Beşiktaş isyankar ruhuyla 4’te 4 yaparak ikinci sıraya tırmanırken, alkışları topladı. Fenerbahçe, Kasımpaşa galibiyetiyle nihayet rahat bir nefes aldı, Galatasaray ise Antalya’da da umduğunu bulamadı. Ateş hattındaki mücadele de iyice kızıştı. Ortaya çıkan tablo bu film gibi ligde daha çok aksiyon sahnesinin izleneceğini kanıtladı.
Süper Lig’de ilk yarı biterken lider Fenerbahçe’nin 41, Galatasaray’ın 33 ve Beşiktaş’ın 32 puanı vardı. Fenerbahçe son 4 maçta 6, Galatasaray 4 puan kaybetti.
İkinci yarıya Trabzonspor beraberliğiyle başlayan Beşiktaş ise daha sonra sırasıyla Erciyes, Gaziantep, Kasımpaşa ve Bursaspor’u mağlup ederek, “Şampiyonluk yarışında ben de varım” dedi.
Tekrar maçına sebep olan Kasımpaşalı Donk’a ne kadar teşekkür etseler azdır elbette ama Beşiktaş’ın zirve takibine, şampiyonluk hırsına, bütün olumsuz şartlara rağmen ortaya koyduğu isyana şapka çıkarmak gerekir. Stadı olmayan, bir Atatürk Olimpiyat’ta bir Kasımpaşa’da oynayan siyah-beyazlı takımın 18. hafta sonunda liderin 11 puan gerisine düşmesine karşın şampiyonluk yarışına havlu atmaması alkışa değerdir.
Bilic ders verdi
Beşiktaş’ı ikinci yarının başında ayakta tutan en önemli faktör; Olcay
Yunus Yıldırım son 10 sezonda Süper Lig'de 163 maçta görev yaparken sadece 6 kez beyaz noktayı gösterdi. Bu düdüklerin 2'si Fenerbahçe aleyhine oldu.
Sivasspor-Fenerbahçe maçında vermediği penaltı, çıkardığı ve çıkarmadığı kırmızı kartlarla haftaya damgasını vuran Yıldırım pozisyonları kurallara göre değil, kafasındaki kalıba göre yorumlamaya devam ediyor. Kariyerinin sonuna gelmiş bir hakemin anlaşılmaz kriterleri adalet terazisinin dengesini bozuyor
Bu sayfayı takip edenler iyi bilirler. Yunus Yıldırım’ı başarılı yönetimleri ardından defalarca kez “haftanın hakemi” kürsüsüne çıkardık. 2012-2013 sezonunda ilk devrenin en başarılı hakemi de yine Yıldırım olmuştu panorama sayfamızda.
Sivasspor-Fenerbahçe maçına kadar kendisini en adil ve objektif hakemlerimizden biri olarak görüyorduk ama büyük hayal kırıklığına uğradık... “Kasıtlı” veya “yeteneksiz” olduğunu iddia etmiyoruz. Fakat Yunus Yıldırım, 4 Eylül Stadı’ndaki yönetimiyle bir hakemin isterse maçı nasıl bir taraftan alıp, diğer tarafa verebileceğini göstermiş, “adalet” terazisini bozmuştur.
Maçın 5. hakemi Murat Türker, MHK’nın, Süper Lig’e yavaş yavaş hazırladığı bir orta hakem. Gelecek yıllarda Cüneyt Çakır gibi
Kasımpaşa’nın 20 haftalık lig performansını, “Donk’tan önce” ve “Donk’tan sonra” şeklinde ikiye ayırmak gerekir...
Donk, 15. haftada elindeki topu, Almeida’nın ayağındaki topa atarak takımı adına her şeyi berbat edeceğini bilemezdi ama etti. Sahada kazandığı maçı tekrar oynamak zorunda kalan Kasımpaşa, 16 Aralık’tan sonra 5 karşılaşmada; 3 beraberlik ve 2 yenilgi aldı, zirve yarışından uzaklaştı.
Çıkış yolu arayan Kasımpaşa’nın, Konya önündeki tek hedefi galibiyetti fakat konuk ekip daha 22. saniyede golü bularak mesajını verdi. 3-0’lık Sivas maçında müthiş işler yapan Gekas-Kabze ikilisi yine sahneye çıktı. Kabze, Gekas’ın pasında usta işi bir plaseyle ağları havalandırarak takımını üstünlüğe taşıdı.
