"Euro yükseliyor", deniyor. Oysa, yükselen filan yok, düşen var. Düşen para birimi de dolar. Aslına bakarsanız, 2000 yılında da düşen euro değildi. Dolar yükseliyordu. Çünkü ABD ekonomisi çok parlak bir konjonktürdeydi ve faizler de yüksekti. Oysa henüz euro henüz dünya ekonomisinde egemen bir para birimi değil. Belki ileride olabilir. Ancak şu anda altın, petrol gibi bir çok mal hâlâ dolarla değerlendiriliyor, ya da alınıp satılıyor.
Amerikan para birimi dolar, bir yandan ABD ekonomisinin durumunu yansıtıyor, diğer yandan da dünya ekonomisinin durumunu. Böylesine bir güçlü yapısı var. Gelişimi de hem ekonomistleri, hem de tüm iş alemini yakından ilgilendiriyor.
Amerika'da yüksek tüketim düzeyi nedeniyle, ithalat da yüksek. Bu denli dış ticaret açığı oluşunca, cari açıklar da ciddi boyutlara varıyor. Yani döviz gelirleri, döviz giderlerini karşılamıyor.
Bu açık oldum olası Amerika'da vardır. Ama sorun yaratmaz. Çünkü ülkeye bol miktarda sermaye girişi olur. Her yıl dünyanın çeşitli yerlerinden Amerika'nın para ve sermaye piyasalarına oluk oluk para akar. Ve bu akış doları destekler. Ancak son zamanlarda bu akımda yavaşlamalar meydana gelince, dolar da değer kaybetmeye başladı.
Bu yavaşlamanın nedeninin belirlenmesi gerekiyor. Birincisi, 11 Eylül sonrası her şey değişti. ABD'de tüketici güveni çöktü ve toplumda psikolojik hava değişti. Tüketici güveni çökünce ABD Merkez Bankası; Federal Reserve faizleri düşürdü. Ve bu yurda akan sermaye akımını azalttı. İkincisi, ABD bütçesi aşırı açık vermeye başladı. Böylesi bir ekonomik konjonktürde yabancı sermayenin akması değil, çekilmesi beklenir. Bu da güçlü bir etki bıraktı. Oysa, Clinton döne minde bütçe açığı değil, fazlalığı oluşmuştu. 1992'de de ciddi boyutlarda bütçe açığı oluşunca önlemler alınmıştı. 2000 yılına gelindiğinde artık bütçe milli gelirin yüzde 2'sine ulaşan fazlalık veriyordu. Cari işlemlerdeki açık ise milli gelirin yüzde 4'üne varıyor, fakat bir sorun oluşturmuyordu. Çünkü ekonomi canlıydı. Sermaye alımları güçlüydü.
2000 yılından sonra işler tersine döndü. Bütçe açık vermeye başladı. Açık veren bütçe iç talebi körüklüyor ve cari açıklar da milli gelirin yüzde 6'sına varıyordu.
İşte doların yükselmesinin ve düşüşünün hikâyesi. Dolardaki düşüş kolay durmayacağa benziyor. Hele Bush ikide bir ek bütçe istedikçe. Dolar Clinton döneminde yükselmişti. Bush döneminde ise çöktü.
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025