Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Üzerinde çok durduğum, çok yazdığım için olsa gerek, başkanlık meselesi çok soruluyor..
Dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum..
Olasılıkları sıralıyorum..
Bugün de Koç Üniversitesi’ne gidiyorum..
Vaziyeti anlatacağım.. Özetleyeyim..
İktidar partisinin önerisi şu.. Başkanlık seçimiyle milletvekili seçimi aynı anda yapılacak.. Başkan kimin milletvekili olacağına karar vereceği için Meclis üzerinde de hakimiyetini sürdürecek..
Bu sır değil.. İktidar sözcüleri açık açık söylüyor..
Yasamaya istediğini yaptıramayan ABD Başkanı’na zavallı diyorlar, acıdıklarını söylüyorlar..
İş bununla da kalmıyor..
Başkana yasa gücünde kararname yapma yetkisi de vermek istiyorlar; Meclis’i fesih etme yetkisi de..
Yani başkan yaz kızım dediğinde istediği yasa değişikliğini yapabilecek..
Anayasa Mahkemesi’ne gider durdururuz?
Bunu da ortadan kaldırıyorlar.. Anayasa Mahkemesi’nin yürütmeyi durdurma hakkı olmayacak..
Zaten Anayasa Mahkemesi’nin yapısı da yeniden düzenlenecek.. Mahkemenin sekiz üyesi doğrudan başkan tarafından seçilecek, dokuzu başkanın milletvekili yaptığı vekiller tarafından..
Uzatmayayım..
HSYK da bu yöntemle belirlenecek..
Yüksek yargı da..
Meclis’in denetim mekanizmaları da ortadan kaldırılacak.. Gensoru yok, araştırma soruşturma yok, güvenoyu yok..
Denetim yok..
Başkan ve seçtiği bakanlar yasamaya karşı sorumlu olmayacak..
İktidar partisinin bu önerisi pek kabul görmedi.. Destek aradıkları BDP bile yan çizdi..
*
Hal böyle olunca B planı gündeme getirildi.. Partili cumhurbaşkanı..
Özal da partiden gelmişti, Demirel de denilebilir.. O kadar basit değil.. Cumhurbaşkanı partili olunca iş değişiyor..
Cumhurbaşkanı hem yasamayı şekillendiriyor hem de başbakanı atayabiliyor.. Sorumsuz ama icranın başı oluyor..
Bu formüle BDP evet der mi, dese bile referandumdan geçer mi bilmiyorum.. Tencereye konulan yemek bu..
Ağır ateşte pişirilmeye çalışılıyor..
*
Bir de üçüncü yol var tabii.. C planı da diyebiliriz..
O da şu..
Başbakan, anayasada değişiklik yapmadan cumhurbaşkanı adayı olur.. Yasaya göre aday olduğu zaman başbakanlıktan ve partisinin genel başkanlığından ayrılması gerekmiyor..
Milletvekilliği ile cumhurbaşkanı seçimi aynı günde yapılır..
Böylece partisinin çıkaracağı vekilleri kendisi belirler..
Çıkardığı milletvekiline göre..
O günkü Meclis tablosuna göre..
BDP ile vardığı mutabakata göre..
Ya başkanlık sistemini getirir ya yarı başkanlık anlamına gelen partili cumhurbaşkanı sistemini..
Güçlü karizmasıyla kimi koyarsa koysun bir süre başbakanlığa da hakim olacağı için anayasal değişikliğe kadar sorun yaşamaz..
*
Bu sayede muhalefet partisi liderlerini muhatap konumundan çıkarır.. Ben cumhurbaşkanıyım benim konumum ayrı der..
Atanmış başbakanla muhatap kılar..
Sonuçta; Meclis’e hesap vermeyen sorumsuz, ama icranın başı olarak yoluna devam eder..
*
Bu kadar lafın arkasına şu notu da ekleyelim.. Tabii ki son sözü sandık söyleyecek.. Seçimde veya referandumda..

Haberin Devamı

Apo CHP’liymiş!

Haberin Devamı

Niye mi?
BDP Milletvekili Pervin Buldan’la haber yollamış..
Demiş ki; CHP sürece katılsın..
Nasıl katılacakmış?
Komisyona üye vererek..
Yoksa..
Öcalan; CHP biter demiş..
Nedense, bu aralar herkes CHP’yi düşünüyor.. CHP bitmesin, küçülmesin diye uyarı üstüne uyarı yapıyorlar, öneri üstüne öneri getiriyorlar..
Herhalde hepsi gizli CHP’li..
Öcalan dahil..
Aman ha, öyle yapmayın böyle yapın, aman hata yaparsanız bitersiniz dediğine göre o da CHP’li olmalı..

Haberin Devamı

Dertleri tazminat mı?

Rahmetli Turgut Özal’ın ailesi uzun süredir tutturuyor..
Ölmedi, öldürüldü..
O dönem Köşk’te çalışan bazı garsonların Honduras’a kaçtığını bile iddia ettiler..
Mezar açıldı, naaşı Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.. Somut bir bulguya rastlanmadı..
Ölümünün 20. yılında bu mesele eşi tarafından bir kez daha dillendirildi.. Bir adım öteye geçilerek..
Semra Özal; ‘şehit sayılmasını ve şehit haklarının verilmesini istiyorum’ dedi..
Şehit Cumhurbaşkanı olsun..
Olursa ne olacak?
Ölüm yardımı alacaklar, harcırah, tazminattan tutun da faizsiz konut kredisine kadar bir yığın imkana kavuşacaklar..
İnsan sormadan edemiyor..
Yoksa bütün dert bu mu?