Başbakan’ın “İşte 326 milletvekiliniz var, gene mi bahane diyorlar. Ama işte bu, kuvvetler ayrılığı denilen olay var ya, o geliyor sizin önünüze bir engel olarak dikiliyor” sözlerini duyunca aklıma hemen Bekir Bozdağ geldi..
Ne alaka diyeceksiniz?
Şu..
Hem hukukçu hem Başbakan Yardımcısı sıfatıyla ‘başkanlık’ sisteminin en ateşli savunucusuydu..
Gerçi şimdilerde bu konuda konuşmuyor ama bir dönem kanal kanal dolaştı, uzatılan her mikrofona cevap verdi.. Hep şunu söyledi..
“Herkes kuvvetler ayrılığı olsun istiyor, o zaman kuvvetler ayrılığının olduğu sistemin adı başkanlık sistemidir. Parlamenter sistemde kuvvetler ayrı filan değildir.”
Bozdağ bir adım daha atmıştı..
“Peki Türkiye’de yasama, yürütme, yargı ayrı mı, değil. Kimse kimseyi kandırmasın” demişti..
Aynı Türkiye’ye anlatırken..
Başbakan Yardımcısı kuvvetler birliğinden şikayet etmişti..
Başbakan kuvvetler ayrılığından şikayet etti..
Başbakan Yardımcısı kuvvetler ayrılığı için başkanlık sistemine geçmek istediklerini söylemişti..
Başbakan’ın kuvvetler birliği için başkanlık sistemi istediği ortaya çıktı..
Başbakan’ın sözlerini duyunca aklıma hemen Bozdağ’ın gelme sebebi bu..
Ofsayt durumu oldu..
*
Gerçi yeni bi durum değil..
Bozdağ, Başbakan’ın yetkilerinin ‘başkan’dan fazla olduğunu, aslında yetkisinin kısıtlanacağını söylemişti ya..
Yasama gerçek denetleme gücünü o zaman yapacak demişti..
ABD’deki sistemi övmüştü..
AKP teklifini verince gördük ki tam tersi.. AKP kuvvetler birliğini istiyor.. Başbakan’ın Konya’da söyledikleriyle birebir örtüşüyor..
İşte o gün bugündür Bozdağ pek konuşmuyor..
Ofsayttan çıkmaya çalışıyor..
*
Farkı ne?
Başkan partisinin başında seçime giriyor, milletvekili adaylarını belirliyor..
Bununla kalmıyor..
Başkan, yasamayı by-pass edebiliyor.. Kanun gücünde kararnameyle istediğini yapabiliyor..
Yani.. Başbakan’ın Konya’da söyledikleriyle birebir örtüşüyor..
Uludere istismarı
Şunu baştan söyleyeyim..
İktidar partisi sözcüleri ne zaman işlerine gelmeyen bir durum ortaya çıkarsa hemen aynı kavrama sarılıyor..
İstismar etmeyin..
Eleştirinin adı istismar etmekti şimdi soru sormanın adı istismar etmek oldu..
Sormayacaksın!..
*
Gündemde yine Uludere var..
Birinci yılı doldu, ne olduğuna ilişkin soruların birine bile yanıt verilmedi..
Sorulunca..
İdari soruşturma açıldı, Meclis’te komisyon kuruldu, yargıya intikal etti istismar etmeyin diyorlar..
İyi de ne olmuş, ne bitmiş.. 34 vatandaş neden, nasıl bombalanmış, hatayı kim yapmış?
Cevap istismar etme.. Meclis komisyon kurdu..
Kurdu ama alt komisyon raporunu yazamıyor, rapor yazılmadığı için komisyon toplanmıyor!..
Sonuç alınamıyor..
*
Mesele o hale getiriliyor ki; ağzına Uludere lafını alan neredeyse PKK’lı olmakla suçlanacak..
Doktor yasağı bizim için de kalktı mı?
Haberi görmemişim, atlamışım..
Oysa bu konuda bir hayli kalem oynatmışlığım vardı..
Hürriyet’te Mehmet Yakup Yılmaz köşesine taşıdı, üzerine gitti..
Sağlık Bakanı’ndan ses çıkmadı..
*
Konuyu kısaca anlatayım..
Sağlıkta tam güne, performans uygulamasına karşı çıkaran üniversite hocalarının önünde alternatif yoktu..
Yasaya göre; akademik çalışmalara katılabilirler ama ameliyata giremezlerdi..
Onlar da istifa etti..
O günlerde çok tartışıldı, hastanın hekimini seçme hakkı hatırlatıldı, dinleyen olmadı..
Sağlık Bakanı kararlıydı..
*
Yapılanın yanlış olduğu kısa sürede ortaya çıktı.. Başbakan’ın ameliyat olması gerekiyordu..
Bu işin bir numarası bulundu..
Prof. Dr. Dursun Buğra..
Fakat Buğra’nın devlet hastanesinde, üniversite hastanesinde Başbakan’ı ameliyat etmesi iktidarın çıkardığı yasaya göre imkansızdı..
Ameliyat özel izinle gerçekleştirildi..
O günlerde Başbakan tabii ayrıcalığı olacak denildi.. O kadar da değil; istediği yerde istediği doktora ameliyat olmalı denildi..
*
Başbakan istisna denilince susuldu.. Öğrendik ki o istisnadan Sağlık Bakanı’nın eşi de yararlanmış.. Eşinin ameliyatını da üniversite dışından bir profesör üniversitede yapmış..
Bakan kendi getirdiği yasayı eşi için delmiş!..
Nasıl ‘deldiği’ soruluyor, Bakan cevap vermiyor.. Konsültan hekim sıfatıyla katılmış..
O ne?
Onu da söylemiyorlar, kendilerine saklıyorlar..
Mesela bizden birisi, bir vatandaş ameliyat olmak için devlet hastanesine ‘konsültan’ adı altında istediği doktoru çağırabilir mi?
Bakan’dan cevap beklediğimiz soru bu..
*
Kendimden örnek vereyim.. Başbakan’ı ameliyat eden Prof. Dr. Buğra’ya bir şikayetim nedeniyle ben de gittim..
Üniversiteye değil tabii, Amerikan Hastanesi’ne..
Ameliyat olmam gerekseydi mecbur özele yatacaktım!..Çünkü Hoca’nın devlette ameliyat yapması yasaktı..
Sağlık Bakanı’na sorum şu..
Bu uygulama bizim için de gevşedi mi? Yasak kalktı mı?
Yoksa sadece sizler için mi geçerli?
Özay Şendir
Özel’den Sosyalist Enternasyonel mesajları ve İsrail
23 Mayıs 2025
Cem Kılıç
Üretken yapay zekâ dört işten birini tehdit ediyor!
23 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Hayal bile kuramıyoruz!
23 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Rakamlar yalan söylemez
23 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Suriye, İsrail ve karıştırıcılar
23 Mayıs 2025