Eskiden insan hakları raporlarının yankısı çok olurdu.. Şimdi üzerinde pek durulmuyor..Tartışılmıyor.. Tartışılmıyor ama ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporu çok önemli.. Geçiştirilecek gibi değil.. Zaten geçiştirsek ne olacak ki..
Kendimizi kandırırız o kadar..
*
Rapor diyor ki; davalar yeterince şeffaf değil, adalet sistemi siyasallaştı diyor..
Keyfi tutuklamalara dikkat çekiliyor..
Aralarında çok sayıda öğrencinin ulunduğu binlerce kişinin yasal gösteriler sırasında gözaltına alındıkları ve terörle mücadele yasası çerçevesinde suçlandıklarını söylüyor...
Dikkatinizi çekerim; yasal gösteri sırasında.. Başka..
Böcekle ve telefonla dinlemenin yaygınlaştığı iddia ediliyor..
Aralarında gazeteci, siyasi parti yetkilisi ve akademisyenlerin bulunduğu binden fazla kişinin siyasi mahkum olduğu ileri sürülüyor..
Siyasi mahkum!..
Velhasıl, biz ileri demokrasiye geçtiğimizi iddia ederken, ABD demokrasiden uzaklaştığımızı dünyaya ilan etti.. Demokrasiden niye uzaklaşmışız?
Otosansür yaygınlaşmış da ondan..
Gazeteciler, akademisyenler, yazarlar veya kişiler devleti veya hükümeti eleştirmekten çekiniyormuş..
Dillerini, kalemlerini tutuyorlar yani...
Soruşturma ya da dava açılma tehlikesi varmış..
Doğru mu?
*
Güncel bir örnek..
Gemlik Adliyesi için depremde ayakta kalmaz raporu var.. 85 kişi çalışıyor, adliye bu, giren çıkan belli değil.. Tehlike çok büyük.. Adalet Bakanlığı da adliyeyi taşımayı düşünüyormuş ama ilçede bu iş için uygun binanın aylık kirası 20 bin lira olduğu için tutamıyormuş..
Veya bütçesine çok geliyormuş; kamyon geçse bine sallanıyor diye isyan etmiş.. Adalet org. sitesine yazı yazmış..
Demiş ki Dışişleri Bakanı aylık kirası 50 bin lira olan konutta oturuyor, koca adliyeye 20 bin lira çok görülüyor..
Sen misin diyen..
Adalet Bakanlığı hemen harekete geçmiş, hâkim hakkında soruşturma açılması için HSYK’ya başvurmuş..
*
Sizce..
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporu doğru mu değil mi?
Askeri vesayetin daniskası!
ANAP’ın güçlü bakanlarından Hasan Celal Güzel anlatmış..
Turgut Özal’ın kızı Zeynep’in davulcu Asım Ekren ile birlikte olduğu günlermiş.. Kaya Erdem aramış, demiş ki.. “Bunu Turgut Bey’e bir tek sen söyleyebilirsin. Herkes ve askerler Asım’a kızını vermesini yanlış görüyorlar.”
Güzel de durumu Özal’a iletmiş; askerlerin de hoş karşılamadığını söylemiş..
Özal tepki göstermiş; ‘askerler niye karışsın?’ Güzel, dostane diyerek askeri hafiften kollamış...
*
Durum bir zamanlar ne haldeydi.. Askerler Başbakan’ın kızının kiminle evleneceğine bile karışmışlar..
Herkesi vesayetinin altında görmüşler.. Bir adım ötesi yok zaten..
Vesayetin daniskası demem bundan..
Gülseren Onanç tweet kurbanı mı?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç’ın bir gece aniden istifası üzerine çok şey söylendi..
Çok azı yazıldı..
Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun istifasını istediği kesin de; nedeni tam olarak netleşmedi..
Kimine göre; barış sürecini CHP tabanının yüzde 65’inin desteklediğini söylediği için gitti..
Kimine göre; CHP’nin yaptırmadığı anketi CHP anketiymiş gibi sunduğu için gitti..
Kimine göre; Kılıçdaroğlu televizyona çıkma dediği halde çıktığı için gitti..
İddialar bunlar..
Bir iddia daha var.. Radikal’de Koray Çalışlar yazdı.. Çok önemliydi ama üzerinde durulmadı..
Yazıdan kısa bir alıntı..
*
“Başka sorunlara girmeyelim. Mesela Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok popüler olmadığını ima ettiği konuşma fazla doğruculuk olarak görülebilir. Ancak istifadan iki gün önce attığı adım başka bir sayfadır.
Ahmet İnsel’in Radikal’de CHP’nin ‘tuzaklara’ düştüğünü, ’paniğe’ kapıldığını, acz, nefret ve şaşkınlıktan eli ayağı tutmaz hale gelmiş bir parti görünümü sergilediğini, bazı siyasi tavırların ‘patetik’ yani hastalıklı olduğunu söylediği, ‘Kılıçdaroğlu’nu boş gösteren halini’ ve aczini’ anlattığı ve ‘CHP’nin içinde matador Erdoğan’ın salladığı kırmızı örtüye gözü dönmüş biçimde saldıracak boğa sayısının az’ olmadığını savunduğu yazısı CHP’yi ‘rakibinin kurduğu tuzakta debelenirken resmetmişti.
Eğer siz CHP’nin genel başkan yardımcısıysanız, böyle bir analizi midenizin kaldırabilmesi mümkün değildir. Sevgili Gülseren Onanç ise bu analizi twitliyor, Hatta Eyüp Can’a Twitter’dan ‘Bunu engellemek için çok çaba sarf ediyorum’ yazıyor. (19.04.2013)”
*
Onanç’ın gidişi bu sebepleyse..
Tweet kurbanı diyelim mi? Yoksa retweet mi desek?
Bilemedim..
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025