Faizleri düşürmede hep talep yönünde çözümler aranıyor. Yani kamunun açığı kapatılmaya çalışılıyor. Doğru politika bu olsa bile, bu yeterli görülemez. Arz yönlü de çözümler üretmek gerekiyor.Öncelikle Hazinenin borç yönetimi konusunda daha aktif olması gerekiyor. Çünkü bono piyasasını sadece Hazinenin borç senetleri oluşturuyor. Yani piyasa son derece sığ. Oysa derinleşme sağlansa, hem faizlerdeki oynaklıklar azalacak, hem de gerektiğinde Hazine daha fazla borçlanabilecek. Bu konuda Hazineye, Merkez Bankası ve BDDKya ayrı ayrı görevler düşüyor.Kamunun 150 milyar doları aşan borcu bulunuyor. Bunun iç piyasaya olan kısmı ise 43 - 44 milyar dolar kadar. Oysa İMKBdeki bono piyasasında genellikle günde 500 milyon dolar kadar işlem oluyor. Yani neredeyse yüzde 1i kadar.Hazine sürekli bir "borçlanamama fobisi" yaşıyor. Gereksiz zamanlarda aşırı borçlanarak faizlerin yükselmesi pahasına borçlanıyor, yahut da "hazır talep varken" diye aşırı iştah gösteriyor. Piyasalar da Hazinenin bu zaafiyetini görüyorlar. Piyasadaki sığlık o denli egemen ki, ihale günleri bankalar manipülasyonla faizleri yukarı çekebiliyor, Hazine de bunu güzelce seyrediyor!Öte yandan, geçen yıl Hazinede bir risk yönetimi birimi (back office) kurulacağı açıklanmıştı. Gelişmeler ne oldu, hala bilinmiyor. Üstelik Hazine bono ikinci piyasasında da (front office) aktif olacaktı.BDDKya gelince. BDDK gelişmeleri zorlayarak, etkin ölçekte banka sağlama konusunda, hala başarı sağlayamamış görünüyor. Küçük boyuttaki bankalar hem verimsiz, hem de karsız oluyor. Para kazanamayan bankalar ise Hazineden yüksek faizle bono satması talebinde bulunuyor.Arz yönüne gelince. Merkez Bankası kısa vadeli enflasyonu önlemede temel araç olarak görüyor. (Gerçi iki yıldır Merkez Bankası enflasyon hedeflemesine geçeceğini söylüyor ve bir türlü buna cesaret edemiyor.) Bu yılın enflasyon hedefi yüzde 20. MB nezdindeki gecelik para piyasasında ise faizler yüzde 44. Yani bileşik bazda, nominal faizler yüzde 55 civarında. MB bunu nasıl açıklıyor, bilemiyoruz. Ya Hazineyi sevmiyor, ya da bono alan bankaları çok seviyor. İkisinden biri olsa gerek.MB, savaş risklerine ve enflasyon beklentilerinin ardına sığınmamalı. Bu faizin tutar tarafı kalmamıştır. Faizleri düşürmede MBnin izlediği ürkek tutum, ne yazık ki beklentileri olumsuz yönde etkilemektedir. Çünkü bu piyasalara risk olduğu sinyalini vermektedir.Öyle anlaşılıyor ki, MB gecelik faizleri ancak savaş sonrası indirecektir. Ancak 6 aydır yüksek olan faizler böylelikle giderek reel olarak daha yüksek hale gelecektir. MB hiç olmazsa, ara sıra faizleri birer ikişer düşürseydi, beklentiler ters yönde oluşmazdı. hgunes@milliyet.com.tr Türkiyenin temel ekonomik sorunu faizlerin düzeyi. Faizler bir türlü kalıcı olarak gereken düzeye düşmüyor. Reel faizler, şu anda beklenen enflasyona göre, yüzde 30u aşıyor. Bu da hem kamu borcunun sürdürülebilirliğini önlüyor, hem de reel sektörün yatırım yapmasını.