Stilitz önceki hafta Türkiyeye mavi yolculuk için geldi. Bu yolculuktan Istanbula döner dönmez dün sabah Profesör Asaf Savaş Akat Bilgi üniversitesinde bir kahvaltı düzenledi. Toplantıya Istanbullu (!) şu isimler katıldı: Gülten Kazgan, Erdoğan Alkin, Taner Berksoy, Burhan şenatalar, Ziya öniş, Erhan Aslanoğlu, Soli özel, izak Atiyas, Osman Ulagay, Hasan Ersel, Kamil Yılmaz, Cevdet Akçay ve Mahfi Eğilmez. Toplantıya katılan ve açılışında bir konuşma yapan Devlet Bakanı Kemal Derviş 2000 yılındaki programı, krizi ve bu noktaya gelişi özetledi.. Sonra sözü Stiglitze bıraktı. Stiglitz ilk önce faizlerin düşmesi üzerine bankalarla Hazine arasında bir zımni sözleşme istedi. "Eğer reel faizi çok düşük, hatta sıfır düzeyine çekerlerse, onlara sermaye desteği verilebilirsiniz" dedi. Stiglitz bu tür programlarda batık kredilerin en önemli gelişme olduğunu ve geç kalındığı takdirde tüm reel sektörün çökebileceğini, olumsuzlukların yayılmadan bu kesimin sorunlarına el konulması gerektiğini belirtti. Stiglitz buna "bilanço etkileri" diyor. En kötü halinin de iflas olduğunu belirtiyor. Bu konuda başka ülkelerde yapılan uygulamalardan örnekler verdi. (Gerçi bu durumdan bahsederken Asaf Savaş Akat kıs kıs gülüyordu. çünkü ona göre de iflas kavramı mülkiyetin el değiştirmesinden başka bir şey değil!) Rusyada iflasların yolaçtığı sosyal ve ekonomik dağılma (disorganization) aynı zamanda ciddi bir hiperenflasyon korkusu da getirmişti. Güney Doğu Asyada da benzer örnekler vardı. Tayland ve Korenin yanısıra Malezya ve Endonezyadan verdiği örnekler de çok ilginçti.Stiglitz üç alanda eşzamanlı bir yeniden yapılanmayı gerekli görüyor. Bankacılık, kamu sektörü ve özel sektör. Burada el değiştiren bu özel kesimin toptan çökmemesi (yani sistemik hale gelmemesi, bireysel iflasların oluşması) ve sonra da doğru ele geçmesi önemli. Ayrıca bunun hemen yapılması gerekiyor. çünkü gecikme sosyal maliyeti yükseltiyor, ekonomik çöküntüyü artırıyor. Krizden hızla çıkmak için bireysel davranış yerine toplumsal sorumluluk şart. Bize kalırsa burada kamusal kaynak gerekmese bile, kamusal iradeye gerek var. Stiglitz bunun için bazı toplumsal teşviklerin yararlı olacağını düşünüyor. özellikle yeniden yapılanmanın aslında bir likidite sıkışmasından ibaret olduğu düşüncesiyle, bunun yönetiminin daha önemli hale geldiğini düşünüyor. Stiglitzle sohbette ilginç öneriler de yer aldı. Farklı borçlanma enstrümanlarının piyasaya sunulmasıyla Hazinenin iç borçlanma sorununun ortadan kalkabileceği kanısında. Biz de aynı görüşteyiz. Stiglitzi dinlerken geçen program gözümün önünden bir film geçti. IMF göz göre göre o programı bize nasıl uygulattı, hala çözemiyorum. Ne güzel de inanmıştık. Meğer kendileri inanmamışlar. şimdi rakamlara baktığınızda bu programla (2001) işler düz gidiyor. Ama bu sefer ters giden bir etmen var ki çok önemli: faiz! Faiz düşmüyor. Düşmeyince de işler terse gidiyor. Ya hükümet kendi içinde bir revizyon yapacak ya da programı tanıtmak için Anadoluyu dolaşacak. hursit@marun.edu.tr Dün sabah dünyanın sayılı ekonomistlerinden Stiglitzle beraberdik. Profesör Joseph Stiglitz Dünya Bankasının eski Başkan Yardımcısı ve Başekonomisti. Bu göreve gelmeden önce Stanford üniversitesinde ders veriyordu. önceki yıl Türkiyeye gelmiş, gerek Ankarada, gerekse Istanbulda konuşmalar yapmıştı. Kısacası Stiglitz bize yeni değil. Geçen yıl IMF politikalarını sert biçimde eleştirdiği için görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. şu anda Columbia üniversitesinde ders veriyor.