Ülkeler kalkınmak için ekonomik büyümenin kaçınılmaz olduğunu varsayıyor. Kuşkusuz, ekonomik büyüme refah düzeyimizi artırmak için. Ancak acaba bu doğru mu? İşte bu denli inandığımız, adeta kural sandığımız bir ilişkiyi Londra Ekonomi Okulu (LSE) iktisat tarihçilerinden Profesör Nick Crafts İngiliz Kraliyet iktisatçılarının son bülteninde sorguluyor.
1) Acaba zaman içinde yaşam kalitesi yükseldi mi? Crafts’ın yanıtı "evet". 1870’te ömür beklentisi 41 iken şimdi 77. 1901’de doğan erkeklerin ancak yüzde 26’sı emekli olduktan sonra azami bir yıl yaşamayı bekliyorlardı. Şimdi doğan erkeklerinse yüzde 88’i emekli olduktan sonra 17 yıla yakın yaşaması bekleniyor. Üstelik şimdi okulda geçen zaman daha fazla. Ve çalışma süreleri de yüz yıl öncesine göre yarı yarıya azalmış durumda. Öte yandan, bir saatte kazanılan paranın satın alma gücü de ciddi biçimde arttı.
2) Bu refah artışına teknoloji ne denli yardımcı oldu? Crafts’ın yanıtı; "bir hayli". Teknolojik değişim, verimliliği ve ücretleri artırdı. Üstelik işsizliğe neden olmadan. Teknoloji birçok yeni ürünün rahatını sağladığı gibi, ömür beklentisinin de uzamasına elverdi. Bugün uçakla seyahatten, fermuar kullanımına para harcadığımız şeylerin yarısı bundan yüz yıl önce yoktu. Ev işlerine ayrılan zamanın azalması, farklı gelir gruplarındaki kadınlar arasındaki farkın da azalmasına neden oldu.
Bu arada Crafts sorguluyor; bugünün sağlık koşullarıyla yüz yıl önceki maddi tüketim düzeyi mi, yoksa yüz yıl öncesinin sağlık koşullarıyla bugünkü maddi tüketim düzeyi mi yeğlenmeli? Zor bir seçim. En güzeli her yönüyle bugünü yeğlemek. O zaman da yanıt basit. Refah düzeyi bugün daha üst bir noktada.
3) Acaba milli hesaplar büyüme hızını abartıyor mu? Crafts’a göre, aksine göz ardı ediliyor. 1870 - 1950 arasında daha uzun ömürler için ayarlanmış büyüme yöntemi 3 kat, 1950 - 1973 arasında 1.33 kat, 1973 - 1998 arasında da 2 kat daha fazla büyümenin olduğunu gösteriyor. Mesela sağlık teknolojisindeki değişimler milli gelir hesapları içinde yer almıyor. Ve sağlık harcamalarının sağladığı yararlar ölçülemeyecek boyutlarda. Bu nedenle Crafts sürdürülebilir geliri belirlemek üzere, Yeşil Net Milli Gelir kavramını ortaya atıyor. Böylece çevre kirliliği gelir hesaplarının dışında kalıyor.
Konu hakkında ilginç, bir çalışma da İngiltere’de bir zamanlar sınıf arkadaşım olan Profesör Danny Blanchflower (D. G. Blanchflower ve A. J. Oswald: Zaman içinde refah artışı - Journal of Public Economick) tarafından yayımlanmak üzere. Bu çalışma, mutluluğun refah artışının düzeyiyle değil, göreli artışıyla sağlandığını gösteriyor.
Kısacası, ekonomik büyüme çok olumlu bir kavram. Zaman içinde kendimizi daha iyi hissetmemize neden oluyor. Teknoloji de büyümeye çok ciddi doğrudan etki yapan en önemli etmen. Büyümeden vazgeçemeyiz.