Mehmet Tezkan

Mehmet Tezkan

mtezkan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Baykal’ın CHP Genel Başkanlığı’na veda ettiği günlerde Radikal’den Haluk Şahin ‘Ben Baykal olsam..’ başlıklı bir yazı kaleme aldı..
Baykal’a bir bahçeden öteki bahçeye geçmeyi öneriyordu..
Kitaplarla, konferanslarla, şiirle, edebiyatla, yaşamla, denizle, yüzmeyle, hobiyle dopdolu bir hayat..
Vakitsizlikten yapılamayanları, ertelenenleri, birinci sıraya koyan yeni yaşam tarzı..
Takıldım..
Haluk Hoca’nın dediği gibi ‘hayat, bir bahçeden ötekine geçer gibi, birinden ötekine geçilen evrelerden’ oluşsa bile bahçe değiştirmek bu kadar kolay mıdır?
Zannetmiyorum..
*
Yaşı 50’ye dayanmış gazetecilerin, koşuşturmalı işte çalışanların, stres topu gibi dolaşanların hafta tatili bilmeyenlerin, gece gündüz çalışanların hayalidir..
Başka bir hayata geçmek, bahçe değiştirmek..
Şöyle, kitapla, müzikle sırt üstü yatmak.. Günü uzun uzun, doya doya telaşsız yaşamak..
Balık tutmak, kırlara, bayırlara açılmak tarımla uğraşmak, kahvede okeye takılmak veya boş boş oturmak..
Öyle veya böyle herkesin amacı aynıdır..
Hele gazetecilerin..
*
Küçük bir tatil yöresinde (ama ille de deniz olacak) mümkünse Bodrum’da (sıkılınca kalabalığa dalmak için herhalde) bir yer aranır.. Aranır da bazen bulunur.. Bazen bulunmaz..
Cüzdanın kalınlığı yetmez!..
Bulundu diyelim.. Gidilir mi?
Her gün küfrettiğin hayat, her gün çilesini çektiğin kent, artık çekilmez hale geldi dediğin yaşanmaz biçimi bir bahçeden ötekine geçer gibi terk edilebilir mi?
Buraya kadar diyerek!..
*
Aramızdan böyle cesur arkadaşlar çıktı.. Çıktı da mutlu oldular mı? Görünüşte mutluydular tabii, özledikleri hayata kavuşmuşlardı.. Darısı başınıza diyorlardı ama!..
O kahredici, o yorucu, o bunaltıcı hayatı çaktırmadan özlüyorlar mıydı yoksa!..
*
Gidenler mi mutlu?.
Bir bahçeden öteki bahçeye geçenler mi?
Gidemeyenler mi?
Kim mutlu!..
Hiç denemeyenler mi?
Denemeye gerek görmeyenler mi?
Zaten deneme imkânı olmayanlar mı?
Bir bahçeden öteki bahçeye sadece ölümle geçilebilinir diyenler mi?
*
Yaşam tarzları, alışkanlıklar kolay kolay değişmiyor.. Belki de değişmemesinde yarar var..
Çok aktif bir yaşamdan bir gecede balığa olta sallamaya geçemiyor insan.. Vücut geçse de beyin direniyor..
Bu yüzdendir ki, bizim meslektekiler de siyasetçiler gibi şikâyet eder durur. Yazılar yazar, başkalarına ben olsam diye nasihat verir ama kendi yapmaz, yapamaz..
*
Hiç mi öteki bahçeye geçen yok diyeceksiniz..
Var, çok kişi var.. Mutlu mudurlar derseniz..
Mutlu olanlar az kişidir derim..
*
Onların farkı şu..
Bir anda, başka bir iradenin gücüyle kendilerini başka bir bahçenin kapısında bulmadılar..
İkinci bahçenin planını birinci bahçede yaptılar..
Bu yüzden sadece onlar mutlu!..

Haberin Devamı

Tezgâhtaki lüfer!
Duyuyordum, en son görsel yönetmenimiz Ali Acar da söyleyince gidip bakmak görev oldu..
Balık lokantalarına gidin, sorun.. Bu mevsimde çinakop, sarıkanat, lüfer gırla..
Yok artık demeyin!
Maalesef böyle.. Güya av yasağı var!!!
(Bu gidişle önümüzdeki sezon lüferi zor buluruz)
Buzhaneden mi diyorsun; Abi olta balığı diyorlar..
Ne oltaymış ama..
Maşallah, İstanbul’un bütün lokantalarını besliyor, yetmiyor; balıkçı tezgâhlarını bile dolduruyor.. Makul fiyata!..
(Taktik şu; balıkçı tezgâha iki üç lüfer koyuyor, abi olta diyor.. İnanıyorsun alıyorsun.. Tezgâhın altı dolu)
Ne oltaymış demem bundandır
*
Galiba birileri kaçağa çıkmış, birileri de göz yummuş..