Böyle olacağı belli miydi? Evet.. Bu işin bilek güreşi haline geleceği belliydi..
Güreş şu minvalde gidiyor..
İktidar: Meclis’e gelmezseniz gelmeyin..
Ana muhalefet: Zaten gelmeye niyetimiz yok..
İktidar: CHP olmadan da Meclis çalışır. Komisyonları kurarız..
Ana muhalefet: Biz olmadan Meclis çalışmaz. Komisyonlar kurulmaz.
İktidar: Azınlık çoğunluğa tahakküm edemez..
Ana muhalefet: Çoğunluk azınlığa tahakküm edemez..
İktidar: Sonuna kadar gideriz..
Ana muhalefet: Dört yıl sürse de geri adım yok..
* * *
Sonuç ne olur?
Kavga çıkar!..
* * *
Nasıl mı çıkar?
Erdoğan, ben yolumda yürürüm, Meclis Başkanı’nı seçer, komisyonları kurar, Meclis’i çalıştırırım diyor ya.. Kılıçdaroğlu da komisyonları kurarsan anayasayı ihlal etmiş olursun, ben de Anayasa’yı ihlal eder yemin etmeden Genel Kurul çalışmalarına katılırım diye cevap veriyor ya..
Kurarsın..
Kuramazsın..
Genel Kurul’a girersin..
Giremezsin..
Kürsüye çıkıp konuşursun..
Kürsüye çıkamazsın..
Sonuç..
Önce bağırış çağırış.. Sonra hakaret.. Ardından küfür kâfir ve..
Yumruklar..
Dışarıdan polis çağıracak halleri yok ya..
Hakem heyeti de yok.. Gerçi var, Meclis Başkanı var ama o da durun yapmayın etmeyin diyecek, idare amirlerinden yardım isteyecek, ihtar verecek, oturumdan atma cezası kesecek..
Eee..
Dinleyen olur mu?
Mesele o raddeye gelince dinleyen olmaz..
Eksen kayması işte buna denir
Düne kadar ne tartışıyorduk..
Tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesini.. Bu durumun yasalara, anayasaya aykırı olup olmadığını.. Seçmenin tercihinin mi, hâkimin tercihinin mi önemli olduğunu.. Uzun tutukluluk süresini.. Tutukluluk halinin cezaya dönüşmesini..
Bugün ne tartışıyoruz..
Meclis çalışır mı çalışamaz mı? Yemin etmeyen milletvekilleri Genel Kurul’a girer mi giremez mi? Ana muhalefet olmadan komisyonlar kurulur mu kurulamaz mı? Yasa çıkar mı çıkamaz mı?
Eksen kayması değil de nedir?
CHP’nin taktik hatası
Yemin etmeme fikri kimden çıktı bilmiyorum ama iyi fikir olmadığı ortada..
Tam tersi.. CHP’li vekiller yemin etselerdi niye bugün yemin etmediklerini anlatmak yerine tutuklu iki arkadaşlarının haklarını daha fazla savunuyor olurlardı..
Sorun çözülmeden Meclis’i çalıştırmamak mı istiyorlar.. Komisyonlara üye vermeyerek asıl o zaman Meclis’i kilitlerlerdi..
Başkanlık divanını topal bırakırlardı..
Genel Kurul’da sürekli mağduriyetlerini anlatırlardı.. Meclis’i tatile sokmamak için ellerinden geleni yaparlardı..
Ne bileyim oturma eylemi yaparlardı..
Genel Kurul’dan ayılmama eylemi yaparlardı.. Sürekli konuşma eylemi yaparlardı..
Bin tane yolu var..
Üç günde çözülecek mesele olmadığını, mücadele istediğini, uzun, zorlu bir yol olacağını hesap edemediler..
Ne diyelim..
Evdeki hesap çarşıya uymadı!
Demokratlık tiyatrosu
Ne yazılar döşenmişlerdi ama.. Özgürlüklerin sınırı genişledikçe genişlemişti, demokrasimiz artık Batı düzeyindeydi, bazıları bunu anlamıyordu, hukukun üstünlüğü tecelli etmişti, insan hakları şampiyonu olmuştuk..
En baba demokrat kendileriydi.
Bugünlerde bu tür yazılardan eser kalmadı.. Kimi kıyısından köşesinden dolanıyor, kimi asıl meseleye girmiyor, pas geçiyor.. Başka konulara abanıyor.. Özgürlükleri savundukları an Ergenekon’u savunmuş gibi olacaklarını zannedip, tir tir titriyorlar..
Farkındalar..
Oynadıkları demokratlık tiyatrosunun perdesi kapandı.. Aslında iyi de oldu, ‘demokrat’ olmanın hiç de kolay olmadığını öğrendiler..
Gökten zembille inmediğini de.. Tek taraflı olmadığını da..
Tunca Bengin
Trump-Musk-Derin Devlet üçgeni...
9 Haziran 2025
Cem Kılıç
Yeni mezuna GSS borcu 2 yıl yok
9 Haziran 2025
Abdullah Karakuş
Bayram notları ve bayramlaşmalar
9 Haziran 2025
Hakkı Öcal
Netanyahu’nun intikamı çok acı olacak
9 Haziran 2025
Dr. Demet Erciyes
Çok uyku akıl sağlığını bozabilir mi?
9 Haziran 2025