Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Piyasalarda ilginç durumlar yaşanıyor. Finans piyasaları anlaşılmaz bir davranış deseni sergiliyor. Kimi piyasalarda aşırı bir iyimserlik yaşanırken, kimi de karamsarlığa bürünmeye başladı. Demek ki, çelişen beklentiler var. Buna beklenti asimetrisi diyebiliriz.
Piyasalara teker teker göz atalım; önce TL piyasaları.. Şu anda piyasada en likit, yani en çok işlem gören bononun ortalama faizi bileşik bazda yüzde 48,12. Yani bir hayli düşmüş durumda. Ancak bunu yeterli bulmak kolay değil. Çünkü gelecek yıl tüketici enflasyonu yüzde 20 olacaksa, reel olarak bu yüzde 23’lük bir faiz demek ki, bir hayli yüksek sayılmalı. Diğer bir deyimle, aylık yüzde 3,3 kadar bir faiz.
Gelelim TL gecelik faizlere. Şu anda bu oran yüzde 44. Net olarak yüzde 35 kadar repo faizi ediyor. Yani aylık yüzde 2,5 kadar bir getiri söz konusu. Enflasyon baz alındığında net olarak belki reel bir kazanç sağlama konumunda değil. Yani TL’de kalınırsa reel getiriyi artırmanın tek yolu bono almak.
Tabii bu TL’de duranlar için. Döviz ise çok düşük düzeyde. Bize göre kurun normal koşullarda yüzde 10 - 15 daha yukarıda olması gerek. Hem de en muhafazakar tahminle. Tekrar çıkması ise iki gelişmeye bağlı görünüyor: Biri Irak’a müdahale, ki Merkez Bankası olasılıkla bu kararı bekliyor, diğeri de, Merkez Bankası’nın ocak ayı itibariyle başlanacağını açıkladığı döviz alım ihaleleri.
Buraya kadar gözlenen ciddi, fakat belirli bir düzeyde kalan bir iyimserlik rüzgarının yaşanmakta olduğu. Üstelik Hazine’nin dövizli borçlanma enstrümanlarında müthiş bir alım rüzgarı yaşandı. Özellikle piyasalarda referans (benchmark) olarak kullanılan 2030 yılı vadeli eurobononun fiyatı dün 111’e kadar tırmandıktan sonra bir miktar kar gerçekleşmesiyle 110’a düştü. Piyasalarda yabancıların Türkiye konusunda iki bakımdan çok iyimserler olduğu görülüyor; hem mevcut hükümete olumlu bakıyorlar, hem de AB kararını olumlu bir gelişme olarak yorumluyorlar. Anlaşılan uzun vadede Türkiye’nin önü açık.
Yabancıların bakışı çok olumlu olmakla birlikte yerli yatırımcılar hala beklemede. Mesela borsada yeterince olumlu bir gelişme gözlenmediği gibi sürekli bir kan kaybı gözleniyor. Oysa bu borsa hala çok ucuz ve bu yıl yüksek bir büyüme hızının tekrar etmesi bekleniyor.
O zaman borsanın diğer piyasalardaki iyimserliği neden yansıtmadığının anlaşılması gerekiyor. Bize göre bunun iki nedeni var; birincisi, borsada yabancıların giriş yapması için kur çok düşük düzeyde. Bunun düzelmesi gerek. İkincisi de, Irak konusu tam olarak çözülmeden kısa vadede oynaklık yapısına sahip borsanın hızla çıkış yapmasının zorluğu.
Özetlemeye çalışırsak, orta ve uzun vadede belli olumlu beklentiler gözlenmekle birlikte, Irak yerli yatırımcılar için hala bir tedirginlik nedeni. Bu riskin giderilmesi borsanın yeniden toparlanmasının bir önkoşulu.
Gerçi işler daha olumluya doğru gitse bile, önümüzde daha çok engebe olduğunu unutmayalım.