™ncelikle iktidarda bulunanların irade g"stermesi gerekir. İkide bir kaytarıcı tavırlar saygınlığı ve güveni sarsar. Telekom krizi bunun belirgin bir "rneğiydi. Diyelim ki, hükümet canla başla işe sarıldı, hiç "dün vermeden programı uyguluyor. Program doğru, uygulayan sorumlu da yine uluslararası çapta deneyimli biri. Yeter mi? Elbette hayır.Çünkü, ülkede çeşitli toplumsal kesimlerin b"ylesi bir programa ittifakla uyum sağlaması, hatta destek vermesi gerekir. İşçi, işveren, çiftçi, memur alenen desteklemezse maya tutmaz. Yahut da sürekli tekler. Unutmayalım, İsrail'de muhalefetteki partiler bile ileride aynı politikayı sürdüreceklerine s"z verdiklerinden program başarı sağlamıştı. Bir ekonomik program yalnızca teknik koşulların yeterliliğiyle başarılı olamaz. Başka etmenlerin de devrede olması gerekir. Mesela uygun bir programın bilgili ve deneyimli bir teknik takım tarafından uygulaması çok "nemli olsa da, yeterli olmayabilir. Bunların "tesinde gerekler vardır. Bir ekonomik programın başarısını sağlayan en "nemli etmen belki de siyasal istikrar! Mali krizler siyasal istikrarı bozsa da, siyasal istikrar sağlanmadan da ekonomide sonuç alınamıyor. Kısacası yumurta - tavuk gibi bir şey.Yurtdışında da buna çok "nem veriliyor ve gelişmekte olan ülkeler için istikrar (stability) endeksleri geliştiriliyor. Geçenlerde Lehman Brothers ve Euroasia Grup'un hazırladığı bir endeksi The Economist dergisi yayımlamıştı. Bu tabloda Arjantin ve Venezüella'dan sonra en istikrarsız ülkenin bizimkisi olduğu g"rülüyor. Aslında geçen yıl Endonezya hariç tüm ülkelerden daha istikrarsızmışız da, Arjantin'de kriz çıkınca ve Venezüella'da işler sarpa sarınca g"reli olarak durumumuz biraz düzelmiş.Son günlerde gerek Ecevit'in rahatsızlığı, gerekse erken ve gereksiz erken seçim telaşları piyasalarda rahatsızlık yarattı. Dün de bu gerginlik sürdü. Ancak bu geçici g"rülmeli. Bu gerginliğin ortadan kalkması ise iki etmene bağlı g"züküyor. Biri Ecevit'in yeniden g"revine d"nmesi, diğeri de bankaların genel kurullarının toplanması. Unutmayalım, iki hafta içinde bankaların bilançoları açıklanacak. Pek bir sorun çıkmazsa da ortalık rahatlayacak.Not: Dün işadamlarının siyasetle daha az ilgilenmesi eleştirimize bazı yakın dostlarımız alınmışlar. Gerçi kasdettiğimiz herhangi biri değildi, ama yine de belirtelim. Son üç seçimdir iş alemi siyasi tercihinde yanıldı. Pişman da oldu. 1995'te Refah Partisi'nin "nünü kesmeye çalıştı. Olmadı. 1999'da "ANAP'ın yanına DSP" dedi. Sonuç ise "DSP ile MHP'nin yanına ANAP" oldu! Siyasetçiler işadamlığından ne kadar anlarlarsa, işadamları da siyasetten o kadar anlar. Çünkü ikisi de yaşayarak "ğrenilir. hursit@marun.edu.tr ™te yandan; dış konjonktürün uygun olması ihracat için "nemli olabilir. Dış destek de ekonominin toparlanmasını çabuklaştırabilir. Ancak bunlar da başarı için yetmeyebilir. Mesela 1998 Rusya krizi patladığında dış konjontür uygundu. üstelik IMF de bol kepçe bir borç vermişti. Ama yine de s"kmedi. Rusya ç"ktü. Demek ki, bunlar da tek başına yeterli değil.
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025