Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hastanede, bir odanın kapısında levha: “Prof. Dr. Remzi Özcan”
Rahmetli, annemizin doktoru, kalp uzmanı; bir de anımız var.

İzmirli Haşmet Uslu’yu tanıyanlar hatırlarlar. Hoşsohbet, İzmir’in üzerinde yabancı bir kuş uçsa, kanadından anlar, hem iri hem de şişman...
Rahmetli Namık Sevik, “Bir görsün” diye Haşmet’i Doktor Remzi Özcan’a götürmüş, odaya girer girmez, Remzi Hoca, “25 kilo ver” demiş.
Haşmet soyunmaya başlamış, önce ceket, gömlek, kravat... Sıra pantolona gelince, “Remzi Hoca” müdahale etmiş:
“Dur, yahu ne yapıyorsun, soyun demedim.”
Haşmet düğmelerini gevşetirken, “Siz söylediniz” demiş.
“Yirmi beş kilo ver de gel dediniz, ben de vermeye başladım.”

Bir şarkı vardır, “Anılar, anılar beni hiç bırakmadılar” diye başlar.
Gerçekten hiç bırakmıyorlar.
Anımsadıklarımızı Prof. Dr. Halil Azizlerli‘ye anlatıyoruz.
Meğer, onun da Remzi Özcan ile ilgili bir anısı varmış...

1970’li darbe günleri... “12 Mart darbesi”, Halil Azizlerli asistan, öğrenci hareketlerinin içinde boykot işgal gibi...
Aranıyor.
Niçin arandığını öğreniyor, komplo, iftira...
Olayın içinde olmadığını ispat etmesi gerek...
Üstelik gözaltına alındıktan sonra bir hafta veya o gün göreve gelmez ise işinden olacak, üniversiteyle ilişkisini kesecekler...

Klinik şefi Prof. Remzi Özcan...
Böyle konulara hiç tepki vermeyen “Remzi Hoca”ya çıkıp anlatmak gerek, lakin umutsuz...
Cesaretini toplayıp yanına çıkıyor, anlatıyor, “Bu bir komplo” diyor.

“Remzi Hoca” sanki bir başka hoca...
Önce bir kahve söylüyor, sonra dinliyor:
“Bir çare buluruz”.

Nöbet defterine bir satır ekliyor.
“Doktor Halil Azizlerli, hasta talebi yoğun olduğu için, ek nöbet tutmuştur”.
Yani suçun işlendiği iddia edilen tarihte, hasta muayene etmektedir.

Kapıdaki levha bize neleri hatırlattı.
“Remzi Hoca”nın ruhu şad olsun.
Ölülerinizi hayırla anın! derler.
Hepsini mi?
Öğrencisini ihbar edeni de mi?