Uludere’yi sormak, Uludere’yi konuşmak giderek suça dönüştürülüyor..
PKK’ya hizmet etmekle eşanlamlı hale getiriliyor.. Neredeyse örgüt propagandası sayılacak..
İktidara yakın duranlar Uludere’den söz etmenin milli menfaatlere aykırı olduğunu yazmaya başladı..
Biliyorsunuz.. Bizde milli menfaat denildi mi akan sular durur..
Bir zamanlar askerler çok kullanırdı.. Faili meçhulleri sormak bile milli menfaatlere aykırı sayılıyordu..
Ya altından devlet çıkarsa!..
Uludere de aynı kapsama sokuluyor.. Belli ki iktidarın yumuşak karnı!..
Belli ki, hükümet askerin hatasını kapatmaya çalışıyor..
Kanım bu ama iktidar mensupları itiraz ediyor.. Başbakan’ın başdanışmanı Akdoğan; askerin hatası örtülmeye çalışılmıyor, askerin linç edilmesine karşı çıkılıyor demiş..
Amaç, terörle mücadele edenlerin psikolojik çöküntüye uğratılmamasıymış..
Buraya bir not düşelim..
Düne kadar atış serbestti.. İktidara yakın duran yayın organları askerin açığını bulsak da çaksak diye dört dönüyordu..
O zaman da terör vardı..
Neyse!..
*
Uludere dün Başbakan’ın da gündemiydi.. Ama başka açıdan..
Uludere ile uğraşan medyanın, 50 kilo patlayıcıyla intihar saldırısı düzenlenmesini yazmamasına kızdı..
Baktım bütün gazeteler yazmış..
Demek ki; Başbakan büyük verilmemesine, tam sayfa işlenmemesine öfkelendi..
Mesela iktidara en yakın duran gazetede manşet değildi!.. Peki manşetten dev puntolarla verilmeli mi?
Tercih meselesi ama Başbakan kızmakta haksız.. Daha da ötesi kendisiyle çelişkiye düşmüş..
Niye mi?
Bir süre önce gazete patron ve yöneticilerini Ankara’ya davet edip terör olaylarının büyütülmemesini istemişti..
Bu tutum terörün ekmeğine yağ sürüyor demişti..
*
NOT; saldırıyı lanetlemeyenin bırakın gazeteciliğini insan değildir..
İktidar, sezaryene bile karışıyor
Bir ara özel hayata müdahale tartışması vardı.. Kıyı bölgeleri çalkalanıyordu.. İktidarın müdahale ettiği iddia ediliyordu..
İktidar her seferinde yalan diye karşı çıktı.. Hükümet düşmanlarının propagandası olduğu söylendi..
En çok söylenen söz kime müdahale etmişiz oldu..
*
Başbakan’ın dindar nesiller yetiştireceğiz açıklamasından sonra tartışma bıçak gibi kesildi..
Demek ki yaşam tarzlarına müdahale edilecekti..
Başka türlü dindar nesil nasıl yetiştirilirdi ki..
İktidar bununla da kalmayacak..
Doğum şekline de müdahale edilecek..
Vücutlara!..
Bundan böyle özel hastaneye giden sezaryenle doğum yapmak istiyorum diyemeyecek..
Normal doğum riskli değilse sezaryenle doğum yapan doktora, hastaneye ceza kesilecek..
Sezaryenle doğumun kökü kazılacak..
Normal doğumla dünyaya gelen nesiller yetiştirilecek..
Belki ileride ameliyat izi var mı diye sezaryen kontrolü bile yapılır!. Yaptıranlar dışlanabilir!
*
Hayat tarzına müdahale edilmiyor, bu kara propagandadır diye yazıp çizenlerin bi sözü olur herhalde..
Bekliyoruz..
İthal balıktan Ege otlarına
Ege’de, Akdeniz’de çoğu yer ithal balık satıyor..
İthal çiftlik balığı..
Sahil kasabalarına iniyorsun, deniz kenarına oturuyorsun ne yiyeceksin?
Balık..
Dolapta dev balıklar var.. Uzak Doğu’dan gelme, Angola’da yetiştirme..
Onlar da ne yapsın ki..
Akdeniz’de doğru dürüst balık kalmadı.. Ya Angola balığı satacaklar ya da yerli üretim çupra veya levrek..
Anlayacağınız alayı çiftlik.. Yerlisi de yabancısı da..
*
Söz balıktan açılmışken keyif aldığım bir lokantadan söz edeyim..
Cihangir Balıkçısı’ndan..
Manzara da şahane mezeler de.. Hele Ege otlarına düşkün olanlar için cennet.. Çeşit çeşit..
Haa.. Balıklar ithal değil..
