Koskoca bir yılın yorgunluğunu atmak için, gazetesiz televizyonsuz iki hafta geçirdik.Günlük kısır döngünün dışına çıkmak, çok güzel bir his. İnsanı ateşleyen aküler şarj oluyor. Bambaşka bir dünya ile karşılaşıyorsunuz. En büyük merakınız da, döndüğünüzde nasıl bir Türkiye ile karşılaşacağınız oluyor.Tatile çıkmadan önceki Türkiyede dolar 1.300.000 TL civarındaydı ve insanlar 1.200.000lere nasıl düşebileceğini tartışıyorlardı.Bugün dolar 1.500.000 TLyi zorluyor ve insanlar 1.300.000e düşüp düşmeyeceğini konuşuyorlar.Geçen ay, Kemal Derviş hâlâ dokunulmayan tek ümit, tek kurtarıcı olarak görülüyordu. İki hafta süreyle ayrı kaldık. Doların yükselmesinin durdurulamaması, faizlerin hâlâ düşmemesi soru işaretlerini arttırıyor. İnsanlar perde arkasında neler olduğunu bilemezler. Genel dış görüntüye bakıp karar verilir. Kemal Derviş açısından dış görüntü, eskisi kadar parlak değil. Daha önce Enis Öksüz unsuru vardı. Artık o da yok.Başbakanın "TLnin onurunu kurtarın" direktifini vermesi şaşkınlıkla izleniyor. Yerli malı haftalarını andıran "TL ile konuşalım, doları bırakalım" kampanyasının somut ne sonuç getirebileceği sorgulanıyor.Kimse kalkıp hükümete "Sorun, devletin küçülmemekte ısrar etmesi; 37 bakanlığın bazılarının kapatılıp, yarı yarıya indirilmemesi; kemerlerin sıkılmamasıdır" demiyor. Hükümette sipere girmiş suskun sakin seyrediyor.Herkes sonbahara kilitlenmiş durumda.Önce IMFnin yeni denetimi...Ardından, bütçe ve nihayet kasım ayındaki dev borç ödemesinin nasıl çevrileceği konuşuluyor.Anlayacağınız, hâlâ beklemedeyiz.Yılmaz ve Erdoğan depremleri...Beraber olmadığımız günlerin en ilginç gelişmeleri, Mesut Yılmazın ünlü "güvenlik" tartışması ve Tayyip Erdoğanın AK kurucusu olamayacağı yolundaki ihtar idi.Mesut Yılmaz, "Sözünün arkasında durmaz. Askerlerden tepki gelince pes eder" şeklindeki yorumları yanlış çıkarabilmek için, bu defa farklı bir tutum aldı.Tartışmayı, olduğu yerde bırakmadı.Israrla MGKya taşıdı veya taşıdığı izlenimini verdi.Belki bir sonuca varılamadı, ancak tartışma başlamış oldu. Bütçe hazırlığı süresinde daha da artacak.Milli savunma bütçesinin de kriterlerden payını almasıyla yeni bir tartışma başlayacak.Gelelim diğer siyasi gelişmeye...Tayyip Erdoğanın durumu, Aydınlık ve Kalkınma (AK) Partisinin rüzgarını durdurdu. Özellikle, Fazilet dışı partilerden AKa kayabilecek ılımlı rüzgarların önü kesilmiş oldu.Bu olasılık uzun süredir tartışılıyordu. AKa yakın çevreler, yasaların çok açık olduğunu ve Erdoğanın liderlikte ısrar etmemesi gerektiğini söylüyorlardı.Anayasa değişene kadar, liderliğe Abdullah Gül getirilse, parti açısından daha yararlı olurdu. Ancak, anlaşılan Erdoğan ısrarcı davrandı.Yeni gerilimler yaratılmadan, Anayasa Mahkemesinin biran önce kararını vermesi çok yerinde olacak.Ülke ekonomisi nasıl darmadağın ise, siyaseti de darmadağın. Kafalar karışık ve hâlâ yeni partiler, yeni liderler bekleniyor.İşte sonbahara bu manzara ile giriyoruz.Ekonomik krizin başladığı günden beri, işin bu defa pek kolay olmadığını, epey acı çektikten sonra düzlüğe çıkabileceğimizi yazıyoruz.Yolun en tehlikeli bölümlerinin sonuna yaklaşıyoruz. Sanırım yılbaşından itibaren durumu çok daha net göreceğiz. Beklentiler, sonbaharda düzlüğe çıkacağımız yönündeydi.Olmadı.Bakalım yılbaşı sonrası tahminleri tutacak mı?Son gelişme, tatil öncesi Üzeyir Garih etrafına umut dağıtıyor, krizden kurtulabilmek için olağanüstü bir çaba harcıyordu. Ülkenin yetiştirdiği nadir kaliteleri olan bir insandı.Bugün ise artık yok. mbirand@attglobal.net Bugün durum biraz değişmiş.
Özay Şendir
Şehidini bırakmayan ordu...
7 Temmuz 2025
Tunca Bengin
Ateşkes diyeceğine katile dur de...
7 Temmuz 2025
Cem Kılıç
Unutulan aylık 5 yıla kadar alınabiliyor
7 Temmuz 2025
Didem Özel Tümer
Hızlı hafta, kritik temmuz, sıcak yaz
7 Temmuz 2025
Abdullah Karakuş
Vatikan mesajları ve Papa’nın Türkiye ziyareti
7 Temmuz 2025