Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Biliyorsunuz geçen hafta itibariyle ülkemizde genel anlamda bir “Okul sütü projesi” başlatıldı. Okullarda bazı çocuklar sütten etkilenince de ülkede panik havası hakim oldu. Bu konu gündeme “sütten zehirlendiler” şeklinde düştü.
Valiler, ilgililer ağızlarında geveleyince veliler ve kamuoyu büyük oranda bunun doğru olduğunu düşündü. Halbuki 25 Nisan tarihli Milliyet Ege’de bu köşede çıkan yazımı okusalardı, sorulara gayet güzel mantıklı cevaplar verir, ülkede de telaş olmazdı
Bizler halkın daha çok televizyon seyrettiğini, kitap, gazete okumadığını biliyorduk ama bürokratların aynı pozisyonda olduğunu böylece öğrenmiş olduk.
Okul sütü başlamadan 7 gün önce yazdığım yazıda...
“Bu arada yaşanabilecek bazı olumsuzluklar konusunda öğretmenlerimizi şimdiden uyarmak istiyorum. Bazı çocuklar süt içince karınları ağrıyacak, ishal olacaklar, karın spazmları geçirecekler ya da mideleri bulanacak. Bu durum asla ‘zehirlenme’ olarak görülmemeli. Bu bazıları için normal ve buna ‘laktoz intolerans’ deniyor. Böyle çocuklar sınıflarda tespit edilip, onlara dağıtılan sütten verilmemeli. Çünkü verilen süt onlara fayda etmeyecek. Benim tavsiyem böyle rahatsızlığı olan (zaten sayıları az) çocukların tespit edilip, onlara laktozu azaltılmış süt verilmesi. Bu sütler fabrikalar tarafından halihazırda üretiliyor. Böyle yapılırsa o çocuklar da sistemin dışına çıkarılmamış olur...” dediğimi öğreneceklerdi.
Peki nedir bu ülkemizdeki insanların yüzde 10’unu etkileyen “laktoz intolerans” ya da süt alerjisi.
Sütün içerisinde bulunan besin ögelerinden biri de laktoz (süt şekeri) ve bunu bazı insanlar sindiremiyor. Laktozu parçalayan enzim laktaz ve bu da ince bağırsaklarda bulunuyor. Şayet laktaz enzimi zamanla bağırsakta yok olmuşsa söz konusu rahatsızlık meydana geliyor ve buna da “laktoz intolerans” (sütü sindirememe, sütü tolere edememe) adı veriliyor.
Laktoz intolerans ya doğuştan oluşuyor ya da süt içme alışkanlığının olmamasından ileri geliyor. Bu rahatsızlık en çok da Afrika ve Asya toplumlarında görülüyor.
Laktoz intoleranslar peynir gibi, yoğurt gibi, ayran gibi, tereyağı gibi diğer süt ürünlerini rahatlıkla tüketebiliyorlar. Son yıllarda teknolojinin ilerlemesiyle birlikte artık onlarında tüketebilecekleri “Laktaz süt”. üretiliyor. Böyle sütlerin içerisine laktaz enzimi ilave edilerek laktoz parçalanıyor. Laktoz olmadığı için de içenlerin bağırsakları laktozu kolaylıkla tolere ediyor. Ülkemizde laktozsuz süt, fabrikalar tarafından üretiliyor.
O halde okul sütünün aynı zamanda sınıfta eşitliği sağlayan bir sosyal bir proje olduğunu düşündüğümüzde, sütü sindiremeyen çocuklara süt ya da ayran yerine laktozsuz süt verilmeli. Böylece söz konusu çocuklar bu programın dışında kalmamış olurlar.
Yani inadına okul sütüne devam edilmeli.