Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Gerçi “yüzde 30’un altında” diye iddialar var ama güvendiğim kamuoyu araştırmalarına göre Adalet ve Kalkınma Partisi hâlâ yüzde 33 dolaylarında oy tabanını koruyor.
2002 genel seçimlerini bu oranlarda oyla kazanmıştı. Tek başına iktidar olmuştu.
Yani...
Bugün seçim olsa “2007’deki kadar fazla sayıda milletvekili çıkaramasa da gene tek başına iktidardır” denebilir.

Yeni Meclis aritmetiği

Eğer büyük oy kaymaları olmazsa zamanında yapılacak bir genel seçimde de farklı sonuç beklenmesin.
Denklemi sadece parlamentoya 4 partinin girmesi değiştirir.
O zaman yüzde 33’ün avantajı bozulur.

BDP ya da Sarıgül
Parlamentoya girerek bugünkü iktidarı noktalayacak 4. parti hangisi olabilir?
DP’de ne yazık ki hayat görmüyorum.
Oysa bir merkez partisi konumuyla olarak hiç değilse Çiller dönemi DYP’sinden bir çıt yüksek oy alabilme şansı olsaydı Meclis aritmetiği değişirdi.
Buna karşılık, kamuoyu araştırmalarına göre, daha şimdiden, yani siyasi parti olarak kurulmadan bile Mustafa Sarıgül’ün “Türkiye Değişim Hareketi”nin ibresi yüzde 8’e dayandı.
İlk seçimde yüzde 10 barajını aşabilir mi?
Bilemiyorum.
Kamuoyu araştırmalarında “Sarıgül politikaya girsin mi, parti kursun mu?” sorularına yüzde 50’ye yakın “EVET” cevabı geldi.
Fakat...
Bu tek başına belirleyici olamaz.
Aynı soru 2002 seçimlerinden önce Recep Tayyip Erdoğan için de sorulmuştu.
“EVET” cevapları yüzde 50’nin üzerindeydi.
Ama kurduğu parti yüzde 33 oy aldı.
Sarıgül’ün kuracağı partinin CHP’den de oy koparacağı düşünülüyor. Bunun Meclis aritmetiğini nasıl etkileyeceğine gelince...
Sarıgül’e erozyon nedeniyle oyları düşecek CHP Meclis’e daha az sayıda milletvekili sokar.
“Meclis’te 4 parti formülü” işlemeyebilir.
Öte yandan, BDP’de tırmanış dikkat çekiyor.
Bir buçuk yıl sonra yapılacak bir genel seçimde oylarını yüzde 10’un üzerine çıkararak Meclis’e girebilir.
Bu durumda Güneydoğu’da ve Kürt kökenli seçmen arasında CHP zaten anlamlı bir tabana sahip olmadığına göre Adalet ve Kalkınma Partisi’nden oy koparacaktır.
Hem Meclis’e girecek 4. parti ve hem de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin oylarını aşağı çekecek parti olarak BDP “tek başına iktidar denklemini” değiştirir.
O halde önümüzdeki seçimin daha çok Adalet ve Kalkınma Partisi ile BDP arasında kapışmayla geçeceği ve “tek başına iktidar” durumunu bozacağı göz önünde tutulmalıdır.

Yeni Meclis aritmetiği

Yeni Meclis aritmetiği

SALZBURG’DA TÜRK ORKESTRA
Sanat dünyasının en önemli etkinliklerinden biri olan Salzburg Festivali’ne ilk kez bir Türk filarmoni orkestrası katılacak.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti en başarılı orkestrası olarak BİFO “Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası”nın Salzburg’da çalması önemli.
Hem de açılış programında çalacak.
Borusan festivalin sponsoru da oldu ve her yıl New York ve Londra filarmoni orkestralarını da konuk edecek.
BİFO, Salzburg’daki bu konserle “Avrupa’nın gelecek vaat eden 10 orkestrasından biri olmak” hedefi için adım atmış oluyor.
Şef Sascha Goetzel yönetimindeki orkestrada Fazıl Say çalacak.
Bu güzel haber bağlamında Ottomans’da Borusan bir davet verdi.
Festivalin yöneticileri bir tanıtım yaptıktan sonra Borusan yaylı çalgılar dörtlüsü Adnan Saygun’un bir eserini seslendirdiler.
Geleceği çok parlak görülen İtalyan soprano Maria Grazia Schiavo da opera aryalarıyla büyük alkış aldı.
Maria Grazia Schiavo beden diliyle de beğenildi.
Açık renk gözlerine karşın kuzeyli değil, damardan Napolili...
Sıcak kanlı oluşunun nedeni bu.
Gecenin mesajı “Türkiye’de güzel şeyler de oluyor” diye özetlenebilir.
25 Temmuz’da açılışı yapılacak olan Salzburg Festivali’ne gitmek üzere yoğun talep var.
Avusturya ile Türkiye’nin ilişkileri için “parlak” denemez.
Özellikle Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasına karşı tavır koyanların arasında Avusturya yıllardır başı çekiyor.
Avusturyalıların gurur konusu olan Salzburg Festivali açılışında Türk filarmoni orkestrasının çalması bazı ön yargıları bir ölçüde de olsa değiştirebilir.
Ahmet Kocabıyık yıllardır Türk sanatına önemli katkılarda bulunmakta.
Bu sonuncusunun da altı çizilmeli.