Gürkan Akgüneş

Gürkan Akgüneş

gurkan.akgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sakarya’nın bir köyüne yerleşip ekolojik tarım yapan fizik öğretmeni Sevil Çakmak Bilgin’den doğada kendi kendine yeten hayat deneyimini dinliyoruz

Limitimizi yine aştık. Dünyanın 2022 yılı için bize sunduğu doğal kaynakları 3 gün önce tükettik. Artık yıl sonuna kadar 2023 yılının bütçesinden harcayacağız. Zaten uzun zamandır geleceğe borçlanarak yaşıyoruz. Çünkü mevcut yaşam biçimimize dünya yetişemiyor. Bu yüzden küre ısınıyor, iklim değişiyor, felaketler kapımıza dayanıyor. 

Bu gidişatı değiştirebilmek ise ancak yaşam şeklinde gerçekleşecek dönüşümlerle mümkün. “Aman ben ekolojik ayak izimi azaltsam ne olacak? Dünyayı asıl kirletenler gelişmiş ülkeler ve çok uluslu şirketler” diye düşünebilirsiniz. Ama emin olun bireysel değişim onları da dönüşüme zorluyor. O nedenle artık hemen her şirket sürdürülebilirlik planları yapmakla meşgul. Biraz bilinç ve çabayla ekolojik bir yaşamın kapısını aralayabiliriz. Tabii bunun için bize rol modeller de lazım. Bugün onlardan birinden bahsedeceğim. Fizik öğretmeni Sevil Çakmak Bilgin... 

Haberin Devamı

Az tüket çok yaşa

Kendi kendine yetebilmek 

İstanbul’da yaşarken Sakarya’daki ekoköy ziyaretinde, ekolojik yaşamla tanışmış. Ve doğada kendi kendine yeten hayatı denedikten sonra da yönünü kıra doğru kırmış. Öğretmenliği bırakıp Pamukova’ya bağlı Kadıköy’de satın aldığı arazide yaşamaya başlayan Sevil Bilgin, sebze meyve ihtiyacını tarladan, elektriğini güneş panellerinden, balını arılarından, temizlik malzemelerini de kendi yaptığı sabunlardan karşılıyor. Yüzde 70 oranında kendi kendine yeten bir hayat kurduğunu belirten Bilgin, tüm üretim ve tüketimlerinde de doğayı önceleyen seçimler yapıyor. Atıklarını kompost yapıp gübreye dönüştüren Bilgin’in bir diğer yaratıcı adımı da dikiş kursundaki kadınlarla her salı günü düzenledikleri takas etkinliği. Bu takaslar sayesinde fazla olan ya da ihtiyaç duymayacağı gıda, giysi ve eşyayı takasta değerlendirdiğini anlatan Bilgin, neredeyse çiftlikten hiç atık çıkmadığını söylüyor. Bilgin’in en büyük destekçisi de çiftliğe yardıma gelince tanışıp evlendiği doktor Mehmet Bilgin. O da doktorluğu bıraktıktan sonra çiftlikteki inşa işlerini üstlenmiş. Marangozluğa yatkın olduğu için birkaç küçük ahşap yapı inşa etmişler zamanla. 

Haberin Devamı

Takas da önemli bir adım 

Elbette Sevil Bilgin’in öyküsü, kentte yaşayanlar için birebir uyarlanabilir bir model değil. Sonuçta kompost yapıp, tarla ekmek pek de kolay olmasa gerek. Ancak sadece temizlik yöntemi ve takas girişimi bile değişim için ilham verici. Zaten kendisi de sürdürülebilir yaşama adım atmak isteyenlere bunu salık veriyor: “Şehirde ekolojik yaşamı seçmek isteyenler, öncelikle gerçekten ihtiyaç duymadıkları hiçbir şeyi satın almamakla işe başlayabilir. Tüketimi azaltmak hem kendi bütçeniz hem de doğal kaynakların korunması açısından oldukça önemli. Bir de bozulan ve zarar gören her şeyi atma eğilimi var. Oysa tamir edilerek eşyanın kullanım ömrü uzatılabilir. Dikiş kursuna gittiğimde bunun daha çok farkına vardım. Giysiler de onarılabiliyor ve dönüştürülebiliyor. Ayrıca takas da önemli bir adım. Artık ihtiyaç duymadığınız bir şeyle ihtiyacınız olan başka bir ürüne sahip olabilirsiniz. Bir de çevre için önemli olan, temizlik yaparken doğayı kirletmemek. Sadece Arap sabunu ve sirkeyle her şeyi hallediyorsunuz. Bir diğer adım da gıda israfını azaltabilmek. Fazla olan sebze konserve yapılabilir, meyve kurutulabilir ya da pestile dönüştürülebilir. 

Haberin Devamı

Bilgin’in önerilerinden sadece birini bile gerçekleştirmek, sürdürülebilir dünya adına önemli bir adım. Bu adımları öyle ya da böyle atmak zorundayız; çünkü Türkiye, doğal kaynaklar açısından zorda olan bir ülke. Mevcut tüketim alışkanlığımızla yaşamaya devam ettiğimizde 1.5 Türkiye’ye ihtiyacımız olduğunu unutmayalım.