Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

ŞEFFAF Oda’da Levent Kırca’nın seçimler ve siyaset için sözleri güme gitti. “Propaganda yasakları” kapsamına girdiği yorumuyla o bölümlerini yayımlayamadık.
Oysa... DSP’den Üsküdar belediye başkan adayı olan Levent Kırca, programın çekiminde gülmekten gözlerimizi yaşartmıştı.
Örneğin... 29 Mart’ta seçilirse yapacağı şeylerden birini şöyle açıklıyor:
“Bir de evin bir kısmının kaçak olduğunu söylüyorlar. Ben onu nasıl yıkacağımı günlerdir düşünüyorum. Yani bahçede karşı karşıya gelebilirim. Yani Tayyip Bey’le, şöyle çekil, yıkacağım ben burayı...”
Kırca devam ediyor:
“Sonrası tabii o da yukarıdan bana bir Davos muamelesi yaparsa...”
Boru mu bu?
LEVENT Kırca başkan seçilirse Üsküdar’da artık “boru” görülmeyeceğine söz veriyor.
Gerekçesini anlatıyor:
“Biliyorsunuz semtlerde şimdi devamlı boru döşeniyor. Biri boruyu döşüyor, öbürü geliyor, o boruyu çıkarıyor. Biri döşüyor, biri çıkarıyor. O arada kaldırım yapılıyor.
Bir kere bu boru işini ben döşemeyeceğim. Dışarıdan aksın ne akacaksa... Ve vatandaş tanısın. İşte benimki, dün akşam yapmıştım...”
Boru döşeme, söküp yeniden döşeme... Kaldırım yapma, söküp yeniden yapma çıkar döngüsü ancak böyle hicvedilebilir.
Pislik borularla içeriden değil, yüzeyden aksın, herkes de görsün.

Haberin Devamı

Yasak sızıntıları

ROJİN AĞLADI ve AĞLATTI
KÜRTÇE ağıtı söylerken Rojin’in gözlerinden yanaklarına iri damlalı yaşlar süzülüyordu.
Duygulanmıştı.
Ancak... Gözleri ağlarken dudakları gülümsüyordu.
“Boğaz manzarası, Sait Halim Paşa Yalısı beni böyle yaptı” diye kara mizahın derinlerine dalıyordu.
Onu dinlerken Levent Kırca’nın da gözleri buğulanmıştı.
Bu topraklardaki kardeşlik hislerinin nasıl da güzel paylaşıldığının örneğini verdiler.
Bennu Yıldırımlar’ın duygulu olduğu kadar duyarlı da olması ilgi çekiciydi.
Rojin’in daha gözlerinde yaşlar birikirken Bennu, kâğıt mendil hazırlamıştı.
Bekledi, şarkısını bitirdikten sonra gözlerini ve yanaklarını kurulaması için Rojin’e verdi. Seçim propagandası gediklerinden yazılı medyaya sızabilenler bunlar...

Haberin Devamı

ASLANIN PENÇESİNDE DİKEN
ARDA hem futbolu hem yüreğiyle Metin Oktay olma yolunda.
GS’nin tarihinde Metin Oktay’a akmış olan sevgi seli, onun yeşil sahaları bırakmasından sonra coğrafyasız kalmıştı.
Şimdi Arda, ayaklarıyla, beyniyle ve yüreğiyle bu sevgi selini kendine akıtacak coğrafyayı kazıyor.
Son haftaların tek tesellisi Arda’dır.
Üzüntülere gelince... GS üst üste çakıldı.
Hamburg karşısında 2-0 ilerideyken, artık turda takılmak, turu geçememekten daha zordu.
GS, üst üste 3 gol yiyerek işte bu zor(!!) olanı başardı.
Üzüntü kadar hayret de verdi.
GS yarı sahasına sanki tribünlerden sökülen koltuklar döşenmişti. GS savunması ikinci devre, yanlarından rahatça geçen Hamburglu golcüleri seyrettiler.
Hiç değilse, Eskişehir önünde moral bulmayı bekledik.
Bu maçı kazanırsa GS, 3 değil, 13 puan kazanmış olacaktı.
Geçen hafta Süper Lig’in zirvesindekilerin kaybettiği puanlara, GS’nin kazanabileceği 3 puanı ekleyin, 13 eder.
Bu kadar önemli bir maçı Ali Sami Yen’de, yani kendi arenasında oynayacak Aslanlar, Eskişehir’i dağıtabilirlerdi.
Oysa tam tersi oldu. Lincoln’ün valizlerini alıp gitmesi önemli değil. Asıl önemli olan, GS’nin lif lif dökülen fiziki yetersizliği...
65. dakikadan sonra GS sahada kocamış aslanlara dönüşüyor. Adım atacak hali kalmayan, havı dökülmüş, oyuncak olmuş aslanlar...
İkinci yarıya belli ki GS’li topçuları teknik adamlar hiç de iyi hazırlamamışlar.
Bu kondisyonla ligde şampiyonluk sadece mucize olur.
Arda’yla başladım. Onunla noktalayayım... Fiziği de Metin Oktay’a benzeyen, hatta onun beden diliyle örtüşen Arda, inanılmaz koşuyor. İleride, orta sahada, sağda, solda, savunmada, her yerde...
Takımı adına çok güzel ama kendi adına ofansif kariyerinden enerji çalıyor.