Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Futbolda "rüşvet ve şike" bombası patladı...
Bu sabah da Cumhurbaşkanı Sezer'in katılacağı toplantıda kamuoyuna TESEV'in yolsuzluk raporu açıklanacak.
Sanıyoruz rüzgarı güçlü esecek.
TESEV'in birinci "yolsuzluk araştırması" toplumda yapılmıştı.
Yayınlandı.
Yankıları büyük oldu.
TESEV Başkanı Can Paker ve Genel Sekreteri Büyükelçi Özdem Sanberk ikinci araştırmayı işadamları ve özel kesim firmalarından örnek grupta yaptırttı.
Bu araştırma da birincisi gibi üç profesör Fikret Adaman, Ali Çarkoğlu ve Burhan Şenatalar yönetimindeki bir bilim kadrosunca gerçekleştirildi.
Çalışmanın finansmanına bir işveren kuruluşu olan TÜSİAD katkıda bulundu.
Dinlediğimiz ilk sonuçlara göre, yolsuzluk ve rüşvete özel kesim - belki garip görünecek ama - halka göre daha duyarlı... daha tepkili.
Yabancı yatırımcılar arasında yapılan bir araştırma da bunu doğrulamakta.
Yabancı sermaye için Türkiye'de rüşvet, fizibilite etüdlerinde öngörülen maliyet unsuru.
Özel kesim için maliyet unsuru olmanın ötesinde yolsuzluk ve rüşvet, piyasada kalabilmek ya da batmaya kadar uzanabilecek haksız rekabet unsuru.
Çoğunlukla, belediyeye, partiye bastıranların çıkarına işleyen bir haksız rekabet ortamı.
Bunu yapamayanlar zora giriyor.
Ama sadece o değil...
Araştırma, yolsuzluk ve rüşvetin kamuda bütün dokulara işlediğini göstermekte.
İşte işverenlere göre yolsuzluk - rüşvet haritası.

İşverenlere göre Türkiye'nin yüzde 29'la birinci sorunu enflasyon. İkincisi, yüzde 22 ile yolsuzluk ve rüşvet. Yüzde 7 oy alan ahlaki yozlaşma da eklenirse yolsuzluk ve rüşvet birinci sırada.
Son 10 yılda bu tırmanışı yapmış.
PKK ise ilk sıradan sonunculuğu inmiş...
Peki rüşvet neden veriliyor?
Zaten hakkı olan işler için de rüşvet verilmekte mi ?
Evet...
Nerelerde?
Hangi oranlarda?
İki oran vereyim:
Devlet hastanelerinde yüzde 63... Tapuda yüzde 63...
Eşit olmayan ve yasa dışı ödemelerle iş yürütülen yerlere de örnekler:
Merkezi yönetim:
Belediyeler: Yüzde 75.
Siyasi Partiler desteği: Yüzde 64.
Kamu bankalarında kredi: Yüzde 52.
İşadamlarının son iki yılda kamuya yaptıklarını söyledikleri kural dışı ödemeler için de oranlar yansıtayım:
Trafik polislerine yüzde 53.
Gümrüklerde yüzde 49. trafik dışı polise yüzde 33. belediyelere yüzde 23.
Araştırmaya göre iş dünyasının yüzde 46'sı rüşvet ve hediye vermekte.
Kural dışı ödeme istekleri açıkça isteniyor mu? Trafik'te yüzde 67, trafik dışı poliste yüzde 62, vergi dairelerinde yüzde 56, yargıda yüzde 36.
Araştırmaya göre "Yargı, gümrük ve tapuda aracılar önemli rol oynuyorlar."
İşadamları bu yozlaşmanın önlenmesi için yapılması gereken reforma çoğunlukla "hesap sorulsun" yanıtını veriyorlar. İlk araştırmada halkın yanıtı ise "daha sıkı denetim" olmuş.

Araştırma siyaset boyutunda da ilginç oranlar ortaya koymakta.
İşte birkaç örnek.
İşadamlarının siyasi sistemde birinci sıradaki tercihleri daha geniş özgürlükler. İkinci tercih Başkanlık Sistemi... Teknisyenler hükümeti ve ordu yönetimi oranları çok düşük.
2010'a kadan AB'ye tam üye olamayız diyenler yüzde 63.
Ya üyelik koşulları için görüşleri?
Düşünce özgürlüğü yüzde 82.
Ana dilde radyo TV yüzde 55.
Ordunun MGK'daki etkinliğinin azalması yüzde 65.
Din ve vicdan özgürlükleri: Yüzde 88..
Sonuç... İşadamı bireysel olarak kısa vadede karlı gibi gördüklerinin orta vadede alayhine döndüğünün bilincine varma yolunda.
Ordu, polis, yargı ve diğer kesimler için bulguların sadece 1200 kişilik bir grupla sınırlı olduğuna, bu duyarlı konularda kantitatif araştırmalarla yetinmeyip, kantitatif araştırmalar da yapılması gereğine inanıyorum. Çünkü kurumların yıpranmaması önemli.
Ayrıca bu araştırmaların, kağıt üzerinde kalmayacağına sivil demokratik toplum örgütleriyle "Yolsuzlukları Gözlem Platformu" oluşturma girişimine dikkat çekmekte yarar görüyorum.