Hasan Pulur

Hasan Pulur

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Okur vardır, sorar: “En beğendiğiniz fıkra?..”
Bereket versin, aklımız yerinde “Sinyor Carlo” dedik zaten o da hatırlıyormuş...
Tesadüf Sinyor Carlo da fabrikada Kosigin”le karşılaşmış:
“O Carlo yoldaş! Nasılsın? Seni bunca yıl aradan sonra burada görmek beni çok sevindirdi.”
“Vay Kosigin ne günlerdi onlar. Şimdi oturup iki tek votka atsak kim bilir ne güzel olurdu.”
Herkes şaşkınlıktan küçük dilini yutacak.
Kosigin, yoldaş Carlo”yu Moskova”ya davet etmiş o da “Fırsatını bulursam gelirim” demiş. Ama bu patronlar insana hiç fırsat verir mi?
Kosigin gider gitmez, fabrikanın müdürü Carlo”yu çağırmış:
Yahu hepsini anladık ama Kosigin”i nereden tanıyorsun?
“Ben eski komünistim. Biz birbirimizi tanırız.”
Müdürün tepesi atmış:
“Sen böyle herkesi tanır mısın?”
“Tanırım ya!”
Şimdi bana Papa”yı da tınıdığını söyleyeceksin neredeyse.
Carlo müstehzi gülmüş:
“O ne biçim laf? Elbette Paul en iyi arkadaşımdır!”
Müdür hırsından kıpkırmızı olmuş:
“Palavra atma yahu! Sen Papa”yı nereden tanırmışsın... Hem de arkadaşınmış... Lafa bak!”
***
İşçi Carlo gayet soğukkanlı cevap vermiş:
“Ben iddiaya girmem. İddaya girenleri de sevmem. Ama size dediklerimin doğruluğunu ispat edebilirim. Bu pazar Vatikan”a gidelim, orada benim Papa”nın arkadaşı olup olmadığımı görürsünüz.”
Müdür pazar gününü iple çekmiş. Sabah erkenden Carlo”nun evine arabasını göndermiş ve buluşup Vatikan”a gitmişler. Vatikan meydanı ana baba günüymüş. Biraz sonra Papa balkona çıkıp halkı takdis edecekmiş. Bu arada Papa”yı merak eden her dinden ve milletten insan da meydanı doldurmuş. İşçi Carlo müdürü elektrik direğinin dibine bırakıp kalabalığı yarmış ve Vatikan Sarayı”nın kapısından içeri girmiş. Müdür şaşırmış ama “Dur bakalım!” diye kendini teselli etmiş...
Biraz sonra balkonun kapısı açılmış ve...
Papa ile Carlo kolkola görünmüşler. Hem de gülerek, Papa takdise başlarken Carlo da sağa sola bakıp müdürü aramaya başlamış. Bir de ne görsün, koca müdür bir seksen uzanmış yerde yatıyor ve etrafındakiler kendisini ayıltmaya çalışıyorlar. Carlo hemen Papa”ya dönüp “Bana müsaade!” demiş “Bizim müdür bayılmış, gidip bakayım!”
“Ne oldu yahu bu adama?”
“Bilmiyoruz! Siz Papa”yla balkonda görününce arkasında iki Japon “Allah Allah bu adam bizim Carlo ama yanındaki de kim? Dediler. Bu da düşüp bayıldı.”
***
De Gaulle cumhurbaşkanıyken İtalya”yı resmen ziyaret etmiş. Gezi programında Fiat otomobil fabrikaları da varmış. Fabrika dolaşılırken De Gaulle birden “Oooo Carlo sen burada mısın?” diye bağırmış ve makinenin başında çalışan bir işçiye doğru yürümüş. İşçi de “Vay Charles!” diye De Gaulle”e dönmüş, kucaklaşmışlar. Herkes şaşırmış. Koca De Gaulle ve işçi Carlo! De Gaulle yanındakilere “Carlo eski arkadaşımdır” demiş, “Çocukluğumuz beraber geçti. Çok iyi insandır.” Fabrikanın yöneticileri ve hariciyeciler hemen atılmışlar:
“Bizim de en iyi işçimizdir. Çok severiz kendisini!”
Oysa işçi Carlo dalgacının biriymiş, fakat hariyiciyeler meslekleri gereği öyle demek zorundaymışlar. O ziyaretten sonra Carlo”nun itibarı yükselmiş.
Bir süre sonra İtalya”yı Nixon ziyaret etmiş. Onu da aynı fabrikaya götürmüşler. O da aynı bölüme gelince “Oooo Carlo!” diye haykırmış:
“Sen buradasın ha!”
“Vay Niki ne tesadüf? Bunca yıl sonra seni görmek...”
Sarılıp kucaklaşmışlar, tekrar görüşmek ümidiyle vedalaşmışlar. Bu arada Nixon, Carlo”yu Beyaz Saray”a davet etmiş. Herkes şaşkın... Nixon gider gitmez Carlo”yu İtalya Dışişleri Bakanlığı”na çağırmışlar:
“Hadi De Gaulle çocukluk arkadaşındı... Ya Nixon”u nereden tanıyorsun?”
Carlo gülmüş:
“Gençliğimde Amerika”ya gitmiştim. Bir gangsterlik olayına adım karıştı. Nixon da çiçeği burnuda bir avukattı. Beni savundu ve beraat ettim. O zamandan beri dostuz.”
***
Sonra bir gün İtalya”yı Sovyet Başbakan”ı Kosigin ziyaret etmiş. Ona da aynı fabrikayı dolaştırmışlar. Ve aynı hikaye aynen devam etmiş...