Yazarlar"Kum saatini izlerken"

"Kum saatini izlerken"

29.03.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şahin Alpay

Kum saatini izlerken

PROF. Dr. Nermin Abadan - Unat 'ı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi 'ne girdiğim 1963 - 64 ders yılından bu yana tanıyorum. Nermin Hanım, ilişkimizin onca yıldır, çeşitli vesilelerle hemen hiç kopmadan sürdüğü, zamanla hoca - talebe ilişkisinden çıkıp dostluk ilişkisi halini alan Mülkiye'deki ender hocalarımdan biri.
Nermin Hanım, benim okuduğum Mülkiye 'de kamu hukuku ya da siyasi tarih veya siyasi fikirler tarihi değil de siyaset bilimi okutan; bu bilim dalındaki gelişmelerden söz eden, "yeni şeyler" öğreten az sayıdaki hocadan biriydi.
Nermin Hanım bu özelliğini hep sürdürdü. Tükenmek bilmeyen enerjisiyle hep yeni konuları keşfe çıktı. Hep yeni şeyler öğrenmeye ve talebelerine öğretmeye devam etti. Siyasal Davranış 'tan sonra, Uluslararası Göç araştırmalarına girişti. Daha sonra Kadın Sorunları 'na eğildi. 1978'de kontenjan senatörü seçilip üniversiteden ayrıldıysa da, sonra döndü. 1988'de Mülkiye 'den emekli olduysa da, İstanbul 'a yerleşip Boğaziçi Üniversitesi 'nde ders vermeye devam etti.
Mülkiye'de talebe iken Nermin Hanım'ın anadilinin Türkçe olmadığının farkındaydım. Bir "Macar geçmişi" olduğu kulağıma çalınmıştı. ABD 'de siyaset bilimi öğrenimi gördüğünü duymuştum, vs. Ama Kum Saatini İzlerken adlı, yakınlarda İletişim Yayınları tarafından basılan kısa otobiyografisini okuyana kadar, Nermin Hanım'ın geçmişiyle ilgili olarak bildiklerim esas olarak bunlardan ibaretti.
Nermin Hanım'ın babasının Saraybosna kökenli İzmirli iş adamı Mustafa Süleymanoviç, annesinin Avusturya - Macaristan İmparatorluğu 'ndan bir soykentli, Barones Elfriede Karwinsky olduğunu... Viyana 'da doğup, Budapeşte 'de büyüdüğünü... 14 yaşında, tek başına baba yurdu Türkiye'ye gelmeye karar verdiğinde Almanca, Fransızca, İngilizce ve Macarca konuşup tek kelime Türkçe bilmediğini... "Macar Nermin" lakabının İzmir Kız Lisesi 'ndeki arkadaşlarından kaynaklandığını... Rahmetli ve kıymetli hocamız, hocası ve ilk eşi Yavuz Abadan ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 'nde okurken tanıştığını... Demokrasiye geçiş döneminde (1944 - 50) 6 yıl süreyle Ulus gazetesinde gazetecilik yaptığını... 1952 - 53 ders yılında bir Fulbright bursu ile gittiği ABD'nin Minnesota Üniversitesi 'nde lisansüstü öğrenim gördükten sonra akademik hayata yöneldiğini... SBF 'nin ilk kadın öğretim üyesi olduğunu ve benim onu tanıdığım 1960'ların ortalarına kadarki yaşamının çok başka veçhelerini ancak, sürükleyici bir roman gibi, yutarcasına okuduğum anılarından öğrendim.
Nermin Hanım'ın kısa otobiyografisinden sadece artık eski bir dost addettiğim bir hocamın yaşamının bilmediğim yönlerini öğrenmekle kalmadım. Nermin Hanım'ın kişisel tecrübelerinin tanıklığında 1930'lar Türkiyesi üzerine yeniden düşünmek fırsatını buldum. Nermin Hanım'ın "Altıok biçiminde tanımlanacak" Kemalizm 'e değilse de, Mustafa Kemal Atatürk 'e ve onun kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletine derin, duygusal bağlılığının nereden kaynaklandığını daha iyi anladım.
14 yaşındaki öksüz, parasız ve tek kelime Türkçe konuşmayan Nermin 'in gururla dönmeye karar verdiği baba yurdu Türkiye, kadınlara erkeklerle eşit haklar tanıyan, okumak ve toplumda yükselmek imkanlarını veren, bütün dünyanın saygıyla baktığı bir ülkedir. Dönüşünde karşılaştığı ve yaşadığı bütün güçlüklere rağmen ona Prof. Dr. Nermin Abadan - Unat olma imkanını vermiştir.
Nermin Süleymanoviç (Suley) 'in öyküsü, bütün kendine özgülüklerine rağmen, bir bakıma, kadınlarına hiç değilse hukukta ve fırsatta erkeklerle eşitlik sağlayan Kemalist Türkiye 'nin öyküsü...
Nermin Hanım'ın kendisine de söyledim. Kitabın 1960'lar sonrasını anlatan bölümünde, öncesinin tadı yok. Nermin Hoca, 1960'lar sonrasını, yaşananlar ve yaşadıklarıyla karşılaştırıldığında biraz "geçiştirmiş" gibi geldi bana. Bu bölüm üzerine daha ne kitaplar yazabilir. Umarım yazacak da.

EN ÇOK OKUNANLAR

KEŞFETYENİ

İlgili Haberler