Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Musul Başkon-solosluğumuza IŞİD’in (Irak Şam İslam Devleti) baskını ve 48 Türk’ü rehin alması elbette tam bir “bela...”
Ne yapacaksın?
Uçaklarla bombalayacak mısın?
Helikopter uçurup bir zamanlar Amerika’nın Tahran Büyükelçiliği’nde İran devrimcileri tarafından rehin alınan diplomatlarını kaçırmaya çalışmanın “nafile” saldırısını mı tekrarlayacaksın?
Sonunda...
Bir şekilde diyalog kurup rehineleri kurtarmayı denemek tek yol...
Ama...
Sorun çok daha büyük.
Cumhurbaşkanı Gül’ün de söylediği gibi “Taliban” Akdeniz’e sarktı.
Güney sınırımızda “ikinci Peşaver” zaten kurulmuştu.
Suriye’yle sınırımızın bir kısmı “IŞİD’in egemenlik bölgesi...”
Sınırımızla Suriye toprakları arasındaki sınır kapılarından ikisi de IŞİD kontrolünde.
İki yanında Esad’ın Suriye’si ve Kürtlerin özerk bölgesi de cabası.
Tam şenlik.
Ne harika bir Suriye politikası!
Derken...
Güneydoğu sınırımızın ötesinde IŞİD Musul’u neredeyse ele geçirdi.
Ardından...
“Barzani’nin kalesi” diye bilinen Süleymaniye...
Bağdat’a az kaldı.
Amerika’nın işgal sırasında üniforma giydirdiği fiyakası yerinde ordusu IŞİD’in önünde tabanları yağlayıp kaçtı.
Havadan savunma seçeneği ise çok zor görünüyor.
Amerika “azınlıklara karşı kullanılır diye teslim etmediği için” Bağdat yönetiminin elinde ne uçan var, ne uçuran...
Sadece “kaçan...”
Onlarla da “arkasını kurtarmak” mümkün değil.

BALKANLAŞTIRMA

DAHA başında belliydi.
“Ortadoğu Balkanlaş-tırılacaktı...”
Küçük küçük devletçikler.
Hiçbiri diğerine kafa tutamayacak.
Amerika ve İsrail onlarla “lego” parçacıkları gibi oynayarak istedikleri şekli/haritayı çizecekler.
“Kaosun düzeni” kuralı için düğmeye basılmıştı.
Ama...
Hesapta olmayan aktörler (kötü adam rolündekiler) sahneye çıktı.
Tıpkı...
Yıllar önce Afganistan’ı işgal eden Sovyetler Birliği’ne karşı Taliban’ı donatması ve El Kaide’nin tohumlarını serpmesi gibi Irak’ta ve Suriye’de de aynı yanlış hamleleri yaptı.
Önce Esad’a karşı harekete geçen IŞİD, Türkiye’nin Güney sınırında toprak edindikten sonra bu kez Irak’a sarktı.
ABD çekildikten sonra -güya- kurduğu Irak demokratik yapısını kumdan şatolar gibi çiğnedi.
Kuzeyde Barzaniler yönetimindeki Kürt bölgesi tehdit altında.
Sünni nüfusun -nispeten- çoğunlukta olduğu orta Irak’a yürüyüşte.
Maliki Irak’ı sadece “gök gürültüsü...”
Kim “dur” diyebilecek?
Belki daha Güney’e sarkmaya kalkarsa İran desteğiyle Güney’deki Şiiler...
Veya...
Gene “U” dönüşü yaparak bir kez daha Amerika mı?
..........................
Ya Türkiye?
Zor dostum zor...
Osmanlı’dan bu yana Türkiye sınırların ötesinde ne zaman sorunlarla karşılaşsa “içerde birileri hayatı daha da zorlaştırır.”
“Kriz yönetimi” ustalığı işte böyle zamanlarda lazımdır.