Böyle şeylere inanmam ama neredeyse bizim uğursuz sayımız 33 diyeceğim..
Onların 13’ü gibi..
Yakın tarihe bakıyorsun toplumu yaralayan, izleri kuşaklar boyu süren hadiselerin içinde hep 33 rakamı var..
Tesadüf mü?
Olabilir..
Ama 33 var..
Sivas tartışmalarıyla 33 rakamı bir kez daha gündeme geldi.. 33’ün kökü taa 1940’lara dayanıyor..
Mustafa Muğlalı’ya..
Orgeneral Mustafa Muğlalı, 1943’te Van’ın Özalp ilçesinde kaçakçılık yapan köylülere yargısız infaz yapmıştı..
Kurşuna dizdirdiği kaç kişiydi?
33..
32 ölmüş biri yaralı kurtulmuştu..
*
Gelelim 1993 yılına..
Malatya’dan iki midibüs dolusu asker birliklerine gitmek için yola çıkar.. Sivildiler, silahsızdılar..
Bingöl’e 10 km kala PKK yolu keser..
50 askeri esir alır.. Dağlık araziye götürür, kurşuna dizer..
Kaç askerimiz şehit olur?
33..
*
Aynı yıl.. Sivas katliamı yaşanır.. Binlerce gözü dönmüş insan Alevilerin kaldığı oteli sarar.. Bağırırlar, çağırırlar, taş atarlar..
Bu eylem öfkelerini dindirmez, bir otomobili ters çevirip deposundan aldıkları benzinle oteli yakarlar..
35 kişi yanarak ölür.. İkisi otel çalışanıdır..
Yanarak öldürdükleri şair, yazar, düşünür sayısı kaçtır?
33..
*
Üç gün sonra..
PKK militanları Erzincan’ın Başbağlar köyünü basar.. Akşam namazı saatinde camiye giren PKK militanları, cemaati köyün meydanında toplar..
Önce nutuk atarlar, sonra köylüleri kurşuna dizerler..
29 kişi ölür..
Bununla da yetinmezler, köyü ateşe verirler.. Camii, okulu, evleri..Dört kişi de yanarak ölür..
Kaç oldu?
33..
*
Sivas katliamı davası 2000 yılında sonuçlanır.. Mahkeme 79 sanığa ceza verir..
Kaç idam vardır?
33..
*
Tabii ki tesadüf ama insan tesadüfün bu kadarı demeden edemiyor?
Hâkim uyursa ‘adalet’ uyanık kalmaz..
Adalet sarayı yaptık ama içine adaleti koymayı unutmuşuz diye yazmıştım..
Neden sorusu çok soruldu..
Neden adalet dağıtmada Avrupa’nın en kötüsüyüz..
Çok derin konu.. Toplumu yaralayan konu..
Nedenine inmeye kalkarsak..
Hukuk fakültelerinde verilen eğitimden başlayıp, adli polisin olmamasına, savcı ve hâkimlerin üzerindeki iş yükünün inanılmaz olmasına kadar gidebiliriz..
Adli polisin olmaması..
İş yükünün fazlalığı temel sorun gibi görünse de ‘zihniyet’ çok daha önemli..
İlk ikisi halledilebilir..
Zihniyet değişimi için çok çaba sarf etmek lazım..
Çok..
*
Hâkim ve savcıların çoğu kendini devleti korumakla yükümlü görüyor.. Bu kadar çok davanın AİHM’ye gitmesinin nedeni de bu..
Tipik bir örnek..
2000 yılında Ümraniye Cezaevi’nde meydana gelen olaylarla ilgili 267 askeri personel yargılanıyor..
Meşhur ‘hayata dönüş operasyonu’ nedeniyle..
Dava sekiz yıldır bir adım ilerlemiyor.. Ocak ayındaki son duruşmaya baronun gözlemcisi de gitmiş..
Ve bir bakmış ki; üye hâkim uyuyor..
Horlayarak..
Bilgisayar monitörünün arkasına gizlenmiş kestiriyor.. Horlamasa çakılmayacak..
Horlayınca yakayı ele vermiş.. Mahkeme Başkanı ‘rahatsızlığı var o yüzden’ diyerek geçiştirmiş..
*
Peki o hâkim niye uyuyor?
Şundan..
Suçlanan; devletin adamları..
Mağdur olan; mahkumlar..
Hâkim kimi tutmalı?
Devleti..
Bu yüzden üye hâkim müdahil avukatları dinlemiyor bile..
Zihniyet dediğim bu..
Yumurta yiyince doktora koşan Bakan
Demokrat olmak zor, lafla olunuyor.. Hayata o gözle bakmak gerekiyor..
Hadise şu..
Bizi Avrupa Birliği’ne sokacak Bakan var ya.. Ege Üniversitesi’ne gittiğinde protesto edilmiş, üzerine yumurta atılmıştı..
Yumurta atmak çirkin bir hareket ama demokrasilerde yeri var..
Anlamı da var..
Öğrencilerden biri sallamış yumurtayı, korumaların açtığı şemsiyeyi sıyıran yumurta Bakan’ın sağ gözünün alt tarafına isabet etmiş..
Paltosu da kirlenmiş..
Yumurta fırlatan kızın beş yıl hapsi isteniyor..
Niye mi?
Kasten adam yaralama suçundan..
Peki, savcı Bakan’ın yaralandığını nereden biliyor?
Bakan koşa koşa doktora gitmiş, yaralandım diye rapor almış da ondan.. Sağ gözünün altında küçük bir noktanın kan topladığı tespit edilmiş..
*
Bu Bakan bizi AB’ye sokacak.. Bu Bakan ülkemize AB standardı getirecek..
Avrupa’da örneği var mıdır?
Yolu düştüğünde bi sorsun bakalım.. Avrupa’da yumurta yediği için doktordan ‘yaralandı’ raporu alan kaç bakan vardır..
Kaç siyasetçi!..
Beşiktaş’ın en önemli maçı Bolu maçıdır
Beşiktaş lige havluyu attı.. Play-off falan hikâye.. İddiası yok, fasulyeden oynayacak.. Kare tamamlansın diye..
Avrupa da bitti.. Hem de bozgunla bitti..
Geriye kaldı kupa.. Rakip Bolu, tek maç eleme usulü.. Telafisi yok..
Perşembe günü Bolu bir azizlik yaparsa harç bitti yapı paydos demektir.. Erken tatil mi dersiniz, zorunlu tatil mi?
Bu sebepledir ki; Beşiktaş’ın en önemli maçı Bolu maçıdır dedim..