Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ekonomi yönetimi de bir süredir doğrudan yabancı sermayenin önemine değiniyor. Gerekten programın başarı koşullarından birisi çok gecikmeden kalıcı sermaye çekmek. Aksi takdirde ne faizler inebilir, ne de ortaya yeterince büyüme çıkabilir. Şu ana kadar ufukta pek bir ışık görünmese bile umudumuzu koruyoruz.Aşağıdaki tabloda dünyadaki yabancı sermayenin durumu özetleniyor. Sonuçlar gayet çarpıcı: Dünyada dolaşan yabancı sermaye son beş yılda 4 kat artmış, Son 5 yılda gelişmiş ülkeler arasında dönen doğrudan yabancı sermaye tam 5 kat artmış. Dünyada dolaşan yabancı sermayenin eskiden yüzde 60ı gelişmiş ülkelere yönelirken, şimdi bu yüzde 80lere varmış, Türkiyenin bu pastadan aldığı pay 1989 - 1994 döneminde yüzde 0.35i aşıyormuş, Ancak son yıllarda yüzde 0.1in altına düşmüş, Biraz daha açıklayıcı olalım: Dünyada dolaşan sermayenin sürekli ve hızlı artması küreselleşme sürecini gösteriyor. Sermaye daha rahat ve sınırsız biçimde hareket ediyor. Ve bundan karlılığın yüksek olduğu ülkeler kazançlı çıkıyor. Giderek artan yabancı sermaye artık gelişmiş ülkeleri daha karlı buluyor. Gelişmemiş ülkelere akan doğrudan sermaye azalmasa da, daha yavaş artıyor. Demek ki, ucuz emek yabancı sermaye için yeterli değil. Ekonomik ve politik istikrar ve toplumun satın alma gücünün daha yüksek olması çok daha önemli. Doğu Avrupa ülkeleri dışarıya açılınca birdenbire yabancı sermaye çekse de, bu çok uzun sürmemiş, zamanla yavaşlamış. Ancak bu arada hızlı büyümenin gazına basılmış bile. Türkiyeye gelince. Rakamlar elbette hiç iç açıcı değil. Dünyanın sayılı ekonomilerinden biri olan Türkiyenin böylesi az yabancı sermaye çekmesi önemli çekincelerin sürdüğünü gösteriyor. Geçen hafta İstanbulda Avrupa sanayicileri yuvarlak masası toplandı. Bu toplantıyı önemsemek gerekiyor. Öncelikle, masanın İstanbulu Avrupalı sayması çok anlamlı. Hele hele böyle bir dönemde. İkincisi Profilonun sahibi Jak Kamhinin yanı sıra, TÜSİAD eski başkanları Bülent Eczacıbaşı ve Erkut Yücaoğlu ile Koç Holdingden Hasan Subaşının katılması bizim büyüklerin de bunu önemsediğini gösteriyor. Oysa artık yapılması gerekenler biliniyor. Ekonomik istikrar çok önemli. Bunun için gerekenlerin hemen hepsi zaten yapılıyor. Ama bu yine de faizleri düşürmüyor, yahut da yabancı yatırımcı hala bekliyor. O zaman başka etmenleri aramak gerekiyor. Belki de yabancı sermaye güvenilir bir siyasal çıkış bekliyor. Yine de masanın İstanbulda toplanması çok önemli. Paralarını getirmeseler bile, hiç olmazsa şimdilik kendilerini getiriyorlar. 1989 - 1994 (yıllık ortalama) 1995 1996 1997 1998 1999 2000Dünya 200.145 331.068 384.910 477.918 692.544 1.075.049 1.270.764Gelişmiş ülkeler 137.124 203.462 219.688 271.378 483.165 829.818 1.005.178Gelişmekte olan ülkeler 59.578 113.338 152.493 187.352 188.371 222.010 240.167Merkez ve Doğu Avrupa 3.444 14.268 12.730 19.188 21.008 23.222 25.419Türkiye 708 885 722 805 940 783 982Oransal dağıtım (%)Gelişmiş ülkeler/dünya 68.51 61.46 57.08 56.78 69.77 77.19 79.10Gelişmekte olan ülkeler/dünya 29.77 34.23 39.62 39.20 27.20 20.65 18.90Merkez ve Doğu Avrupa/dünya 1.72 4.31 3.31 4.01 3.03 2.16 2.00Türkiye/dünya 0.35 0.27 0.19 0.17 0.14 0.07 0.08Türkiye/gelişmekte olan ülkeler 1.19 0.78 0.47 0.43 0.50 0.35 0.41 Dünyada yabancı sermaye (milyon $) hursit@marun.edu.tr