Herkes yatıp kalkıp, senaryo üretiyor. "Varsayalım ki Ecevit ayrıldı" deniyor. Anlaşılan kriz bitti, konu kalmadı ki, bunlar konuşuluyor. Açıkçası Ecevit’in bu hafta evinden çıkmama kararı mevcut tevatürü daha da çoğalttı. Bu işi en çok tartışanlar da medya ve işadamları... Ortada temel olarak üç senaryo dolaşıyor. Birincisi, Ecevit’in şu veya bu nedenle hükümetten ayrılması ve tabii hükümetin sona ermesi. İkincisi, Ecevit hükümetten ayrılınca, bir formülle seçime kadar hükümetin sürdürülmesi ve üçüncüsü de erken seçimin tarihinin belirlenmesi.
Öncelikle şunu belirtelim: İkinci senaryo çok zor gözüküyor. Çünkü Ecevit’siz bu koalisyon gerçekten zor yürür. Ancak bu, hemen seçime gitmeyi gerektirmeyebilir... Çünkü koalisyonu oluşturan partiler ekonomik programın ağır sosyal faturasıyla seçime gitmek istemeyeceklerdir. Önce meyveleri toplamak isteyeceklerdir. Bu nedenle benzer bir koalisyon yeniden oluşturulabilir. Demek ki, 2003 yılının sonbaharından önce seçim zor bir olasılık olarak gözükmektedir.
Gelelim ilk senaryo olan, Ecevit’in baştan ayrılmasına. Politika varsayımlar üzerine dönmez. Gerçi olasılıkları hesaplamanın yararı bulunsa da, şu unutulmamalıdır; Ecevit’in ayrılması bu hükümetin ömrünün bitmesi anlamına geliyorsa, Ecevit’in sağlık sorunu olsa bile, siyasette kritik rolü sürüyor demektir. O zaman da Post - Ecevit dönemini şimdiden tartışmak anlamsızdır. Açıkçası, Ecevit şu anda siyasetin anahtar kişisidir!
Bu arada bir başka konuyu da hatırlatalım: Bizde son zamanlarda ne yazık ki, bazı işadamları siyaseti fazla düşünür oldular. Oysa sık sık çıkan krizlerde ne hale geldikleri ortada. Siyaset kadar, kendi işlerine zaman ayırsalar belki işleri de, ülke de farklı bir yerde olur.
Erken seçime gelince. "Bu hükümet ülkeyi 2004’e kadar taşımayabilir" diye düşünenler çoğalıyor. Buna biz de katılıyoruz. Ama bunu iki yıldır hepimiz söyleyip duruyoruz. Hükümet ise yerli yerinde duruyor. Demek ki, bir başka nokta var. O da hükümetin bu parlamento aritmetiğinde alternatifinin bulunmaması. Dolayısıyla mevcut düzen adeta bir denge oluyor.
Bu yılı tartışmamız, 2002’de seçim olmayacağını gösteriyor. Gerçekten seçim en erken 2003 ilkbaharında gözüküyor. Elbette bu tarih programa bir miktar zarar verebilir. Çünkü kamu dengeleri bir miktar bozulabilir. Mesela Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti’nin ifade ettiği gibi bekleyişler de tersine dönebilir. Ama bunlar sınırlı olur.
2003 yılı sonbaharına işler bayağı rayına oturabilir. Yani pek olumsuz bir taraf kalmaz. Bu arada Bakan Derviş piyasaların bağışıklığı gelişsin, ya da kur biraz yukarı gitsin de ihracat yararlansın diye erken seçimi tartışmış olabilir. Kendince haklıdır da. Ancak Ecevit de çok haklı: Erken seçimi kamuoyunda tartışmak demek, onu gündeme almak demektir. Ekonomide işler yolunda, ama her şey bitmiş değil!
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025