Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sultanahmet “Ramazan Festivali”


Meydanda mini dükkanlar var. Rock’n Coke’ta nasıl Bambi, Burger King varsa burada da lokmacı, hattat, Maraş dondurma var.

Sultanahmet’te kalabalık en çok neye heyecanlandı? Gözde müzik türü hangisi? En popüler etkinlik ne? En gözde chill out mekanı neresi? Hafif Müzik Ramazan özel programı başlıyor


Ramazan ya da Rock’n Coke fark etmiyor. İnsanoğlu kalabalığı seviyor. Geceleri ışıklı yerlerde, meydanlarda toplanıp sosyalleşmek ilk çağlardan beri severek yaptığımız bir şey. Atalarımız “hareket bereket” demiş, siz isterseniz sinerji deyin. Burada Ramazan sinerjisi şahane. Sultanahmet meydanında girince ilk izlenimim böyle: Vatandaş eğlenmeye gelmiş.
-İbadet edenler Sultanahmet Camii’nde. Yatsıyı kılmaya gelenler içeriyi doldurmuş. Yatsı 21.27’de kılınıyor ve o saatte kimsenin yatmaya niyeti yok. Namazdan çıkan ortama karışıyor. Gece daha yeni başlıyor.
-Turistlerle cemaat bir arada. Herkesin keyfi yerinde. Bence burada olsa keyfi kaçacak tek insan İlber Ortaylı olurdu. Cami avlusunda güzelim mermer zeminin üzerine kurulan kitap standları estetik açıdan hiç de “kıvandırıcı” değil. Bu arada Lawrence Block polisiyeleri satılıyor burada. Ne alaka bilmiyorum.
-Meydan acayip kalabalık, “iğne atsan yere düşmez” tarzında. Çimenlerin üzerine konan banklarda yer yok. Çocuklar oradan oraya koşturuyor, evde demlenip termosa konmuş çaylar, kola, limonata, kavun, karpuz, sütlü mısır mönüde en sık rastlanan şeylerden. En popüler etkinlik bir yere çöküp çekirdek çıtlayarak gelen geçeni izlemek.
-Fes 5 TL. Kavuk 15 TL.

Mısır 1 TL. Yılanlı Sütun, paha biçilemez
-Meydanın iki yanındaki yolların üzerinde mini dükkanlar var. Bunları firma olarak kiralıyor ve malınızı satabiliyorsunuz. Rock’n Coke’ta nasıl Bambi, Burger King varsa burada da lokmacı, hattat, Maraş dondurma var.
-Ben en çok sucuk dönere koptum. İnsanın kovayla su içesi gelir valla sahurda.
-Hattata isim yazdırmak ilgi gören etkinliklerden. Televizyondan da izleyebiliyorsunuz. Elinizde çay, gökyüzünde yıldızlar, televizyonda hattat Ömer yazıyor, Ahmet yazıyor, Mehmet yazıyor...
-“Fesi takınca turist gibi oldun” dedi bizim elemanlar; “Galatasaray maçını izlemeye gelmiş Leeds taraftarı gibisin, dikkat et büyük dayak geliyor...” Ne sesimi çıkardım ne de fesimi.
-Burada nargile içilmeyen tek bir köşe yok. Sigara zararlı da nargile faydalı mı?
-Her yan sandalye, her yan tabure. Boş bulursan oturuyorsun. Oturduk, mesuduz. Sultanahmet Köftecisi’nde yediğim lastik gibi köfteler yordu. Hazmetmek için Türk kahvesi söyledim. Sultanahmet köftesi yalan olmuş, tat tuz yok valla.
-Bu arada sırttan sırttan bir sıcaklık geliyor. Cehennem ateşi midir nedir, fena yakıyor mübarek gecede... Cehennem ateşi değil kumpir ateşi bu, fırından enseme doğru... “Ortaköy’ün kumpiriiiieeee” sesiyle kendime geldim. Közde kahvemi içtim. Harika. Kahve yapanlar gelsin burada staj yapsın. Ederi 5 TL.
-İnsan oturunca etrafı daha iyi görüyor. Mesela Alman Çeşmesi çevresi ve Yılanlı Sütun arasındaki bölge çok gözde. Fakat yaklaşınca durum fena. Mısırı yiyen, koçanı Yılanlı Sütun’a sallamış. Ayıp. Mısır 1 TL. Yılanlı sütuna ise paha biçilemez.
-Tulumbacılar geldi, önlerinde de akrobat adam var sopaların üzerinde yürüyor. Bunun Ramazan’la ne alakası var bilmiyorum ama vatandaş bayıldı, “üç ge”ler çıktı çekim başladı...
-Yerebatan Sarayı’nın hemen üst tarafındaki Sultan Pub da dolu. Millet sokakta bira içiyor, bir maraza da çıkmıyor valla. Sevdim hoşgörü ortamını...
-Bir festival klasiği artık Sultanahmet’e de sirayet etmiş: Tuvalet kuyruğu. Her festival-kalabalık ortamında olduğu gibi burada da uzun kuyruklar var.
-“Wireless’ımız mevcuttur” yazıyor. Bez afişi germişler kocaman. Al bilgisayarı üç ge müç ge takıl, naklen tweet’le...
- Yüz boyama yaygın bir uygulama. Çoluk çocuk kendine kedi suratı yaptırıyor. Bir diğer gözde standda ise padişah fotoğrafı çekiliyor ailecek. Kaftanlar, kavuklar, sarıklar hazır. Şip şak, anında görüntü Ramazan hatırası...

Eski köprünün altında...
-Sultanahmet maceramızın ardından bir de Balat’a Hasköy’e geçelim, bakalım orada neler oluyor diye Haliç’e uzandık. Burada ortam acayip kopuşlarda. İster inanın ister inanmayın. Lunapark kurulmuş. Trance techno çalıyor, volüm sağlam. Yanındakini zor duyuyorsun. Deniz kıyısında bir at yarışı kafası var. İki lira ver, topları doğru deliğe sok, yarışı kazan. Bu nasıl Ramazan eğlencesi, anlamadım.
-“Eski köprünün altında” bir şey kalmamış. Üstünde de Ramazan müsamereleri var şimdi.
-Ve chill out zamanı. Ramazan gecesi sahura saatler kala en güzel ortam Hasköy’de deniz kıyısı. Ağaçların altında ailecek vatandaş çimenlere serilmiş, küçük bir ocaktan çay servisi de var. Müzik uzaktan geliyor ve burada sakin sakin takılıyor herkes. Ramazan’ın chill out mekanı adeta.
-Çayımızı içtik, at yarışını oynadık, panayır yerindeki kaleciye gol attık, Sultanahmet’i turladık ve Ramazan turumuzun sonuna geldik.
İftarda hızlı yiyen yemeyen, sahurda ekmeğe abanan abanmayan tüm değerli okurlarımın Ramazan’ını kutluyorum. Belediye başkanı mıyım neyim.
Neyse, tesisimiz Ramazan boyunca açıktır.