Çiller ile Yalım Erez'in yolları nasıl ayrıldı?
Yalım Erez'in - çok özel - temaslarında anlattıklarını yansıtayım.
Daha MGK'nın 28 Şubat / 1 Mart tarihi toplantısı olmamış.
Tansu Çiller, RP'nin de oylarıyla TEDAŞ, TOFAŞ ve Mal Varlığı konularında yeni sıyırmış.
Erez, Çiller'e "bu işin sonunun geldiğini" söylüyor.
Artık Çiller, ayrılmalıdır.



Başbakan Yardımcılığı'ndan, DYP Genel Başkanlığı'ndan...
Hatta siyasetten.
Erez şöyle der:
"Eğer, Genel Başkanlığa benim oynadığım gibi bir kuşku varsa, işte hem bakanlıktan, hem DYP'den, hem de milletvekilliğinden istifa mektubunu veriyorum.
Alın, sizinkiyle birlikte işleme koyun.
Benim hiçbir kişisel ihtirasım yok.
Sözlerim, doğru bildiğim şeylerdir. İlkelerdir.
Siyaseti birlikte de bırakabiliriz."
Bu sözlerde belki birkaç kelime farklı olabilir.
Ancak...
Mesajı ve tavrı budur.
Tansu Çiller'in DYP Genel Başkanı seçilmesinde Hüsamettin Cindoruk'la birlikte en büyük payı olan Yalım Erez desteği, işte böyle yitirilmiştir.
GERÇEKTEN...
Çiller'i DYP kongresinde Genel Başkanlığa taşıyan oylar, partideki Cindoruk'un kumanda ettikleriydi.
Demirel'in Cindoruk'a "ben Çankaya'da, sen Meclis'in başında olalım" sözlerine tepkiydi.
Ve...
Erez'in TOBB Genel Başkanlığı nedeniyle çok etkin olduğu Anadolu burjuvazisinin DYP kongresinde temsil edilen oyları da Çiller'e akmıştı.
Çiller, önce Hüsamettin Cindoruk'u kaybetti... Çok yakın süre önce de Yalım Erez'i.
Gene belirteyim ki...
Yalım Erez, hala şahsına oynuyor değil.
Fakat, Refahyol'un noktalanması için en etkin işlevi yerine getiren az sayıda öncüler arasında.
Bir tür, demokrasi misyonu var.
Kendisi gibi DYP'den ve Anavatan'dan isimlerle sürekli temas içinde.
SAĞDUYU ve demokrasi adına Meclis zemininde bir hareket dantela gibi dokunuyor.
Başka isimler vermek gereksiz.
Oluşumu geciktirmekten başka bir etkisi olmasa da, elbette, engelleme müdahaleleri olacaktır.
Fakat...
Bilinmelidir ki...
Bu böyle gitmeyecek.
DYP'de, Anavatan'da, hatta RP'de sağduyu ekseni etrafında toplanma var.
Anavatan'da bu hareketin içinde olanların elleri, nispeten rahat...
Çünkü...
Mesut Yılmaz, "ben Başbakanlık iddiasında değilim. Liderler dışında kurulacak hükümetlere destek vermeye hazırım" demiş bulunuyor.
Asıl fedakarlık, Tansu Çiller'den beklenilmekte.
Çiller ise, zemindeki titreşimlerin, hatta depremin farkındaymış gibi görünmüyor.
O, bütün politikalarını "kendi Başbakanlığına" kilitlemiş.
Bunalım sürmesi halinde, "RP ile sıkı bir pazarlık yaparak, kendine erken Başbakanlık" çıkarmayı planlıyor.
Ve gene biliyor ki...
Refahyol hükümeti biterse - çok büyük olasılıkla - kendisine artık Başbakanlık yok.
Refahyol'u sürdürmek...
Ama bu arada RP'yi, Türkiye'nin sağlam güçleri gözünde iyice itibarsız hale getirmek, kendisini tercih edilir isim yapmak politikasının omurgası.
Bu nedenle Çiller'in, hem Yalım Erez'e yanıtı, hem bugün sürdürdüğü politikaya bakarak...
"Refahyol dışındaki oluşumun önündeki engel" konumu açıktır.
TANSİYON düştü mü?
Görünüşte öyle...
Fakat... Barometre de düştü ve düşme sürüyor.
Barometrenin düşmesi, fırtına işaretidir.
Önce birkaç sağanak...
Sonra fırtına.
İşte siyasetten sezinlediğim meteoroloji raporu.
Yakın gelecekte Meclis'ten bu hükümeti sarsacak üst üste birkaç sağanak bekleyiniz.
Ardından hükümetin çöküşünü işaretleyecek Meclis aritmetiği oluşumunu...
Gizli toplantılar...
Kurulan dirsek temasları...
Liderlerin en yakınlarından kopmalar...
Zeminlerindeki destek heyelanı...
Bütün bu işaretlerden sonra, Erbakan ve Çiller'in Refahyol'u sürdürebilmeleri çok küçük bir olasılık.
Herşey, denizin bittiğini gösteriyor.
Adeta... Uzatmalar oynanıyor.
ANAYASA'nın ve demokrasinin meşru zemininde bir iktidar değişiminin ayak seslerini, ancak duymak istemeyenler işitmeyebilir.
Demokrasinin ve siyasetin iklim normallerini tanıyan herkes ise, barometrenin düşmekte olduğunun... Fırtınanın yaklaştığının farkında.
Büyük bir iddia ortaya atmıyorum.
Bunu sevmem de...
Sadece, çıplak gözün dahi görebileceği manzaraları yansıtıyorum.
Eğer hadiseler beni doğrulamazsa... Bunun nedeni, herhalde, siyaset galerisindeki Nisan 1997 tablosunu yorumlama hatası olmayacaktır.
Doğada olduğu gibi, siyasette de sürprizlere bir aralık kapı bırakmak gerek.
Uzatmalar uzayabilir.