Şoku çabuk atlatan Kasımpaşa özellikle Adem ve Babel’le etkili oldu. Babel’in direkten dönen frikiği, formsuz Scarione’nin karşı karşıya kaçırdığı pozisyon, golün habercisiydi ve eşitlik sayısı Adem’le geldi.
İkinci yarıya da etkili başlayan Konya’da; Kabze, Hleb, Gekas üçlüsü ortak yapım bir gol daha üretti. Gekas’ın sağ ayağının dışıyla yaptığı bitirci vuruş, Brezilyalı efsane Romario’yu akıllara getirdi. Gekas attığı 3. golde de ne kadar önemli ve etkili bir forvet
Oyun karakteri ve sistemi arıza vermeye başlayan sarı-lacivertli takım 7 puanlık avantaja sahip ancak transfer yapmayarak ciddi bir risk aldı. Kadrosunu 4’ü yabancı 9 yeni oyuncuyla güçlendiren Cim-Bom ise 3 cephede yarışmanın gerçek zorluklarıyla henüz karşılaşmadı. Bu tablo Beşiktaş’ı da yarışa ortak ederse kimse şaşırmamalı
Fenerbahçe, T.Konya’yı yenerek, Gaziantep’ten beraberlikle dönen Galatasaray’la puan farkını 10’a çıkarınca şampiyonluk mücadelesinin son haftalara kalmayacağı yorumları yapılmıştı. Sarı-lacivertli takımın, 28. hafta TT Arena’da oynanacak derbide şampiyonluğunu ilan edebileceği de yüksek sesle dile getirilmişti. Bir hafta sonra fark 7’ye indi, ligin görüntüsü değişti, kehanetler birden kesildi...
Lig şampiyonluğu özellikle son yıllarda nefes kesen yarışlara sahne oluyor. Son 5 yılda sırasıyla Beşiktaş, Bursaspor, Fenerbahçe ve Galatasaray birer kez son hafta kupaya uzandı. Sadece sarı-kırmızılı takım geçen sezon 32. haftada zaferini ilan etti.
Bu tablo birçok yorumun fazla aceleci ve iddialı olduğunu ortaya koymaya yetiyor aslında. Biz de şampiyonluk adaylarını bekleyen zorlukların altını çizerek, yarışın yine son haftalara kadar sürebileceğine
Galatasaray’ın hocası, Amrabat kenarda otururken, kariyeri boyunca sadece sağ bek oynayan Sabri’ye Gaziantep’te sol kanatta görev verdi. Beşiktaş’ın teknik patronu ise Trabzon’da stoper özelliği hiç olmayan Necip’i savunmanın ortasında görevlendirdi, büyük umutlarla alınan Pedro Franco’yu düşünmedi
Süper Lig’de 2013-2014 sezonunun ikinci yarısı sürprizlerle başladı. Zirve takipçileri Galatasaray, Kasımpaşa ve Beşiktaş haftayı 2’şer puan kayıpla kapatırken, Sivas-spor evinde Kayserispor’u farklı yenerek potaya girmeyi başardı.
Haftaya damgasını vuran gelişme, lider Fenerbahçe’nin, Torku Konyaspor’u zor da olsa yenerek takipçileriyle puan farkını biraz daha açmasıydı. Ancak Galatasaray Teknik Direktörü Roberto Mancini ve Beşiktaş’ın hocası Slaven Bilic’in tercihleri de dikkat çekiciydi...
Mancini tıpkı sarı-kırmızılı yönetim gibi geldiği günden bu yana, “Yabancı oyuncu serbest olmalı” diyor. Bilic de konu ne zaman açılsa sınırlamadan yana olmadığını ifade ediyor. Tablo böyle ama iki teknik adamın söylemleri ile icraatları birbirine uymuyor...
