İbrahim Akbulut

İbrahim Akbulut

ieakbulut@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye günlerdir BMC’yi konuşuyor.
Ege otomotiv sanayisinin amiral gemisi, TSK’ya teslim edemediği Kirpi’ler yüzünden yerden yere vuruluyor.
Eleştiriler haklı olmasına haklı...
Ama her darbede, zaten su almaya başlayan o amiral gemisindeki delik biraz daha büyüyor.
25 bin aile, birlikte yol aldıkları gemi ile birlikte biraz daha dibe yaklaşıyor, umutları tükeniyor.

Edebiyatı bırakıp, detaya girelim isterseniz.
Aylardır, dış kaynaklı kredi arayan BMC’ye, kapısını çaldığı tüm finans kuruluşları sırt çevirdi. Aranan can suyu bulunamayınca, üretim tamamen durdu, mavi yakalılardan sonra beyaz yakalılar da “ücretli“ adı altında “ücretsiz“ izne çıkarıldı.
Çalışanların yüzde 90’a yakın bölümü 6 ay içinde sadece toplam 2 bin 350 lira para alabildiler. Yani geçimleri için ellerine ayda ortalama 400 lira bile geçmedi.
Bu süreçte, damarlarına kadar işleyen ekonomik kriz yüzünden 45 çalışan boşandı. Diğer bir deyişle 45 yuva yıkıldı. Olan arabasını, evini, altınını sattı, kredi batağına saplandı.
Üretim olmadığı için bayiler satacak araç bulamaz hale geldi. O’nlar da zorunlu olarak küçülmeye gittiler.
Bayiler, yüzlerce çalışanını kapının önüne koydu.
Yıllardır BMC için üretim yapan tedarikçi yan sanayi firmaları da bu krizden nasiplerini fazlasıyla aldı.
Yüzlerce firma, paralarını tahsil edemediği için ekonomik krizin pençesine düştü. Bu firmalardan pek çoğu faiz sarmalının pençesinde boğuşmaya başladı.
Bir bölümü tasfiye, bir bölümü de küçülme yoluna gitti. Doğal olarak küçülme, çalışan sayısını azaltmakla başladı.
Neticede; çalışan, bayi, tedarikçi üçgeninde çalışan yaklaşık 25 bin kişiyi, 25 bin aileyi vurdu BMC’nin krizi...
Neresinden bakarsan bak, 100 bin kişiyi yani...
Bir anlamda, Kirpi’ler teslim edilemediği için bazı ocaklara düşen ateşin bir başka türlüsü yakıyor bu 25 bin yuvayı...
Bunlar BMC gerçeğinin öbür yüzü...

Peki bu yangın nasıl söner?
Fabrikanın beyaz yakalı bir çalışanına göre, BMC’nin bu duruma gelmesindeki en büyük faktör şirketin kötü yönetilmesi.
O çalışan, sağladığı istihdam, yarattığı katma değer ve stratejik önemi nedeniyle BMC, sıradan bir şirket gibi kaderine terk edilmemesi gereken bir kuruluş.
Üstelik de küçümsenemeyecek bir pazarı olan karlı bir firma. O beyaz yakalı çalışan, devletin duruma el koyarak üretimi sürdürmesi gerektiğini savunuyor...
Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki de kurtuluşun devletin elinde olduğuna inanıyor. Tiryaki, üretimin sürmesi için bir fon oluşturulması ve kamunun bu fondan hisse alarak BMC’ye ihtiyacı olan kaynağı yaratması gerektiğini ifade ediyor.
Ege Otomotiv sanayicileri Derneği (EGOD) Başkanı Mustafa İduğ’un kurtuluş reçetesi ise yabancı sermayeye dayalı.
İduğ, “Yüzde 100 yerli sermayeli” BMC’ye, hükümet tarafından sağlanacak özel vergi indirimleri ile yabancı sermaye girişi sağlanmasının şart olduğunu işaret ediyor.
EGOD Başkanı, yabancı bir ortak sayesinde firmanın ihracatını artıracağını savunuyor.
Üç öneri sahibinin ortak görüşü de, daha fazla kan kaybetmeden önlem alınması gerektiği...

BMC olayı, dışarıdan bakıldığında sıradan bir ekonomik durum olarak görülebilir. “Karlılığın keyfini yaşayan, zararın da ceremesini çeksin” denilebilir.
Ne var ki, bu öyle sıradan bir kriz değil.
Ceremesini 25 bin ailenin çektiği kriz, herkesin krizi demektir.
Bu aşamadan sonra çözümün adresi de Ankara’dır.
Dolayısıyla görev önce TBMM’de İzmir’i temsil eden milletvekillerine düşmektedir.
Sayın vekillerimiz siyasi çekişmeleri bırakır, Ankara’da çözüm üretirlerse, kendilerine bu görevi veren İzmirliye karşı sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar.