Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Önceki akşam mayıs ayı fiyat endeksleri açıklanınca yurtdışında bulunan bir meslektaşım aradı. "Bu ne rakamlar öyle?" diye şaşkınlığını ifade edince, ben de "dua ediyorum; ya ettehıyyatü, ya rabbena" dedim. Meslektaşım şaşırdı. Mümin olmadığından olsa gerek, tam anlayamamıştı. Ben de açıkladım: "Ya enflasyon hikayesinin sonuna geldik, ya da enflasyon öldü bile, o zaman da artık arkasından dua etmemiz gerekiyor" dedim.
Bazı okuyucularımıza açıklayalım: Namazın son duası ettehıyyatüdür. Ancak bu son duadan önce insanoğlunun bu ve öbür dünyaya ilişkin bir başka duası okunur. O da "Rabbena atina fiddünya"dır...
Kuşkusuz henüz enflasyon tamamıyla ölmedi. Enflasyon hala yüzde 46 gibi bir düzeyde. Yani uzun bir yolumuz var ve rehavete kapılmamalıyız. Ancak açıklanan rakamlar da bir hayli umut veriyor. Merkez Bankası’nın (MB) hedeflediği yüzde 35’lik enflasyonun yıl sonunda elde edilebileceği görünüyor.
MB üstü kapalı bir enflasyon hedeflemesi izliyor. Kısa vadeli faizleri piyasalarda beklenen enflasyonun üstünde belirliyor. Ama, yıl sonu enflasyon hedefi belli olmasına rağmen, ara dönemler için henüz bir açıklamada bulunmuyor. Bunun erken olduğunu, diğer dengelerin yerli yerine oturmadığını düşünüyor.
MB bir süredir anket yoluyla şirketlerden ve bankalardan bekledikleri enflasyonu ölçüyor. İlk aylarda bu tahminler yüzde 50’lere varıyordu. Yani hayli yukarıdaydı. Bu farka MB "kredibilite noksanlığı" diyor. Yani konulan hedefe inanmayanların yüzde oranı. Bu oran her geçen gün düşüş göstererek en son yüzde 1.5’a kadar gerilemişti. Böylece kısa vadeli faizler de indi. Hazine’nin de kısa vadeli borçlanmasının maliyeti de istikrarlı biçimde düştü. Ancak uzun vadeli faizlerdeki düşüş yetersiz kalınca, Bakan Derviş bu gerçeğe işaret etti. Enflasyonun düşeceğine herkes inanıyordu, ama işlerin bir ara bozulacağı beklentisi hala egemendi.
Öte yandan, piyasalarda bu düşüşün yetersiz kaldığı, çünkü "çekirdek enflasyon" denilen özel imalat sanayii fiyat endeksinin yüksek seyrettiği belirtiliyor. Bu bir ölçüde doğruluk taşısa da, yanıldığı yönler daha fazla. Gerçekten tüketici fiyatlarındaki düşüşün mevsimsel etkilerden, yani yaz ayından kaynaklandığını unutmamalıyız. Fakat şu anda geçen program gibi kur yoluyla çekirdek enflasyonunu ve dolayısıyla da tüm enflasyonu indirmeye çalışmıyoruz. Bu kez politika daha ortodoks. Çok sıkı bir bütçe politikası izleniyor. Reel faizler de hayli yüksek gerçekleşiyor. Bu büyümeyi engellese de, tüketimi frenleyerek enflasyonu da yeniyor. Bu nedenle artık toptan eşya fiyatlarına göre yapılan yargıların çoğu geçerliliğini yitirmiş durumda.
Enflasyon hızla düşerken nominal faizlerdeki düşüş hayli sınırlı kalıyor. Kısacası, bu ara borçlanmanın reel faizi yükseliyor. Bunun nedeni ise politik riskler. Ancak piyasalar politik riskler sonucu programın hasar görmeyeceğine ikna olursa faizler yeniden rayına oturacaktır. Bakan Derviş de buna çalışıyor. Söylenmesi gereken söz de belli; IMF’ye verilen faiz taahhütlerinin hala altındayız. Üstelik artık faizleri belirleyen piyasa değil, MB. Eninde sonunda piyasa kendiliğinden rehabilite olacaktır. Bu nedenle rabbenaya devam!!!