Hamdi Türkmen

Hamdi Türkmen

hamdi-turkmen@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YAŞAM gülmeyi...
Sevgi hak etmeyi...
Vefa unutulmamayı...
Dostluk sadık kalmayı bilenler içindir.
Yazan: Ertan Avkıran...
* * *
İzmir Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir operasyonla bir yılı aşkın süre önce gözaltına alınan ve cezaevine konan eski Güzelbahçe Belediye Başkanı Ertan Avkıran’ın, Milliyet Ege’ye gönderdiği mektubu okuyunca üzüldüm.
Sinirlerim bozuldu...
Gözyaşlarıma zor hakim oldum...
Dile kolay bu...
Bir hafta değil, bir ay değil, altı ay değil...
Tam bir yıl bir ay...
Cezaevine konuluyorsunuz...
Hakim önüne çıkmıyorsunuz...
Yargılanmıyorsunuz...
Adaleti tecelli edecek olan mahkeme bile belli değil...
Ortada sadece rüşvet, gasp ve çete oluşturmakla suçlandığınız bir iddianame var.
Ve siz hergün demir parmaklıklar arkasında, geleceğinizin ne olacağınızı bilmeden, en önemlisi de kendinizi savunma hakkından yoksun, çaresizlik içinde hapis yatıyorsunuz...
Buna hangi yürek, hangi can dayanır, söyler misiniz?
* * *
“Çok değerli dostum Hamdi Bey” diye başlayan mektup, yalvarış ve sitemlerle dolu...
Ertan Avkıran şöyle yazıyor:
“ Öncelikle saygılarımı ve engin sevgilerimi gönderiyorum. Sağlıklı ve sıhhatli olmanız benim en büyük temennimdir. Yazılarınızı okuyorum. Özellikle 11.12.2009’da yazmış olduğunuz köşe yazınızı okudum. İnan ki çok sevindim ve mutlu oldum. İlginize ve katkınıza çok teşekkür ediyorum.”
Ve şimdi sıkı durun:
“İnan ki sevgili dostum, burada bir yıl oldu halen mahkemeye çıkmadığımı bırakınız. Tanrım şahidimdir ki hiç bir somut suçum yokken on iki aydır burada çile çekiyorum.
İnan ki canım dostum. En ufak bir suçum olsaydı, bir şekilde intihar ederdim.
İnan ve inanınız...”
* * *
Ertan Avkıran, bu sözleri, kendisini her fırsatta ziyaret edenlerle, haftada bir gün izin verilen telefon görüşmelerinde ailesine, kızlarına, yakın arkadaşlarına, dostlarına, partili belediye başkanı arkadaşlarına, bıkmadan, usanmadan tekrarlıyor:
Suçsuzum!..
İddia edildiği gibi suç işlemiş olsam, bir dakika durmam, bir şekilde intihar ederim...
* * *
Ve yalvarıyor:
Ne olur artık beni yargılayın...
Mahkemeye, hakim önüne çıkartın...
Suçum varsa cezasını çekeyim. Ama yoksa, bana hürriyetimi verin, özgürlüğümü verin...
Dayanacak halim kalmadı...
Her geçen gün eriyor, yok oluyorum...
* * *
Gerçekten çok zor. Dayanabilmek için insanda çelik gibi sinir sistemi olmalı.
Suç varsa, cezası da olmalı...
Ama en kötüsü, suçlusun diye cezaevine koyup, savunmasız bırakmaktır.
Ertan Avkıran ve aynı operasyonda gözaltına alınarak birlikte tutuklananları yargılayacak mahkeme henüz belli olmadı.
Yargıtay’dan görevlendirilme bekleniyor.
Bu insanların cezaevinde tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne aldığınızda, iyi halleri ve infaz düşüldüğünde sanki suçlu bulunup neredeyse 3 -5 yıla mahkum edilmiş bir insan kadar cezaevinde yatmış bulunuyorlar.
Hiç bir sanık, yargılanmadan, savunma hakkını kullanmadan cezaevinde tutulamaz, tutulmamalıdır da.
Aksi...
Böyle bir adalet olabilir mi?
Ya da;
Adalet bu kadar gecikebilir mi?