Özellikle küresel "petrol devlerine..." Dünya petrol fiyatları nasıl böyle yüzde 600 patlama yaptı? Bu fiyat patlamasının arkasında müthiş bir "enerji kaynakları savaşı" var.Bu savaşta da "casuslar" oyunun başlıca aktörleri.Onlar mesleklerinde hayli parlamış mühendisler, jeologlar, ekonomistler, hukukçular, eski askerler....................Çin, son 25 yılda yüzde 8 büyüyerek olağanüstü bir ekonomik güç haline geldi.İhtiyacı olan ve katlanarak artan enerji talebiyle, küresel petrol dengelerini altüst etti. Çin'in ardından son on yılda Hindistan da ekonomik büyümede kazandığı ivmelerle petrol piyasasını büsbütün çığırından çıkardı. ...................Bu durumda Batı'nın iki çekim merkezi zorlanmakta. Bilinen petrol kaynaklarından "alıcılar olmak" yeterli değil. Petrol fiyatının nerede duracağı bilinmiyor. O nedenle yeni petrol alanları satın alınmakta ya da kiralanmakta. Bunların büyük bölümü "petrol arama" alanları.Çin bu durumda Sudan'da, Nijerya'da petrol alanları kapattı. Hatta Saddam döneminde Irak'ta da alan kapatmıştı. ABD o coğrafyaya egemen olunca Çin'in yatırımı "yandı" denebilir. ABD, Çin'in etrafını çevirmeye çalışıyor. Örneğin Hindistan'ı kendine çekme çabasında. İran doğalgazının Hindistan'a ve oradan da Çin'e gitmesini engellemekte.ABD daha çok var olan kaynakları kendinde tutmak çabasında. Güney Amerika'da eskisi kadar rahat değil.Venezüella başkaldırdı. Petrolü millileştirdi.Model aldığı ülke Rusya.Rusya, petrol ve doğalgaz gelirleriyle ekonomisini derleyip toparladı ve belini doğrultmakta...............................Ve Türkiye....Türkiye de bu savaşın dışında değil.Hiç sesi duyulmayan MTA ilginç atılımlar yapıyor. Doğu Karadeniz'de yoğun petrol arama faaliyetleri sürmekte.Büyük petrol şirketlerinin uzmanlarına göre Doğu Karadeniz, Hazar kadar önemli bir petrol bölgesi. Türkiye bir anda "petrol zengini ülkeler" arasında yer alabilir. MTA ayrıca Türkiye dışında da petrol arama alanları kapatmakta. Örneğin Suriye ve Azerbaycan'da böyle ön çalışmalar sürüyor.Türkiye'nin AB için önemine değinmekte yarar var. AB'nin enerji ihtiyacı iki damardan karşılanıyor: Rusya ve Cezayir. Bunlar yeterli olmadığı için bazı AB ülkeleri de kendilerine petrol alanları kapatmaya çalışıyorlar. Berlusconi'nin Kazakistan ziyareti buna örnek...Fakat, bu tür maceraların ötesinde en sağlamı giderek bir enerji terminali haline gelmekte olan Türkiye'yi Avrupa'nın 3. atardamarı yapmak. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı devreye girdi. Şahdeniz projesi önümüzdeki yıl çalışmaya başlayacak. Şahdeniz hattından gelen doğalgazı Ege'den Yunanistan'a, oradan iki kanalla Avrupa'ya taşımak 3. atardamarı oluşturacak. Buna Kerkük -Yumurtalık petrol boru hattı çalışmasını da ekleyecek olursak, Türkiye sadece dış kaynaklı enerji için bile önemli terminal. Ceyhan'da doğalgaz (Ofer'in de projelerinden söz ediliyor), kaliteli akaryakıt üretecek rafineriler ve LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) üretecek tesisler en geç 3 yıl içinde devreye girmeli. Bu alandaki yarışta adımlar yavaş atılmamalı. BP'nin geleceğinin önemli bir bölümünü Türkiye'deki enerji terminaline ve yeni petrol arama alanlarına bağlamış olması, Türkiye'nin sahnedeki rolü için işarettir.Devler çarpışırken güç dengeleri Türkiye'yi parlatıyor. İran ise sorunlu bir ülke olarak kasırgaların geçiş coğrafyası haline dönüşmekte. "Nükleer silah" çalışmaları, İran'ı ya ateşten bir top haline getirecek ya da ona "dokunulmazlık" kazandıracak.ABD, Hindistan'ın nükleer çalışmalarını Çin'i izole etmek için -neredeyse- meşrulaştırırken, İran'ın nükleer tesisleri karşısındaki tavrını izah etmekte zorlanabilir.Bütün bu küresel hengâmede Türkiye'nin bu defa geç kalmaması, rol kapmış olması olumlu. g.civaoglu@milliyet.com.tr Ulusal istihbarat örgütleri "defile" yapmıyorlar ama bu örgütlerin de "modaları" var. Şimdi "stratejik sektörlere" uzman casus yerleştirmek moda...