Herkesin gözü kurda. Kur ise hep seyir halinde. Fren tutmuyor. Kimi bunu Yılmaz’ın ulusal güvenlik kavramını tartışmaya açıp askerle sürtüşmesine, kimi bazı yabancı bankaların kur spekülasyonunu sürdürmesine, kimi de bireylerin veya şirketlerin döviz talep etmesine bağlıyor.
Bize kalırsa yerli bankalar açık pozisyon kapamak için de döviz talep ediyor, ama bunu saklıyor. Bazı ihracatçıların döviz bozmadığı da belirtiliyor.. Hepsi olabilir.
Bu kadar açıklamaya rağmen döviz talebinin süreceği anlaşılıyor.
Şimdiye dek alanlar karda olduğuna göre alım (azalsa bile) sürüyor.
Döviz almak isteyenler dövizin ucuzlaması için Merkez Bankası’nın müdahale etmesini istiyor. Uyanığız ya! Geçenlerde ünlü bir işadamının kızı beni aradı ve kurdaki gelişmeden rahatsızlığını ifade etti. Kendisine sordum: "tasarruflarınız hangi parada." Yanıtladı: "dövizde tabii." "Biriktirdiklerinizle ne yapıyorsunuz?", diye sorduğumda da yanıt aynıydı. Döviz. Kendi kendini vuruyordu.
Dün çok şubeli bir bankanın en üst düzey yöneticisi aradı. Döviz kurundan rahatsızlığını ifade etti. "Kur çok yüksek" dedi. Bir ara ben müşterilerine ne tür yatırım önerdiklerini sordum. O da "bunca sıkıntıdan sonra tabii bir miktar döviz öneriyoruz" dedi...
Aslında çoğu işadamı kurdan rahatsız. Geçenlerde birkaç sınıf arkadaşımla buluştuk. Onlara sordum; "MB müdahalelerle şu anda kuru 1,200,000 TL’ye düşürse ne yaparsınız?" Herkesten aynı cevap geldi. "Hemen döviz alırdım." Demek ki hala almayı gözler haldeyiz.
İstemese dahi, herkes programın başarılı olmasını engelliyor. Eh o zaman Allah da bize acımıyor.
Deutsche Bank karamsar değil.
Geçen hafta Deutsche Bank’ın Türkiye raporu çıktı. B-planının gerektiğini belirtiyor. Ankara alternatif stratejileri tartışılabilmeli ve elbette programı yeni kararlarla desteklemelidir. Ancak, B-planları açıklamak mevcut programın saygınlığını düşürür. Rapor özetle şöyle:
Kısa vadede borcun dönme sorunu kalmadığından istikrarsızlık olasılığı yok.
Ancak aşırı yüksek faizlerle borcun uzun süre sürdürülmesi mümkün değil.
Üç ay sonra sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bu nedenle bir B-planının hazırlanması gerekir.
Programın şu ana kadar olan performansı, özellikle bütçe alanında, etkileyici.
Saygınlığın yeniden kazanılmasını zor bir noktada.
Beklentilerin bir çapaya takılmasında enflasyon hedeflemesi yararlı.
Programın baştan doldurmalı (15 yasa) niteliği nedeniyle orta vadedeki sorunların aşılması halinde başarı var.
Monetizasyon, daha sıkı bütçe politikası veya borcun yeniden yapılandırılması seçeneklerini arasında ilki zararlı, ikincisi zor, üçüncüsü de koşullar değişmezse kaçınılmaz bir seçenek.
Kısa vadede yurtdışında Türkiye bonoları giderek prim yapmasına rağmen orta vadedeki sorunların sürmesi nedeniyle yatırımların artırılması dikkat istiyor.
Kura dönersek. Yakın zamanda ne olacağını bilmiyoruz. Ancak aralık sonuna dek MB’nin piyasaya 9 milyar dolar satacağını biliyoruz.
Repoda kalan bireysel müşterinin parası artık 5 milyar dolara kadar düştü.
Eğer vadeli TL mevduatları çözülmezse, veya bankalar döviz almayı sürdürmezse kur gevşeyecektir.
Ancak bunun olması üç lidere bağlı. Yani siyasal güvene.