Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

MECLİS Başkanı seçimi sonuçlandı.

Hayırlı olsun.

MHP’nin oylama öncesi yaptığı “Geçersiz oy kullanacağız” açıklamasıyla AK Partili -eski Milli Savunma Bakanı- İsmet Yılmaz artık Meclis Başkanı.

Yılmaz, Milli Savunma gibi duyarlı bir bakanlığı sağduyuyla yönetti.

Meclis Başkanlığı’nda da bu çizgiyi sürdürmesini diliyoruz.

Seçildikten sonra Meclis’te yaptığı konuşma bu umudu veriyor.

........................

ŞİMDİ...

Sıra hükümetin kurulmasında.

45 gün içinde yeni hükümet kurulmalı.

Aksi halde...

En geç kasımda seçim tekrarlanır.

Haberin Devamı

Tekrarlanır da ne değişir?

HDP’nin yüzde 10 barajını aştığı her seçimde AK Parti, “tek başına iktidar olacak çoğunluğu” sandıktan çıkaramaz.

Yani...

Meclis aritmetiğinde 5-10 kayma olsa da sonuç bugünkü tablodur.

Şimdi kurulamazsa, -olası- kasım seçiminden sonra gene Türkiye bir “koalisyon” seçeneğiyle karşı karşıya kalacaktır.

O halde “yol kısayken hükümetin kurulması” aklın yoludur.

.........................

İŞİ kasıma kadar uzatmak büyük risktir de...

Güney sınırımızdaki -uluslararası hukuk söylemiyle- “yakın ve ciddi tehlike” yükselirken ve “TSK’nın müdahalesi” söylemleri havada uçuşurken, 1 ayağı çukurda ve arkasında güvenoyu olmayan, sadece Meclis’teki azınlık AK Parti tarafından desteklenen bu hükümet soru işaretidir.

Sınır ötesi -savaşa kadar uzanabilecek- bir Silahlı Kuvvetler müdahalesine bu hükümet nasıl karar ve emir/görev verebilir?

Ayrıca bir de “yetki” sorunu var.

Daha önce bu hükümete verilmiş olan “yetki” hâlâ geçerli midir?

Bu bir anayasa tartışma konusu olabilir.

Ayrıca...

Amerika’da, “seçimi kaybetmiş ama yeni başkan göreve başlayıncaya kadar görevi sürdüren” başkanlar için kullanılan “topal ördek” söylemini hatırlayalım.

Bunun anlamı ABD’yi ilzam etmeyen ve sadece günlük işleri yapmakla yetinmesi gereken bir “eğreti başkan”dır.

Suriye’ye “savaşa” kadar uzanabilecek bir sınır ötesi silahlı kuvvet harekâtı için Meclis çoğunluğuna dayanmayan, arkasında güvenoyu bulunmayan, Türkiye’yi sadece sandığa götürmekle görevli bir “seçim hükümeti” böyle bir “ulusal kader riskini” taşıyabilir mi?

Haberin Devamı

.........................

ÖTE yandan...

Türkiye’nin ekonomisi daha aylarca bir “hükümet belirsizliği” hatta dahası “seçimlerin tekrarlanması sonucu ortaya çıkacak tablonun bilinmezliği” gibi soru işaretlerinin çengellerine asılı kalabilir mi?

........................

GERÇİ...

Bazı hesaplar sezilmiyor değil.

Açayım...

Siyasetin “kozmik kulislerinde” projeksiyonlar yapılıyor.

“TSK’nın Suriye’ye harekâtı ve başarısı acaba AK Parti’ye kasımda kurulacak sandıklarda oy sıçramaları yaptırabilir mi?

PYD’nin önünün kesilmesiyle PKK’nın Türkiye’de yeniden aktifleşmesi, HDP’nin -Türkiye partisi- algısını parçalar mı? Böylece HDP barajın altında kalır mı?”

Bu “kozmik kulis” söylentileri sadece “yakıştırma” ve “spekülasyon” olabilir.

Doğruluğunu kanıtlayamam.

Zaten “doğrudur” diye bir inancım da yok.

Ancak...

“Siyaset analizi” her şeyi dikkate almayı gerektirir.

Bu nedenle o söylentileri de yansıtıyorum.

İnanmak istememekle birlikte bir ihtimalle bunların düşürüldüğü varsayımıyla uyarmakta fayda var.

Haberin Devamı

Bu, “ateşle oynamak” olur.

Dış politika ciddi sanattır, ülkenin ve milletin tümünün riskidir.

Bedelini bütün Türkiye öder.

İç politikanın “oy hesaplarıyla” yönlendirilemez.

Elbette Türkiye’nin varlığına, esenliğine, egemenliğine yönelik “yakın ve ciddi bir tehdit” hali başka.

Ama...

O zaman da verilecek karşılık Silahlı Kuvvetler’le olacaksa karar mercii yeni TBMM’dir.