Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Annan planını önemli maddeleriyle bilmeden Annan planı konuşmak, "ver kurtul" ya da "verme de turşusunu kur" muhabbeti düzeyinde kalır.
Ama anlaşmaları, ekleriyle birlikte 80 bin, evet yazıyla (seksen bin) sayfayı bulan bu dosyanın satırlarına dolanıp durmak da eksik kalmaktır. O dosyanın - bilerek - üstüne çıkabilmek, ufuk kazanmak ve sağlam rota çizmek gerekir.

Dikenleri ayıklamak
Annan planı, 2 büyük değişiklik ve 14 maddelik başlangıç makyajından sonra bile - c i d d i - soru işaretleri çizmekte.
Başlıcalarını sıralayayım:
LOİZİDU davaları... Annan planı, "taşınmaz mallara ilişkin tüm davaların iptali için Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti ve oluşturucu devletlerin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) r i c a'da (request) bulunmalarını" öngörüyor.
Peki, AİHM, bu r i c a'ları kabul etmek zorunda mı?
Hayır...
Böylece Ada'ya askeri müdahalesi gerekçe gösterilerek, Türkiye aleyhine Loizidu türü yüksek rakamlı tazminat davaları sürebilir.
AİHM ise, en iyi ihtimalle "yeni devlette önce iç hukuk yollarını tüket" cevabını verebilir. "İç hukuk" 2 Türk, 2 Rum, 3 yabancıdan oluşan Toprak Komisyonu olacak.
Bu komisyonda, oy sayısı, Rumlardan yana ağır basıyor. Loizidu türü davalar açacak olanların şanslarının yüksek olacağı görülüyor. Toprak Komisyonu, oluşturucu devletlerin de üzerinde yetkilere sahip. Kararı dinlemeyecek bir Türk'e, gene kuzeyde olacak TC ve yerel polis gücünün de üstünde yetkilere sahip kılınan Barış Gücü yaptırım uygulayacak.

Hayali sınırlama
Taşınmazlarda, arsa ve evlerin yüzde 10'undan fazlası iade edilmeyecek deniyor.
Oysa...
Anlaşma yüzde 21 toprak iadesini öngörüyor, buna yüzde 10 ev ve arsayı ekleyin... Yüzde 31 ediyor.
Ayrıca... Karpaz, tümüyle veriliyor.
Maruni köyleri ve dini tesisleri de sınırlama dışı. İşyerleri de bu sınırlama dışında.
Yani... Taşınmazlarda gerçek iade oranı zamanla yüzde 50'yi bile bulabilir.

Kara delikler
Başka kara delikler de var.
Örneğin...
Annan planına göre, Güney'den Kuzey'e göçmüş ve Güney'de bıraktığı tapulu taşınmazının değeri halen sahibi bulunduğu Kuzey'deki taşınmazın yüzde 50 üzerinde olan Türk, Kuzey'deki varlığın sahibi olmaya devam edecek...
Bu, pratikte mümkün değil.
Plan ölçütleriyle yapılan hesaplamalar, Kuzey'deki Rum mallarını Güney'deki Türk mallarından 1400 kat daha değerli gösteriyor.
Annan planında bir de esaslı inkişaf (significant improvement) ölçütü var...
Kuzey'de bir Türk Rum arsası üzerine ev yapmışsa veya bir Rum evini esaslı inkişaf yaratacak kadar kökten onarımla ve ilavelerle değiştirmişse, arsa bedelini Rum'a ödeyerek bu taşınmazın mülkiyetini sürdürecek. Oysa, Kuzey'de bırakılan arsalar o denli pahalı görünüyor ki, Türklerin Güney'de bıraktığı taşınmazlar öylesine değersiz ki, ortalama bir Türk'ün bu hesaplaşmanın altından kalkması çok zor...
Evlerinden, işyerlerinden olanlara, taşınmaz verilmesi öngörülüyor.
Ama planda, bu amaçla kurulacak fonun hangi kaynakla oluşacağı belirsiz!.
Milyarlarca dolar tutar bu...
AB vermez.
Kim verecek?
Oturduğu konuttan çıkmayanlar, Barış Gücü tarafından zorla atılmazlarsa, kira ödeyecekler.
Annan planına göre ilk aşamada Kuzey'deki nüfusun yüzde 21'i kadar Rum gelebilecek. Yani, 42 bin Rum...
15 yıl sonra ve / veya Türkiye AB üyesi olduğunda bu sınırlama kalkıyor.
Tüm bu kısıtlamalara bakılmaksızın, 30 yıl önce Kuzey'den Güney Kıbrıs'a kaçmış olan 65 yaş ve üzerindeki Rumlar, aileleri ve kardeşleriyle Kuzey'e dönebilecekler...
Bunlara Karpaz'a gelecekleri de ekleyelim. Sayıları 50 bini bulur. Yani toplam 92 bin kişilik Rum göçünün çıtası görünmekte.
Kısacası kafadan, Kuzey'deki seçmen sayısının neredeyse yarısı...
Ve bir vahim haksızlık...
Kafkasya'dan gelmiş Pontus Rumları ile Yunanistan'dan getirtilmiş Rumların tamamı otomatik "yurttaş" oluyorlar. 30 yıl önceden başlayarak Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'a giden Türkiye kökenli Türklerin ise sadece 45 bini - denge rakamı olarak - vatandaş olabilecek... Gerisi, "kusura bakma haydi geriye" denip sepetlenecek...
Yarın...
Türk polisi, Türk yargısı, T.C. askeri, Devlet yönetimi...