Hakkı Öcal

Hakkı Öcal

hakki.ocal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İskoçya’da iklim değişimiyle mücadele için yapılan COP26 toplantısını izlemiş olmalısınız. İzlemediyseniz, ya da ne izlediğinizi tam anlamamış iseniz, kimse sizi suçlayamaz; çünkü toplantıdan hiç ama hiçbir şey hasıl olmadı.

COP,  “Conference of the Parties” (Taraflar Konferansı), bir toplantı türünün adı: ilgili bütün tarafları bir araya getirmeyi amaçlıyor. COP formatında, Birleşmiş Milletler ortaya bir taslak koymuyor; ülkelerin ne yapabileceklerini, kendi katkılarını açıklamaları bekleniyor.

Nitekim, 2015’te yapılan COP21, ortaya Paris anlaşmasını çıkartmıştı. Bu toplantıda ülkelerin “Ben bunu yapmaya kararlıyım” dedikleri ortak katkıları, sanayide ve elektrik üretiminde kömür kullanımına son vermekti.

Haberin Devamı

ABD oyunbozanlık edinceye kadar, Paris Anlaşması umut verici idi. Başkan Trump, “Çin ve Rusya, kömür yakmaya devam ederken, ABD kendi kendisini kısıtlayamaz!” diye, iki yıl sonra anlaşmadan çekildi. ABD’nin bu tutumu, anlaşmayı fiilen anlamsız, hükümsüz hale getirdi.

Trump en azından, samimi davrandı diyebiliriz. Paris Anlaşması’nı 191 ülke imzalamıştı; ama mesela Avustralya, Hindistan, İngiltere söz verdikleri salınım azaltma şöyle dursun, atmosfere kattıkları zehri arttırdılar. Çin ve Rusya zaten söz vermemişler, hatta klor-flor-karbon emisyonunu arttıracaklarını bildirmişlerdi; öyle de oldu.

COPY26’da ortaya çıkan katkı önerilerinde dikkat çeken, Amazon ormanları gibi küresel önemdeki kaynakların korunması için, söz verilen bağışların artması oldu. 100’den fazla ülke, dünyanın oksijen kaynağı Amazonların korunması için 20 milyar dolar söz verdiler. Amazon.com alışveriş sitesinin kurucusu Jeff Bezos’un, arkadaşlarını uzaya götürüp getirmek için 5 milyar dolar harcadığını hatırlarsak, bu bağışların gerçekte o kadar anlamlı olmadığını görürüz.

Dünyanın sorunu, atmosferin hızla ısınması ve bunun yol açtığı iklim değişiklikleri. Etrafımıza bakalım: Kasım-Aralık’ta ilkbahar gibi sis olur muydu ülkemizde? Bir haftadır deniz ulaşımı durmuş vaziyette; hava ulaşımı aksadı, kara ulaşımı yavaşladı. Denizlerimizi kirlettiğimiz bir gerçek; fakat denizler kendilerini temizlerdi. Artık sadece bizim kıyılarımız değil, okyanuslar bile kendi kendilerini temizleyemiyorlar. Atmosfer 1,5 santigrat daha ısınırsa, çevre felaketleri daha görünür hale gelecek.

Haberin Devamı

Glasgow’da ülkeler, atmosfer sıcaklığına sebep olan gazları salmaya, 2050 yılına kadar son vermeye söz veriyorlar. Hepsi değil tabii. ABD, Rusya ve Çin 2030’a kadar zehirli gaz salmaya devam edecekler. Çin, ondan sonrası için de söz vermiyor; “Bakalım, görelim!” ile savuşturuyor soruları.

Ama BM ve ev sahibi İngiltere, işin magazin tarafında kesinlikle başarılılar. “1,5’u canlı tutalım” diye şarkı bestelettiler ve dünyanın dört bir tarafından gelen gençlerin konferansı, uzmanların, diplomatların konferansından daha başarılı oldu.

Ama değişen bir şey mi olacak? Dünyayı yeni bir Paris Anlaşması hayal kırıklığı beklemiyor mu?