Ziraat Türkiye Kupası’ndaki Tokat, Antalya ve Elazığ maçlarında 90’ar dakika oynattığı Riera’yı İstanbul’da bırakan Mancini,
SÜPER LİG'DE İLK YARININ PANORAMASI
Sarı-lacivertli takımı ligin en fazla gol (43), şut (273), isabetli şut (127) ve korner (105) atan ekibi haline dönüştüren Ersun Yanal’ın performans kriterleri ve forma adaleti oldu. 6. haftada oturduğu liderlik koltuğundan bir daha inmeyen Fenerbahçe, 41 puanı bileğinin gücüyle cebine koydu
Alex krizi yüzünden taraftarla arası açılan Aykut Kocaman’ın herkesi şoke eden istifası 29 Mayıs tarihinde geldi. Ersun Yanal’ın, Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörü olduğu ise 1 ay sonra, 28 Haziran’da açıklandı... “2013-14 sezonunda oynayacağımız futbol, taraftarımıza keyif ve gurur verecek; sarı-lacivert renklere taraftar olmayanların da alkışlayacağı güzellikte olacaktır. Futbol kamuoyunun özellikle bilmesini istiyorum ki, Fenerbahçe için koşullar zor olsa da hep birlikte aşamayacağımız hiçbir engel yoktur. Şampiyonluk yolumuz açık olsun” diyordu Yanal, 1 yıllık sözleşmeye imza atarken... Ersun Yanal camiasına seslenirken önüne iki büyük hedef koymuştu; Rakip taraftarların bile alkışlayacağı güzellikte bir futbol ve şampiyonluk... Bir yıllık sözleşme imzalayan bir teknik adam için fazla iddialı görünen bu hedeflere nasıl ulaşabileceğini iyi
Sarı-kırmızılı takım, Roberto Mancini yönetiminde oynadığı 11 maçta 23 puan (maç başına 2,09 puan) toplayarak ikinci sıraya tırmandı, lider Fenerbahçe’yi şampiyonluk yarışında yalnız bırakmadı. Haftalar ilerledikçe lige ısınan deneyimli çalıştırıcı oynattığı hücum karakterli futbolla Cim-Bom’u yeniden ayağa kaldırmayı başardı
Neresinden bakarsanız bakın; gelmiş, geçmiş en başarılı Türk teknik direktör Fatih Terim’in ardından Galatasaray’da göreve başlamak büyük bir cesaret işidir... Sarı-kırmızılı takımı üst üste 2 yıl, toplamda 6 sezon şampiyonluğa taşıyan Terim’in ilk 5 haftada yapamadığını yapmaya talip olmak özgüven gösterisidir.
Fatih Terim’in 5. haftada bıraktığı Galatasaray ligin yenilgisiz tek takımıydı ancak Milli Takım krizi nedeniyle açık denizde fırtınaya yakalanmış bir yelkenliye benziyordu. Alabora olarak batması veya kayalıklara bindirmesi an meselesiydi adeta.
Roberto Mancini işte böyle bir ortamda göreve geldi, üç gün sonra memleketi İtalya’da Juventus’un karşısına çıktı, puan koparmayı da başardı. Zaten Galatasaray’ı gruptan çıkaran da bu altın puan oldu. İtalyan hoca ligdeki ilk sınavını Akhisar deplasmanında verirken ilk yenilgisini de tadıyordu.
Ardı
Sezonun ikinci yarısında birbirinden zorlu 9 deplasmana çıkacak olan sarı-lacivertli takım, şampiyonluk yarışında avantajını koruyabilmek için kadro kalitesini artırmalı. Avrupa’da üst düzey kulüplerin en az 2 lideri var. Karabük maçı lider transferinin bir tercih değil zorunluluk olduğunu kanıtladı
Süper Lig’in 16. haftasında, Fenerbahçe’nin liderlik koltuğundaki huzuru kaçarken, Galatasaray ile Beşiktaş zirve için yeniden umutlandı.
Form grafiği ve futbolu yükselişe geçen Galatasaray, Trabzonspor’u mağlup etmeyi başardı. Beşiktaş da 10 eksiğine rağmen Elazığ engelini farklı skorla aştı.
Karabük’e üst üste 7. deplasman galibiyeti için giden Fenerbahçe ise büyük bir hayal kırıklığına uğradı, sahadan eli boş ayrıldı. Sarı-lacivertli takım yalnızca 20-45. dakikalar arasında futbol oynadı, geriye kalan 65 dakikada sahada hiç yoktu.
Karabükspor 9’u isabetli 21 şut atarken tam 10 gol pozisyonu yakaladı, 13 kez de korner kullandı. Buna karşılık Fenerbahçe 2’si isabetli 5 şut çekti, sadece 3 kez gol fırsatı buldu ve yalnızca 4 korner attı. Sarı-lacivertli takımı 4-1, 5-1, 6-1 gibi bir faciadan kalecisi Volkan Demirel kurtardı.
Peki ne oldu da Fenerbahçe birden bire