Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşte ilan... Bir ölüm ilanındaki yaşam pırıltısını yansıtacağım... 2005 Türkiye'sinde "aydın", geçmişi nasıl görebilmeli... Yarınlara nasıl bakmalı? Ölüm ilanı satırlarında yüzyıllık yolculuk, bu duyarlı sorunun cevaplarını sunuyor. Hürriyet 1902'de Everek'te (Develi) doğdu. Babası Nazar Efendi, annesi Homosi Hanım'dı.Anadolu'yu kasıp kavuran o insan yangınında babası da öldürüldü. Genç annesi, iki küçük (Keğeszik, Vartanuş) sürgünü acıyı ve zulmü, ama aynı zamanda kardeşliği ve yardımlaşmayı tanıdı. Kendisi de aynı yangından esirgenen, öksüz ve evlatlık demirci Arsen Usta ile evlendi. 5 çocukları yaşadı: Hamparsum, Maresa, Vartuhi, Takuhi, Nazar. 16 torunları doğdu: Vartanuş, Silva, Alis, Elizabet, Hagop, Vahan, Jülyet, Harutyun, Arsen, Azat, Mari, Arsen, Aylin, Milena, Ludmilla, Ali Murad. Annesinin (1964), kocasının (1971), küçük kızının (Takuhi-1992) ölümlerini gördü. Bir tek gün zulümden söz etmedi. Acıyı, sevgisi ve şefkatiyle yumuşattı.Gençlere iyiliği, güzel günleri anlattı. Ölümünden hemen önce en küçük torununa"Sordum sarı çiçeğe, anan baban var mıdır?"ilahisini söyleyen odur.Bu kadın, annemiz, büyüğümüz, büyükle büyük, çocukla çocuk olmasını bilen bu matriark, ölümü kavuşma olarak, doğumu bir direnme ve meydan okuma olarak gördü. Ateşin, yokluğun, yoksulluğun içinden geçti geldi; sevgisi gibi aklını ve ferasetini de yüreğinde taşıdı. Hem korktu ölümden, hem ölümü özledi. Hem ancak onunla yaşayanların bilebileceği kadar çekti hayatta, hem gönülden sarıldı yaşamaya ve sevdi yaşamı. Torununun torununu gördü, kucağına aldı, onu kutsadı.O Anadolu'nun yaşadığı bir bütün yüzyılı Anadolu gibi kederiyle, acısıyla, direnciyle ve sevdasıyla yaşayan, gerçek insanlardan biriydi.Onu kaybettik.Onunla birlikte şimdi yüzyıl erken bitiyor. Anadolu'nun kaderi gelen çağda aydınlık olsun; artık yalnız sevgi, sevinç, mutluluk, kardeşlik ve paylaşma tohumları yeşersin.Savaş olmasın, barış olsun. Onun bacıları, hısımları, komşuları, çocukları, yeğenleri, gelin ve damatları, torunları, torunlarının torunları ondan öğrendiklerini kendilerinden sonra gelenlere öğretsinler. İyilik ve sevgi öyle büyüsün.Amerika'da, Fransa'da, Almanya'da, Avusturya'da, İsviçre'de ve elbette vatanı, yurdu, evi ocağı Anadolu'da, Türkiye'de. Onu kaybettik 10 Nisan 1998 Cuma, 13.00 Ana Kilise Ermeni Patrikhanesi karşısı, Kumkapı Şişli Ermeni Mezarlığı Bu ilanı yazan gerçek bir aydın, yürekli dost Nazar Büyüm'dür.Onun satırlarını yorumlamam.Bir sanat yapıtı gibi, okuyan mesajını kendi algılayacaktır.İlan yayımlandığında da öyle olmuş.Patrikhane karşısı Ana Kilise'deki cenaze törenine veya Şişli Ermeni Mezarlığı'na akraba ve dostların ötesinde Maryani Büyüm'ü hiç tanımayanlar da gelmiş. Büyüm Ailesi'ne başsağlığı dilerken, "Tanımadık, onunla tanışmadık. Sadece gazetelerde ONU KAYBETTİK başlıklı ilanı okuduk, duygulandık, aynı görüşlerde birleştik ve son yolculuğunda uğurlamaya geldik" demişler.......................2005 Türkiye'sine, Büyüm'ün satırlarında hafızalara kazınması gereken mesajlar var. Her kesime, her etnisiteye...Diyalog, iletişim, sevgi, bütünlük, adalet, sivil inisiyatif, demokrasi, kan kültürünün ve kinin reddi, yaşam sevinci ve tutkusu... .......................Bu çağa çağrısını vurgulayayım. "Anadolu'nun kaderi gelen çağda aydınlık olsun, artık yalnız sevgi, sevinç, mutluluk, kardeşlik ve paylaşma tohumları yeşersin." g.civaoglu@milliyet.com.tr