Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Venedik
AHMET Güneş-tekin’le devam...
Sergisinin bulunduğu “La Pieta”nın diğer avlusunda bir heykeli daha var.
Harflerden oluşan satırlar halinde İstanbul’un önceki isimleri.
Güneştekin onlar için “reddedilmiş isimler” diyor.
Asıl yapılanma “konstantiniyye” harfleriyle örülmüş.
Fakat...
Her harfin yanından bakıldığında kentin daha önceki “kadim isimlerinin” işlendiği görülüyor.
Sadece “İstanbul” yok.
Çünkü...
“Bugüne kadar reddedilmiş değil.”

RESİMLER

SALONDA ve kanaldan giriş kapısı sonrası koridor boyunca Güneştekin’in farklı tarzını yansıtan tablolar var.
Koleksiyonerler bu açılışa ilgi gösterdiler.
Ancak...
Aynı gün Louis Vuitton’un sahibi olan ünlü koleksi-yonerin de verdiği davetle aynı saatlere gelmesi nedeniyle koleksi-yonerler “iki durak” yapmak zorunda kaldı.
Sadece satış değil, galeri kontakları da çok önemli.
Şu iki gün içinde Ahmet Güneştekin’le çalışmak istediğini bildiren 100’e yakın küratör, galeri, müze var.
Bir tomar kart...
………………………..
Bienale paralel olarak özel resim sergilerini açan iki ressamımız daha var: Kutlu Ataman ve Bedri Baykam...
Onların da yapıtları ilgi çekiyor.


600 YILLIK MEKÂNDAYIZ


SERGİ açılışından sonra Venedik’in tarihi mekânlarından “Palazzo Contarini Corfu”da bir yemek düzenlenmişti.
15’inci yüzyılda yapılan bu görkemli saray 19’uncu yüzyıldan itibaren Rocca ailesinin mülkiyetine geçmiş.
Medya ve sanat yolcularının katıldığı bu davette sponsor Ahmet Çalık’tı.
Muhafazakâr kesimden de sanata hele modern sanata- yöneliş ve destek Türkiye’de ortak payda bileşenlerini artırıyor.
Sanatçıya destek kaynakları çoğalıyor.
Yemek araları sık sık Palazzo’nun teraslarına çıktık.
Altımızda ışıkların uçuştuğu sularda kayan Venedik’e özgü sürat motorları, gondollar...
Sağlı, sollu 500-600 yıllık Palazzo’ların görüntüsü haşmetli ve romantik de...
Dolunay biraz küçülse de Venedik’in üstünde som altın bir tepsi gibi bu güzelliğe sanki ayna oluyor.
Davetteki müzik grubu opera klasikleri de çalmaya başlayınca tablo bütünleşiyor, daha da güzelleşiyor.


BİENAL GEZEGENİ


VE bienal...
Otelden deniz taksiyle 30 dakika yol alıp, doğrudan bienal alanına geçtik.
Yanımda İtalyan rehberim Julia...
Venedik Bienali bir sanat gezegeni.
Öylesine yaygın, öylesine farklı binalardan, sanat caddeleri ve sanat sokaklarıyla birbirine bağlanan “sanat devletçiği...”
Türkiye’nin pavyonu “Arsenal” adlı bölgede.
Çuvallarla kaplanmış ilginç bir sokağın sonlarından gezegenin uydusuna geçiliyor.
Orada da uzun yürüyüş ve yürüyen merdivenlerle çıkılan büyük bir salon...
Geniş ve güzel bir mekân.
Dün de yazdığım gibi, Sarkis Zabunyan‘ın yapıtları ve neonlarla oluşan enstalasyon dikkat çekici.
Epeyce ziyaretçi vardı.
Konuşmalara kulak kabarttım, “akşam için aşk yapmak” programları, turistik olmayan iyi restoran adresleri kadar Sarkis’in sanatına övgüler de kulağıma çalındı.
Venedik izlenimleri için son yazı ve görüntüler yarın.