Türkiye'nin,
2015 yılında
dünyanın en etkin 9 ülkesi arasında yer alması ulusal hedefimiz oluyor.
Bu hedef,
MGK'ya da sunuldu.
ABD Başkanı Clinton'ın
"önümüzdeki 1000 yılı Türkiye belirleyecek" sözleri ile
Sekizinci 5 Yıllık Plan'da yer alan ulusal hedef arasında paralellik var.
Ankara'daki söylemle,
Washington'daki gözlem, bir bakıma örtüşüyor.
Eski
DPT müsteşarı - devlet kıymetini bilemediği için istifa etti - Büyükelçi Orhan Güvenen, daha öncekilere hiç benzemeyen bir
"5 yıllık kalkınma planı" hazırlamıştı.
Ekonominin yanı sıra eğitim, kültür, jeopolitik konum, küresel değişimler ve diğer parametrelerin de kullanılmasıyla,
Türkiye'nin
2000'li yıllar için planlaması yapılmıştı.
Türkiye, belki ekonomi olarak
ilk 9 arasında olmayabilirdi ama
"etkinlik katsayısı" yükseliyordu.
Türkiye'nin sınır içi dinamikleri ve kaliteleri ötesinde, küresel değerlerde de
"varoluş sürecine" işaret edilmekteydi.
Matematik kanıt
Örneğin...
ABD'nin hemen hemen bütün
"iyi" üniversitelerinde en az birkaç
Türk profesör bulunmakta.
ABD üniversitelerinin dekanları arasında
Türkler'in sayısı artıyor.
ABD'yi besleyen kültür kaynaklarında
Türkler giderek çoğalmakta.
Fikirlerin ve politikaların oluşmasını etkileyen ligde oynuyorlar.
Söz gelişi...
İsveç'in bir kıyı köyünde yıllar boyu gizlice sürdürülen
İsrail - FKÖ görüşmelerinin başarıya ulaşması için psikolojik ortam, bir
Türk profesörü
Vamık Volkan tarafından oluşturulmuştu.
Vamık Volkan, Gürcistan'da,
Sırbistan'da,
Kosova'da da politik çözümler için
Beyaz Saray adına o yörelerin psikolojik altyapı çalışmalarını yürütmüştür.
Orhan Güvenen'in
"en etkili 9 ülke arasında yer almak" iddiasını belki fazla
"havalı" bulanlar çıkabilir.
Ama...
Onun çok iyi bir matematisyen olduğunu belirtmeliyim.
Her yaklaşımında matematik gerçekçilik vardır.
Güvenen, Türkiye'de devlet hizmeti almadan önce
Dünya Ekonometri Derneği Başkanı idi.
Ekonometri, ekonomiye bilimsel katkıda bulunan ve teori mimarisine matematik statik hesaplarını kazandıran sağlam bir gerçekliktir.
Ayrıca...
Ekonomi alanında uluslararası bir kuruluş olan
OECD'nin uzmanıydı ve
Paris Üniversitesi'nde istatistik dalı öğretim üyesiydi.
Güvenen'in matematiği kullandığı alanlar öylesine çeşitlidir ki, bunlardan biri de
"laisizmin matematikle izahı"dır.
Ne yazık ki...
Devlet,
Güvenen'i kırdı.
İstifa etti.
Türkiye'nin çok şey kaybettiği söylenebilir.
Keşke
Sekizinci 5 Yıllık Plan'da öngörülen hedef ve
2000'li yıllarla ilgili küresel değişkenleri değerlendiriş yaklaşımı devre dışı bırakılmasa...
Duyarlı dönem
Şu satırlar yazılmadan birkaç saat önce, yer yuvarlağının neredeyse
hala üzerinde güneş batmayan imparatorluk izlerini taşıyan devletinin büyükelçisiyle konuşuyorduk.
Helsinki Toplantısı'ndan çıkacak karar bağlamında sezilerini sordum.
Cevabı
"Bu toplantıdan, Türkiye'nin tam üyeliğe adaylığının çıkacağını tahmin ediyorum" oldu.
Büyükelçi'nin daha sonra söyledikleri ise
Helsinki'de
Türkiye'ye sadece görüntüyü kurtaran makyaj yapılmayacağının... Tam tersine derinliği olan bir tavrın benimseneceğinin izlenimlerini yansıtıyordu.
Şöyle diyordu:
"Tam üyeliğe adaylık bir imajdır.Bunun içinin de doldurulması gerekir.
Bu birlikte yürüyüşün yol haritası çizilmeli, takvime bağlanmalı ve uygulanmalıdır."
Kısacası...
Türkiye, Avrupa tarafından avutuluyor değil.
Yeter ki biz kendimizi avutmayalım.
Ev ödevimizi iyi yapalım.
Potansiyelimizi, çapsız politikacıların yönetiminde patinaj yaparak boşa harcamayalım.
Geride kalan
1000 yıl gibi gelecek
1000 yıla da ağırlık koyabiliriz.
Yazara E-Posta: gcivaoglu@milliyet.com.tr