İyi olmadı, hoş almadı, doğru olmadı.. Başbakan, Baykal’ın Anayasa değişikliği paketini bölelim. 3 maddeyi ayıralım, 24 maddeye biz de oy verelim, referandumsuz halledelim teklifine kapıları kapattı..
Böyle başladı böyle gidecek dedi.. Oysa!..
ABD’ye giderken yeşil ışık yakmasa da kapıyı biraz aralamıştı..
En azından olabilir demişti..
Dönünce olmaz dedi.. Referandum yolculuğunu işaret etti..
* * *
Şunun da altını çizelim.. Bu tavır değişikliğinde Baykal’ın ikinci bir öneri getirmesinin payı büyüktür..
Çünkü ikinci önerisi ilkini öldürdü..
Kafaları karıştırdı.. Taktik yapıyor izlenimi doğurdu..
İlk öneri; üç madde referanduma gitsin idi.. İkinci öneri; üç madde seçim sonrasına kalsın oldu..
Kendi hamlesini baltaladı..
Paketi bölme konusunda istekli olmayan, mırın kırın eden AKP’nin eline büyük koz verdi..
Başbakan da ‘sulandırılıyor’ diyerek uzlaşmayı elinin tersiyle itti..
* * *
(İki gündür esen havayı kokladınız değil mi? Bu iş gerginlik olmadan hallolacak, uzlaşma sağlanacak diye toplum acayip rahatlamıştı.)
* * *
Şimdi ne olacak?
Hava sertleşecek..
Bu yüzden, değişikliğin tümünü destekleyenler bile bunun tek paket halinde, aşure gibi halkın önüne konulmasına karşı çıkıyorlardı..
En azından iki paket olsun diyorlardı.. CHP’nin önerisi kabul edilse ikinci pakete bile gerek kalmayacaktı.. Meclis’ten geçip Cumhurbaşkanı Gül’ün onayına gidecekti!..
* * *
Şimdi ne olacak sorusuna bir alıntıyla yanıt arayalım..
Yeni Şafak’tan Ali Bayramoğlu tek pakette ısrarın getireceği tehlikeyi köşesinde şöyle anlattı..
“Tek paket üzerinde yapılacak plebisit vâri bir oylama, toplumu da ortadan ikiye bölme ihtimalini taşır. Bu ihtimal yargıdaki yarılmanın giderilmesinin ötesinde, toplumsal yarılma tarafından beslenmesi riski demektir. Referandumun Başsavcı Aykut Cengiz Engin ile Zekeriya Öz arasında bir meşruiyet yarışmasına dönmesi mümkündür.
Bu durumda yüzde 55’lik “evet’ karşısında yüzde 45’lik “hayır’ bile yarılma, en önemlisi direncin varlığına, meşruiyetine yol verir!
Bu noktada siyasi iktidara önemli bir iş düşüyor.
Referandumun toplumu kutuplaştıracak ve bunu meşrulaştıracak bir mekanizma olmasını önlemek.”
* * *
Ortadan karnıyarık gibi bölünme ihtimalimiz kuvvetli.. Çıkacak sonuç herkesin pozisyonunu meşru kılacak.. Anayasa değişikliği dev bir tartışmanın kapısını açacak!.
En büyük tehlike bu..
Siyasetçi gazeteciler!
Dün yandaş medya falan diyorduk ya..
O aşamayı çoktan geçmişler.. Kendilerini iktidarın yerine koyup parti sözcüsü gibi muhalefete manşetten cevap yazıyorlar demiştim..
Geride kalmışım..
O aşamayı da geçmişler..
Televizyon ekranına çıkıp muhalefetteki siyasetçilerle takır takır tartışıyorlar..
Gözlerim fal taşı gibi açıldı..
Gazeteci değiller de, sanki iktidar partisinin grup başkan vekilleri, il başkanları..
Tavırları, edaları öyle!..
Siz öyle yaparsanız karşılığında böyle yapılır diye muhalefete laf yetiştirirken aslında böyle yaparız demek istiyorlar..
Bakalım ‘gazeteci’ şapkası altında daha neler göreceğiz, neler!..