Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

1980’li ilk yıllar...Dönemin en çok satan gazetesi GÜNEŞ’in Genel Yayın Yönetmeniyim.

Ünlü banker Kastelli (Cevher) zora düşmüş ve yurtdışına kaçmıştı.

Kastelli’nin “mevduat sertifikalarını” satan bankalara tasarruf sahipleri akın ettiler.

Paralarını çektiler.

Bu kez bankalar zora girdi.

O bankalardan birinin sahipleri GÜNEŞ’in ortaklarıydı.

“Karagün akçası” diye bir kenera koydukları kişisel paraları olan milyonlarca doları getirtip banka varlıklarına ilave ettiler.

Ama...

O paralar da 1 gün içinde eridi bitti.

Haberin Devamı

Artık yapabilecekleri birşey yoktu.

Devlet bankalarına ve şirketlerine el koydu.

Sanıyorum iki banka ve 24 şiketlerine...

Sadece 1 şirket hariç; GÜNEŞ’i yayınlayan “GÜÇLÜ AŞ...”

.......................

O yıllar Türkiye 12 Eylül ihtilalinin -başlarında- Kenan Evren’in de olduğu 5 general tarafından yönetiliyordu.

Yani...

Açıkçası darbe yönetimi.

Buna rağmen GÜNEŞ’e, GÜNEŞ’i yayınlayan GÜÇLÜ AŞ’ye dokunulmadı.

Çünkü...

Banka, sigorta, faktoring, ithalat gibi amacı sadece ticaret olmayan “basın hürriyetinin” alanında kalan bir şirketti.

Elbette GÜÇLÜ AŞ denetleniyordu ama sadece ekonomik olarak.

Borçları, alacakları, gelir ve giderleri araştırılıyor, zapta geçiriliyordu.

Buna karşılık gazetenin yönetimine, yayın politikasına, manşetlerine, köşe yazılarına tek bri müdahale bile yaşamadık.

Hatta...

İması bile olmadı. (Hatırladığım sadece tek bir anı var. Merkez Bankası yöneticilerinden biri, ekonomi sayfamızı yapan arkadaşlara telefon ederek “dövizle ilgili bir haberden rahatsız olduklarını, gazeteye el konulduğuna göre bir devlet kurumu olan Merkez Bankası’nın böyle bir uyarı yapabileceğini” söylemiş. Hiç kulak asmadık. Birşeycik olmadı.)

Gazeteye -bırakın yazı işleri toplantısına falan katılmak- adım bile atılmadı.

Ve tabii gazetedeki çalışanların işlerine son vermek, binaya giriş için polis zorlamaları gibi olaylar da sahnelenmedi.

Gazetenin satış ve ilan gelirlerini eskisi gibi hiç müdahalesiz tahsil ediyorduk.

Gazete yayını için gereken harcamaları kimseye sormadan yapıyor, maaşları ödüyorduk.

Haberin Devamı

Gazetenin el konulan bankaya olan borçlarını ödeyecek ya da üstlenecek bir alıcı bulursak satabileceğimizi ya da ücretsiz devredebileceğimizi bildirmişlerdi.

.......................

Nitekim öyle de oldu.

Borçları üstlenen alıcıyla -bankaya el koyan devletten izin almaya gerek bile duymadan- bir satış protokolü imzalandı.

GÜNEŞ el değiştirdi.

Yeni alıcı da borçları taksitlendirerek hepsini ödedi.

Ben de bu geçiş döneminde 6 ay daha gazeteyi yönettim.

Ortakların bankaları ve diğer şirketleriyle ilgili tasviye süreciyle hiçbir ilgimiz olmadı.

Çünkü...

GÜNEŞ’in el konan bankaya olan borçları bir ticaret hukuku ilişkisiydi.

Borçlar ödendi.

GÜNEŞ de yeni sahibiyle yayına devam etti.

Sonra Asil Nadir tarafından satın alındı.

Zaman içinde bir kaç kez daha el değiştirdi.

Yayınını sürdürüyor.

........................

Bugünlerde bir şirketler grubuna ve o gruba bağlı gazete ve televizyonlara el konulduğu, kayyum yönetimine verildiği tartışılmakta.

El koyulanlarla da el koyan iradeyle de dünya görüşümün örtüşmediği bilinir.

Haberin Devamı

Bu satırlarım“evrensel basın ilkeleri” ışığında“ne olduğu” değil “ne olması gerektiğiyle” ilgilidir.