Mehmet Demirkol

Mehmet Demirkol

mdemirkol@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ariel Ortega, Maradona’nın veliahtıydı. 20 yaşında kadroya alınmış ve oda arkadaşı olmuştu. Maradona, 94 Dünya Kupası maçlarında oyundan alındığında sahaya giren oyuncu hep Ortega’ydı. Ondan, Maradona gibi Arjantin’i sırtlamasını beklediler. Ama o, bunu ne 94’de Maradona turnuva dışı kaldığında yapabildi, ne de 1998’de 10 numarayı sırtına geçirdiğinde. 2002’de Bielsa’nın tek forvetli, üç hücuma dönük orta sahalı ekibinin en önemli silahlardan biriydi. Ama olmadı. Ortega şimdi, 28 yaşında ulusal takımlar düzeyinde henüz beklenen patlamayı yapamamış bir yıldız.
Ortega’nın kulüp performansıysa Diego Armando’ya çok benziyor. İspanya’da, Maradona ve Kempes’in Valencia’sında geçen son derece problemli devir ve sorunlar yaşadığı Sampdoria - Parma maceraları, tıpkı Maradona’nın Avrupa hikayesi gibi. Önemli soru ise hikayesinin sonunun ona benzeyip benzemeyeceği. Acaba Maradona’nın Napoli’de bulduklarını Ortega, Fenerbahçe’de bulabilecek mi?
Bu konuda şimdiden kesin yargılara varmak mümkün değil. Ama eldeki verilere bakmakta yarar var. Öncelikle, Ortega Fenerbahçe’nin en az oyuncuya ihtiyaç duyduğu bölge için transfer edildi. Transferin maliyeti de göz önüne alındığında futbol sahasında olup bitecekler açısıdan yerinde bir yatırım gibi görünmüyor aslında. Kadıköylüler, Ortega’yı organizatör ve pasör orta saha oyuncusu arayışı içinde aldı. Ama aslında o, daha çok dikine gidip savunmayı delmeye çalışan bir hücum arkası oyuncusu. Ve Fenerbahçe bu pozisyonun iyi çalışmasını sağlayacak bir geri/orta saha hattı oluşturabilmiş değil. Yani Ortega’nın işlerliği konusunda, hem Fenerbahçe’nin kadro yapısından, hem de Arjantinli’nin özelliklerinden kaynaklanan soru işaretleri var. Bunları Lorant’ın nasıl çözeceğini göreceğiz.
Alman hocanın işi bununla da bitmiyor. Ortega’nın kendisini ispat etmesi gerekiyor. Zaten "Dünya ligleri" dururken Türkiye’ye gelişi de bu yüzden. Maradona, nasıl beklenmedik bir adreste yeniden doğduysa, Ortega da Fenerbahçe’de aynısını yapmayı umuyor. Ama arada büyük bir fark var. Napoli’yi tarihinde ilk kez Serie A şampiyonu yapmak Avrupa şampiyonu olmak kadar önemli bir başarıydı. Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak ise o kadar önemli olmayacaktır. Ortega için asıl varlık alanı Şampiyonlar Ligi. Ve Avrupa macerası erken biterse onu motive etmek hiç de kolay bir iş olmayacak. Şu bir gerçek ki, bu Lorant’ın yaşadığı en ciddi teknik direktörlük sınavı.