Türkiye üniversitelerinde elde edilen bilimsel araştırmaların sonuçları, maalesef pratiğe aktarılamıyor. Üniversite-sanayici-halk zincirindeki kopukluk yıllarca giderilemedi. Sanayici üniversitelerin ilgisizliğinden, üniversitelerde sanayinin arge (araştırma-geliştirme) konusundaki ilgisizliğinden şikayetçi.
Kim kimden ya da kim neyden şikayetçi olursa olsun, mutlaka her iki kesimin önce birbirleriyle, sonra da halkla kucaklaşmaları gerekiyor.
Devlet de bu konuda üzerine düşeni yapmaya çalışıyor. Nitekim üretim sektörlerinin işbirliği sağlanarak, ülke sanayinin uluslararası rekabet edebilir ve ihracata yönelik bir yapıya kavuşturulması maksadıyla teknolojik bilgi üretmek, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirmek, ürün kalitesini veya standardını yükseltmek, verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknolojik bilgiyi ticarileştirmek, teknoloji yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamak, bilim ve teknoloji yüksek kurulunun kararları da dikkate alınarak teknoloji yoğun alanlarda yatırım olanakları yaratmak, araştırmacı ve vasıflı kişilere iş imkânı yaratmak amacıyla 2001 yılında “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu”nu çıkardı.
Ardından Türkiye’nin çeşitli illerinde teknoparklar kurulmaya başlandı. Ülke genelinde 39’a ulaşan sayı içerisinde bir tane de İzmir’de bulunuyor. Karaburun İYTE (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü) kampüsünde İZTEKGEB (İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi) Teknoparkı’nda yer alıyor.
Teknopark bünyesinde bir çok şirket faaliyet gösteriyor. Bunlardan birisi de, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü öğretim üyeleri Prof. Enver Durmuşoğlu ile Yrd. Doç. Nedim Çetinkaya’nın beraber kurdukları ve EN-ArGe adını verdikleri şirket.
Şirket ortağı Prof. Durmuşoğlu amaçlarını şöyle özetliyor:
“Alanında burada yetişmiş bir beyin takımı var ve dışarıda da bu takımın bilgisine ihtiyaç duyan, üreten bir kitle. Burada ürettiğimiz yenilikleri, inovasyonu onlara sunmak zorundayız. Hatta bana sorarsan, özellikle de tarıma dayalı sanayinin bu konuda büyük ihtiyacı var. Birçok konuda halen büyük ölçüde yurt dışına bağımlıyız. Her türlü malzeme, teknoloji, bilgi, yöntem hep Amerika, İsrail gibi ülkelerden geliyor bize. Hatta uzmanlar dahi oradan geliyor ve sezonunda bu işin nasıl yapılacağını öğretiyorlar bizim şirketlere. Biz EN-ArGe olarak artık bu işlerin yurt içinde de yapılabileceğini göstermek istiyoruz. Genellikle şirketler daha çok yazılım, telekomünikasyon, bilişim, otomotiv, tıp ve savunma amaçlı. Bunların içinde ben tarım ve gıda firması hiç görmedim. Sanırım biz bu konuda ilkiz.”