Hurşit Güneş

Hurşit Güneş

hgunes@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Mart ayına geldik. 2003 bütçesi hala kesinleşemedi. Ama bazı bilgiler basında yer almaya başladı bile. Gecikmenin nedeni ise biliniyor; önce ABD’den gelecek mali yardımın kesinleşmesi gerekiyor.
Bir süredir yazdığımız üzere; milli gelirdeki kayıpları gidermek için ABD, olasılıkla IMF kanalıyla, bir miktar hibede bulunacak. Öte yandan, savaş sürerken borçlanmada belli zorluklar ortaya çıkacağı için bir miktar borç verecek.
Hibenin 6 milyar dolar, borcun da 11 milyar dolar civarında olduğu belirtiliyor. Tabii tezkere Meclis’ten aynen geçerse. Bu şu demek; bütçe gelirlerine ek olarak 6 milyar dolar yazılırken, ortaya çıkan bütçe açığının da finansmanında da 10.6 milyar dolar kredi kullanılacak. Yani borcun vadesi geldiğinde eldeki ucuz kaynakla bu borcun bir kısmı piyasa dışından, bu parayla karşılanacak.
Önce bütçeden başlayalım. 2003 yılı için 101 katrilyon TL öngörülen gelirler, hibeyle beraber, 113 katrilyon TL’ye çıkıyor. Yani ciddi bir artış söz konusu oluyor. Ancak 146 katrilyon TL olarak önerilen bütçe harcamalarının da savaşla beraber artacağı göz ardı edilmemeli. Bununla beraber, 65 katrilyon öngörülen faiz ödemeleri pek değişmiyor. Çünkü faiz oranları önceden oluşmuş. Ancak yıl içinde yapılan ve bir yıldan kısa vadeli yeni borçlanmalarda artan faiz önemli. Bu sıkıntı da 10.6 milyar dolarlık krediyle aşılıyor. (Miktarı 9 katrilyona ulaşan yatırım harcamalarının bu rakamı aşmaması için ise ciddi bir bütçe disiplini gerekiyor). Kısacası, 2003 bütçesi ABD’den alınacak hibe ve kredilerle atlatılacak görünüyor.
Ortaya çıkan açığın finansmanına gelince. Hazine normal koşullarda 77.3 milyar dolarlık bir borç ödeme hesabı öngörüyor. Bunun 11 milyar dolarının faiz - dışı fazla ile, 10.6 milyar dolarının da alınan krediyle (hibe hariç) finanse edileceği anlaşılıyor. Demek ki, iç piyasaya bunun 56 milyar doları, yani borcun yüzde 72’si düşüyor. Bu da borçlanmada oldukça rahat bir dönem demek. Bu durumda geçen yıl borcun piyasaya olan kısmı bir yılda reel olarak yüzde 31 büyürken bu yıl küçülebilir. Hem de savaş koşullarına rağmen.
56 milyar dolarlık ödemenin bir kısmının (7.2 milyar dolar veya yüzde 13) özelleştirmeyle karşılanması tasarlansa da, biz 2003 yılında 1 - 2 milyar dolarlık özelleştirmeyi bile zor görüyoruz. Çünkü ne ulusal, ne de uluslararası konjonktür buna uygun değil.
2003 yılında bütçe ve milli gelir öngörülerinin tutması için bazı önkoşullar bulunuyor. En başta savaşın kısa sürmesi gerekiyor. Ayrıca, Türkiye’nin aktif olarak savaşa girmemesi gerekiyor. Saddam’ın çabuk devrilmesi ve savaşın hemen akabinde bölgede istikrarın sağlanması da çok önemli. Bunlar ilk bakışta ABD’nin çantasında keklik gibi gözükse de oluşmadığı takdirde, Türk ekonomisine böylesi kırılgan döneminde ciddi hasar verebilir.
Türkiye’nin bu anlamda yürüttüğü iki pazarlık da çok önemli; biri ekonomik yardım paketi, diğeri ise ABD’nin müdahalesinin nasıl olacağı ve Saddam sonrası istikrarın ne biçimde sağlanacağı. Her ikisi de çok önemli.