Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Barzani, o sözleri söylediğinde, ertesi gün Erbile gideceğimi... Talabani ile konuşmak için randevum olduğunu biliyordu. Barzani ile Seladdin kentindeki sarayında konuşuyorduk. Talabaniye olan olumsuz duygularını ve kişiliğine duyduğu kuşkuları anlatmıştı: Türkiyeye ihanet etmem. Talabaniyi babam Kürt hareketinin içine almıştı. Ona güvenmişti. Yükseltmişti. Ancak babama ihanet etti. Bizden koptu... Kendi partisini kurdu. Karşımıza geçti. Hareket bölündüğü için Bağdat yönetimlerine karşı zayıfladık. Babam onu hiç affetmedi. Ben de affetmem, güvenmem." Savaşın içine düşmek Çünkü, Talabani, Erbilde yoktu...Kaçmıştı.Barzaninin gizlice anlaştığı Saddam, Körfez Savaşı sonrasında ilk kez kuvvetlerini kuzeyde kendisine yasak olan bölgeye doğru harekete geçirmişti. Erbile varmak üzereydiler.Talabani kuvvetleri dağılmıştı. Talabaninin kendisi de Kalçolana doğru uzaklaşıyordu.Bir gün önce saatlerce konuştuğum Barzani hiç renk vermemişti. Sanki tatildeymiş gibi sakindi.Oysa gerçekten tehlikenin tam göbeğine düşmüştük.Olay sırasında Erbilde bulunan ve bir gün önce Barzani ile konuşan tek Batılı gazeteci ben ve ekibimdeki arkadaşlarımdı.Bunun keyfi, atlatılan tehlikenin çok üstündeydi. 1996 Ağustosunun sonuydu... Erbile geçtik. Milliyetten ve Kanal Dden arkadaşlarımla tarihe tanık olacaktık. Skandal bant Bantta, Talabani, Abdullah Öcalanın yeri tam bilinmeyen bir evindedir. Zaman zaman Talabaninin anlattıklarına yüksek sesle gülmektedirler.Neden mi?Çünkü Talabani Türkiye ile dalga geçmekte ve şöyle demektedir:"Buraya gelmeden önce Şamda Türkiye büyükelçiliğinde idim. Büyükelçi ile konuştum. Bana sizinle ilişkim olmaması için gözdağı verdi. (Gülüşmeler)Sizin Şamdaki evinizin ve Bekaa Vadisinin dışında nerede oturduğunuzu bilmiyor. Merak ediyor. Benden laf almaya çalıştı. Söylemedim tabii. Yani Türkler anlaşılan burayı bilmiyorlar. (Gülüşmeler)"O zaman bandı Kanal Dde yayımlamıştım.Ortalık toz duman olmuştu.Talabaninin Apo ile işbirliğinin suçüstü belgesiydi.Üstelik Talabani şimdi olduğu gibi, o zaman da Ankaraya itibarlı bir konuk gibi geliyor, devletin üst kademeleri ile görüşüyordu. Apoya karşı tavır koymakta olduğunun güvencelerini(!) sunuyordu. Barzani daha sonra bir jest yaptı. Talabaninin kaçarken yanına alamadığı, yok edemediği bir video bandını gönderdi. Talabaninin çalışma odasında ele geçirilmişti. Kıssadan hisse Barzaninin Talabaniye olan nefreti, babasına ihanete kadar uzanıyor. Talabani ile şimdi aynı oluşum içinde görünse de ilk fırsatta onu yok etmek isteyecektir. Bunun için daha önce can düşmanı olan Saddam ile işbirliği yapmıştı. Gene yapar. Başkalarıyla da...Türkiye iki düşmanın bütünleşmesine kadar varan süreçte seyirci mi kaldı?Çünkü bugün ortak parlamentoları açılıyor.Talabani de Barzaniden nefret eder. O da Apo ve İran dahil, her türlü ittifakı denemiştir.İkinci sonuç...Talabaniye kesinlikle güvenilmez.Kuzey Irak Kürtleri adına verilecek güvenceler buğulu cama parmakla yazılan yazı kadar uçucudur. Şu satırlardan çıkan sonuç... İzin verilemez Bunun fiili "devlet" sürecinde sonuca yaklaşmak olduğu açıktır.Özellikle bugün, daha önce hazırlanmış anayasa metni de Barzani ve Talabani tarafından imzalanırsa belirleyici adım atılmış olur. O Anayasanın birinci maddesi, bu oluşumun "federe devlet" olduğunu öngörüyor.Ardından, açıklamanın ekim ortasında Brükselde yapılacağı yolunda haberler gelmekte.Bütün bunlara izin vermemek durumunda bulunan Türkiye, ABDnin Iraka harekât olasılığından daha yakın ve çok daha ciddi / kalıcı tehlikeyle karşı karşıya. g.civaoglu@milliyet.com.tr Evet... Bugün, iki tarafın ortak Kuzey Irak Kürt parlamentosu toplanıyor. Başkentleri var; Erbil... Merkez bankaları, paraları, ortak askeri güçleri var. Hükümetleri olacak.