Geçenlerde karşıma çıkan bir görüntü. Riyad’daki Elie Saab defilesinde Jennifer Lopez ve dansçıları sahneyi ele geçirmiş “Let’s Get Loud”u söylüyor. Lopez kalçalarını açıkta bırakan derin dekolteli kıyafetiyle sahnede bir ileri bir geri “diva yürüyüşü” yaparken, yani topuklarını yere tak tak tak diye vurarak gururla yürürken, benzer kıyafetler içindeki atletik dansçıları fit vücutlarının bütün imkanlarını kullanarak müziğe eşlik ediyor. O sırada Lübnanlı Elie Saab’ın son tasarımlarını taşıyan modellerin izleyicilerin önünden geçtiğini görüyoruz. Seyircilere baktığımızda klasik kıyafetleri içinde Arap para babaları yanında, şık ve gösterişli kıyafetleri içinde kadın ve erkek konuklar parıltılar saçmakta. Riyad değil Los Angeles ya da herhangi bir Batılı merkezde gösterişli bir salonda gibiyiz. Bütün konuklar bu şatafat gösterisinin içinde yerlerini almışlar. Lopez konuklardan sadece biri. Defileye katılan ünlü isimler arasında son dönem yıldızı yeniden parlayan Celine Dion, Rosalia, Halle Berry tanıdıklarım. İsimlerini buraya sığdıramayacağım kadar çok ve ilginç ABD televizyon ve film dünyasından simalar arzı endam etmekte. Eski ve yeni starlar hepsi Riyad’dalar. Ne için? Bu ülkede yaşanan hızlı kültürel dönüşüme destek olmak için mi? Yoksa basitçe para mı her şeyin temeli? Her şeyden önemlisi bu maya tutar mı?
Biraz araştırınca Riyad’daki etkinlik takviminin hayli yoğun olduğunu görmek zor değil. Akıllara durgunluk verecek tesisler, oteller, konser alanları, bu mekanları hakkıyla doldurmaya and içmiş Batı’dan ithal kadrolar, ve elbette ülkelerinde belki bir yılda kazanacakları parayı burada bir saatte cebe atan irili ufaklı her türden ünlüler. Rapçilerden Anthony Hopkins gibi yaşını başını almış oyunculara herkes tatlı bir telaşın içinde, kurulmakta olan bu yeni dünyanın bize pek de yansımayan şatafatlı ortamında yerlerini almaktalar. 2019’dan bu yana yapılan “Riyadh Season” etkinlikleri Ekim’de başlıyor ve Mart’ta sona eriyor. Ülkenin kültürel dönüşümüne verdiği hızın ve yaptığı yatırımın bir ifadesi bu etkinlikler. Riyad’ın eğlence merkezi Boulevard City içindeki Boulevard World’de gerçekleşiyormuş etkinlikler. Biraz Google’larsanız buradaki lüks acayiplikleri görebilirsiniz. Her şey “Saudi Vision 2030” için. Ülkenin 2030’da gerçekleştirmeyi hedeflediği bir vizyonu var. 2016’dan bu yana çalışılıyor üzerinde. Amaç üç kıtayı birleştirecek bir kültür ve yatırım merkezi, bir büyük çekim alanı yaratmak. Arap dünyasının ve Asya, Avrupa, Afrika coğrafyalarının merkezi olmak. Neden? Çünkü petrol bir gün bittiğinde ayakta kalmak lazım. Doğal kaynak bitince insan kaynağıyla gerekcek bunun için. Suudilerin 1970’lerden bu yana planladıkları bir düşüncenin hayata geçirilmesi aşamasındayız.
2030 vizyonuna göre şunlar lazımmış Suudi Arabistan’a:
Renkli, hareketli, dinamik bir toplum. Büyüyen bir ekonomi, kadınların iş gücüne katılımı, yabancı yatırım, yerli üretim ürünler ve bunların ihracatı.
Bunlar herkese lazım. Suudiler de bunu anlamışlar. Alelacele de olsa 2030’a koşuyor, hedeflerini tutturmaya çalışıyorlar. Tek yaptıkları ünlüleri bir araya toplamak da değil. Pek çok farklı seviyede, mesela indie müzik alanında da kültürel bir atılım peşindeler. Bu konularda da hamleler olduğunu görüyorum. Peki başarabilecekler mi? Büyük paralar harcayarak bir çekim alanı oluşturmaya başladıkları kesin. Devamlılığı olacak mı, petrol parası olmadan sürdürülebilir midir bu ortam? Hakikaten ilgi ve merakla izliyoruz.
